03 Ekim 2019 16:02
Son Güncellenme Tarihi: 04 Ekim 2019 15:35

“Hayvan hakları yasası önünde rant lobileri ve tutucu bürokrasi var”

HAYTAP Ankara Temsilcisi Pelin Sayılgan, önceki yıllarda hazırlanan tasarının yasalaşmasını istediklerini söyledi. Yasasının çıkmasının önündeki tutucu bürokrasiye ve rant lobilerine dikkat çekti.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Derya KAYA
Ankara

Türkiye’de hayvan hakları açısından ciddi düzenlemelere ihtiyaç bulunurken hayvanlar eziyet ve kötü muameleyle yüz yüze yaşamlarını sürdürüyor. Yıllardır hayvanları koruyacak bir yasanın hazırlanması için mücadele veren hayvan hakları örgütlerinin ise çabaları sonuçsuz bırakılıyor.

4 Ekim Hayvanları Koruma Günü’nde HAYTAP Ankara Temsilcisi Pelin Sayılgan ile hayvan haklarının durumunu ve TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonunun hayvan haklarına ilişkin çalışmasını sürdürdüğü raporu konuştuk.

MECLİSTE KONUŞULUYOR AMA YASALAŞMIYOR

Sayılgan, HAYTAP olarak 4 Ekim’i kutlayamadıklarını belirterek çok fazla hayvan hakkı ihlali olduğuna dikkat çekti. 15 senedir Mecliste yasalaşması için uğraştıkları bir tasarı olduğunu belirten Sayılgan, “24. yasama döneminde Çevre Komisyonu tarafından bir çalışma yapılarak uzmanlar dinlendi ancak genel kurulda oylama aşamasına gelmişken araya seçimler girince kadük oldu. Eğer Meclisin kanun çıkarma niyeti varsa olması gereken o çalışmanın yasalaşmasıydı” dedi. Geçtiğimiz aylarda kurulan Hayvan Hakları Araştırma Komisyonunun birçok kişiyi sevindirdiğini ancak HAYTAP olarak temkinli yaklaştıklarını söyleyen Sayılgan, “Zaten elimizde hazırlanmış bir kanun taslağı var. Aynı konular sürekli konuşuluyor ama sonuca ulaşmıyor” dedi.

KOMİSYONUN KARARININ BAĞLAYICILIĞI YOK

Komisyondaki üyelerin hepsinin hayvan sahibi iyi niyetli, gönüllü milletvekilleri olduğunu kaydeden Sayılgan, “Sonuç raporunda avcılığın yasaklanması gibi hayal bile edemeyeceğimiz kararlar alındı. Ancak araştırma komisyonu olduğu için kararlar sadece tavsiye niteliğinde, bağlayıcılığı yok” dedi. Yasalaşmanın önündeki engellere dikkat çeken Sayılgan, “Biz hayvanlara şiddet, tecavüzün Kabahatler Kanunu’ndan çıkartılıp Ceza Kanunu’na girmesini istiyoruz. Adalet Bakanlığının ‘Taşrada eşeğe, ata tecavüz çok yaygın olduğu için hapishanelerde yer yok’ çekincesi var. Yasa yapıcılar bize hak veriyor ama iş masaya geldiğinde kimse sorumluluk almak istemiyor, yeterli kaynağın, elemanın olmadığı altından kalkılamayacağı söyleniyor. Bu sebeple umutlu olsak da temkinliyiz” diye konuştu.

KANUNUN ÇIKMAMASI ÖNÜNDE ÇOK ENGEL VAR

Hayvan hakları düzenlemesinin önünde bir yanda tutucu bürokrasiye diğer yanda kâr odaklarına dikkat çekti. Sayılgan şöyle konuştu: “Adalarda 1300’e yakın at çalışıyor. Fayton plakası, at malzemeleri yüksek fiyatlara satılıyor ve ciddi bir rant var. Senede en az 400 at ölüyor. Sömürü tek boyutlu da değil.12-13 yaşlarındaki çocuklar atlarla birlikte ahırlarda sağlıksız koşullarda kalıyor.  Avcılık lobisi var, inanılmaz paralar dönüyor, deney hayvanlarından ciddi rant sağlayan firmalar var. Bu kanunun çıkmaması için o kadar çok engel var ki”.

RAPOR ÖNÜMÜZDEKİ HAFTAYA KALDI

Araştırma Komisyonunun 4 Ekim’de açıklanması planlanan raporunun bazı ek konuların görüşülmesi için önümüzdeki hafta açıklanacağını söyleyen Sayılgan, “Deney hayvanları, deve güreşi gibi folklorik dövüşlerin kaldırılması gerekiyor. Biz en çok kediyi, köpeği görüyoruz ama mezbahalarda işkence ve vahşet yaşanıyor, en azından acısız kesim yöntemlerinin uygulanmasını istiyoruz” dedi.

POPÜLASYON KONTROLÜ DEVLET POLİTİKASI OLMALI

Barınaklardaki kötü koşullara dikkat çeken Sayılgan, hayvanların insanlardan soyutlandığı, beton zemin üzerinde sağlıksız koşullarda istiflendiğini söyledi. Sayılgan, barınakların geçici hastaneler olarak görev yapması gerektiğini, sadece engelli ve yaşlı ve bakıma muhtaç hayvanların kalması gerektiğini vurguladı. Sağlıklı hayvanların kısırlaştırılıp, aşılanıp alındığı sokağa geri bırakılması gerektiğini vurgulayan Sayılgan, “İnsanlar korkabilir, çok fazla sokak hayvanı var ama bu popülasyonun kontrolü devlet politikası olmalı. Etkin bir şekilde bütün ülkede eş zamanlı kısırlaştırma yapılmalı. Sokak hayvanı popülasyonunun en büyük nedenlerinden biri petshoplardan alınıp sokağa terk edilen hayvanlar olduğundan hayvan satışı yasaklanmalı. Yurt dışından kaçak girişler önlenmeli, hayvanı terk edenin kim olduğunu belirlenip cezalandırılması için çipleme yöntemi getirilmeli” dedi.


CHP'Lİ ANTMEN: HER YIL 8 MİLYONDAN FAZLA HAYVAN İŞKENCEGÖRÜYOR

Öte yandan CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü vesilesiyle yaptığı yazılı açıklamada Kanun değişmediği için her yıl 8 milyondan fazla hayvanın işkence gördüğünü belirterek “Hayvanlarımızı koruyacak yasa biran önce çıkartılmalıdır” dedi.

Antmen, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile 5199 sayılı Hayvan Hakları Koruma Kanunu'nda değişiklik yapılmadığı her yıl 8 milyondan fazla hayvanın işkence görmeye devam edeceğine ve hayvanlara eziyet edenler ile öldürenlerin küçük para cezaları ile kurtulmaya devam edeceğini belirterek “Konuyla ilgili kanun teklifi verdik. Yıllardır bekletildi. Bazıları genel kurulda AKP oyları ile reddedildi. Hayvan Hakları Kanunun değiştirilmesi uzun yıllardır bütün toplumun talebi. Hayvanlarımızı koruyacak yasa biran önce çıkartılmalıdır” ifadelerini kullandı.

HDP'DEN HAPİS CEZASI TEKLİFİ

HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan da hayvanların kasten veya taksirle öldürülmesi, işkence ve kötü muamelede bulunulması ve neslinin yok edilmesi suçlarına hapis cezası verilmesini öngören kanun teklifini TBMM Başkanlığına sundu.

Paylan'ın TBMM Başkanlığına sunduğu teklif, Türk Ceza Kanunu (TCK) ve Hayvanları Koruma Kanununda değişiklik yapıyor.

Teklifle, TCK'da yer alan ve sahipli hayvanların bakımlarını sağlayan kişilerin birer malı veya nesnesi olduğunu ima eden maddeler yürürlükten kaldırılıyor.

Teklife göre, TCK'nin "Çevreye Karşı Suçlar" başlığı "Hayvanlara ve Çevreye Karşı Suçlar" şeklinde değiştiriliyor.

Buna göre, sahipli veya sahipsiz hayvanları kasten öldüren kişiler üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Sahipli veya sahipsiz hayvanların ölümüne, yaralanmasına, kalıcı olarak beden bütünlüğünün bozulmasına taksirle neden olan kişilere dört aydan üç yıla kadar hapis cezası verilecek.

Sahipli veya sahipsiz hayvanlara kasten kötü muamelede bulunan, hayvanlar üzerinde deney yapan, hayvanları döven, birbirleriyle dövüştüren, aç veya susuz bırakan, aşırı soğuğa ve sıcağa maruz bırakan, zarar verme kastıyla bakımlarını ihmal eden, fiziksel ve psikolojik acı çektiren, hayvanları gücünü aştığı açıkça görülen fiillere zorlayan, sağlık nedenleri ile gerekli olmadıkça hayvanlara zor kullanarak yem yediren, zarar veren, alkollü içki, sigara, uyuşturucu ve bunun gibi bağımlılık yapan maddeler veren kişi dört aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak.

Hayvanlara işkence ve tecavüz eden hayvanları zehirleyen veya zehirli yiyecek yediren ve hayvanlar üzerinde deney yapan kişi iki yıl bir aydan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak.

Teklife göre, bir hayvanın neslini yok edecek müdahalede kasten bulunanlar beş yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Hayvanlara karşı suçların kamu görevlileri tarafından işlenmesi halinde soruşturma izni aranmadan kanunda belirtilen suçlar bir kat arttırılarak uygulanacak.

Özel mülkünde evcil hayvan besleyen kişi, bu hayvanlara, etolojisine uygun bir şekilde bakmak, beslemek, haklarına saygı göstermek ve gözetmekle yükümlü olup, her türlü ihtiyacını karşılamak zorunda olacak. Teklife göre, hayvanlar üzerinde tıbbi ya da bilimsel amaçlı deneyler dahil olmak üzere herhangi bir gerekçeyle deney yapılamayacak.

Ev hayvanı satış yeri olarak ruhsatlandırılmış işletmelerde hayvan ticareti yapılamayacak.

Teklifle, hayvanat bahçesi veya her ne ad altında olursa olsun teşhir amaçlı olarak hayvanların kapalı biçimde tutulduğu tesislerin kurulması yasaklanıyor. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

KHK’li kamu çalışanları Ankara’da buluşacak: Birlikte daha güçlüyüz

SONRAKİ HABER

Karşıyaka’da “yerel yönetimlerde sağlık hizmetleri” konuşuldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa