03 Kasım 2019 10:48

“Plan yeni değil, sömürü hep aynı” 

Kayseri'den genç işçiler ile Yeni Ekonomik Program'ın hayatlarına etkisinin nasıl olacağını ve yaşam şartlarından ekonomik krizle birlikte neler değiştiğini konuştuk.

Paylaş

Ahmet AKARSU 

Kayseri 

“Ekonomiyi nasıl gözlemliyorsunuz?​”, “Sizce kriz var mı?​”, “Krizin yükünü kim çekiyor?​” ve “Ne yapmak gerek?​” soruları bu süreçte en çok tartıştığımız meseleler arasında yer alıyor. Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak’ın açıkladığı üç yıllık ekonomi planının genç işçiler için ne ifade ettiğine dair sohbet ediyoruz.  

BAKANIN AÇIKLAMALARI KARŞILIK BULMUYOR 

İşçi gençler bakımından bundan bir yıl kadar önce görüştüğümüz zaman “kriz mıriz yok” derken, şimdi “kriz olmaz olur mu?​” diyor. Bir yanda hükümet temsilcileri, bakanlar “Ekonomimiz çok iyi”, “İşsizliği şöyle azaltacağız”, “Enflasyon tek haneli rakamlara düştü”, “Büyük ekonomiye sahibiz” derken öte yandan genç işçilerin ceplerindeki delik giderek büyüyor. Bu çelişki artık daha belirginleşiyor. Bir yıl sonra krizin derinleşmesi ile hükümetin söylemleri karşılık bulmaz bir hal alıyor.  

“İŞSİZLİK BELASI” DEVAM EDECEK 

Artan işsizlik rakamlarına, işten atmalara herkes tepki gösteriyor. Herkesin işten atılan bir eşi, dostu, akrabası var. Çeşitli bahanelerle işine son verilmiş. İşten atmalar ve “işsizlik belası” en çok genç işçileri etkiliyor. İş-Kur bünyesinde üç aylık bir programla işe giren bir işçi, üç ay sonunda orada sabit çalışırım fikri ile işine başlıyor fakat üç ay sonra kapı dışarı ediliyor.  

Öte yandan meslek lisesini bitirip iş arayanından tutalım, başkaca liselerden mezun gençler iş aramaya çıkıyor. “İş bulabilir miyiz?​” kaygısı giderek artıyor. Genç işçiler bir fabrikadan çıkartılınca ötekine başvuru yapmak için kapı kapı geziyor. İşsizliği her yıl bir milyon azaltacağız diyen Albayrak’ın söylemleri bu tabloda karşılık bulmuyor. Görüştüğümüz bir metal işçisi genç “İşten atıldım. Yeni iş bulmak için kırk yere başvurdum. İşe alsınlar diye kırk takla attım” diyor. Üretimin dönem dönem azaldığını belirten başka bir genç işçi, “Mobilya sektöründe işler kesat. Herkes işten ne zaman çıkaracaklar endişesi ile bekliyor” ifadelerini kullanıyor. Ya da büyük işletmelerin stok yapıp işçi çıkardığını ifade ediyorlar. “Yeni” diye adlandırılan ekonomi programına işçiler “plan yeni değil, sömürü yıllardır aynı” diyor.  

“AKLIMIZLA DALGA MI GEÇİYORLAR?​” 

Tablo böyleyken Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak’ın üç yıllık açıkladığı Yeni Ekonomi Programı (YEP) genç işçilere hiçbir şey vaat etmiyor. “Ekonominin iyi” olduğu söylemlerine görüştüğümüz genç işçiler “aklımızla dalga mı geçiyorlar?​” diye yorumlarda bulunuyor. “Ay sonunu getiremiyoruz” diyen bir genç işçi, “Evli falan değilim fakat ay sonu gelmek bilmiyor. Bekârken böyleyse evlenince ne yaparız kim bilir” diye konuşuyor. Sosyal anlamda aktivite yapmadığını söyleyen genç işçiler, “Tek yaptığımız bir araya gelip, Pubg (papçi) oynamak” diyorlar.     

Ekonomi düzelir diye beklerken gördük ki artık düzelmesi çok zor fikri çıkıyor ortaya. “Böyle gelmiş, böyle gider” diyen de çıkıyor, “böyle gitmesin” diyen de…  

OPERASYONA DAİR GÖRÜŞLER PARÇALI  

Konu yapılan operasyonlara geliyor. Ortaya yine parçalı bir tablo çıkıyor. Süreci yakından takip edenler “bu ortamda ihtiyaç bu muydu?​” derken “gereken yapılmalı” diyenlerle görüşler ikiye bölünüyor. “Teröre dur demeliyiz” diyenler ve “ekonomik krizin üstü örtülüyor” diyenler olarak ayrışmalar yaşanıyor.  

Genç işçilerin patronlara daha öfkeli olduğu yaptığımız tüm sohbetlerden ortaya çıkıyor. “Büyük patron örgütleri operasyona destek açıklaması yaptı, ne diyorsunuz?​” diye soruyorum: “Patronunun desteklediği yerden hayır gelmez” yorumu yapılıyor. Savaşların ekonomiyi olumsuz yönde etkileyeceği yönünde hemfikir olunuyor.   

İŞYERLERİMİZDE HAK TALEBİNDEN VAZGEÇMEMEK GEREK  

“Ne yapmak gerek?​” sorusuna verilen cevaplar: daha fazla üretim yapmak oluyor. Kuşkusuz bir yanıyla doğru. Fakat YEP ile birlikte daha fazla özelleştirme ve yeni model özelleştirmeler kapıda… Ayrıca kıdem tazminatına yönelik saldırıların devam edeceğinin de işareti durumunda. Patronlara teşvikler veren hükümet işçi ve emekçileri onların çocuklarını yok saymaya devam ediyor. Her şey yolunda diyerek “aklımızla dalga geçmek” isteyenlere karşı, bu işin böyle gitmeyeceğini işyerlerimizde tartışarak hak taleplerimizle krizin yükünü reddederek verebiliriz. Diğer türlü yükün bizlere yüklendiği gerçeğiyle yüz yüze kalacağız.   

 

 

ÖNCEKİ HABER

Yeni Ekonomik Program gençliğe ne vaat ediyor?

SONRAKİ HABER

Gösterilen eğitime karşı Gazi’de bilimsel eğitim

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...