06 Temmuz 2019 15:17
Son Güncellenme Tarihi: 06 Temmuz 2019 18:23

SETA’dan gazetecileri ekmeğiyle tehdit eden bir rapor

Fatih Polat, SETA’nın gazetecileri ve hükümete muhalif yayın yapan medya kuruluşlarını fişleyen raporunu yazdı.

1 Mayıs 2019 / Bakırköy - İstanbul | Fotoğraf: Özcan Yaman/Evrensel

Paylaş

Fatih POLAT

Siyasi, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı’nın (SETA) ‘Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları’ başlıklı, İsmail Çağlar, Kevser Hülya Akdemir, Seca Toker imzası ile yayınlanan 202 sayfalık raporu, daha adından başlayarak niyetini belli ediyor. Gerçek anlamda bilimsel kaygılar güden bir çalışmanın ‘Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Bölümleri’ ya da, ‘Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Birimleri’ gibi bir başlık taşıması beklenirdi.

Raporda örneğin BBC Türkçe’nin, 15 Temmuz Darbe Girişimi’ne dair çok sayıda habere atıf yapmış olmasına rağmen ağırlıklı olarak bu darbe girişiminin ardından gerçekleşen gözaltılara ve işkence iddialarına dair haberlere yer vermesine zoom yapılırken, bu kurumda çalışan gazeteciler yaptıkları sosyal medya paylaşımları ile bile, iktidarın kamu diplomasisi anlayışıyla uyumlu bir biçimde çerçevelenerek hedef alınıyor.

Gazetecilerin sosyal medya paylaşımlarının bu biçimde izinin sürülmesi Türkiye’de son dönemin basın davalarında sıkça kullanılan bir yöntem olarak biliniyor. Böyle bir yöntemle gazeteciyi, bir ‘ajan’ havasında kodlamak, uluslararası basın kurumlarında çalışan tüm gazeteciler için açık bir tehdittir. İlla bu raporun ardından operasyonel bir adımın gelmesi gerekmiyor. Yani böylesi fiziksel bir sonuç olmaksızın dahi insanları ekmekleriyle tehdit etmek, sosyal medya paylaşımlarını yaparken bile ifade özgürlüğü bağlamında rahat davranmayı bırakıp, “Acaba bu paylaşım ya da şöyle bir retweet başımı derde sokar mı?” diye düşünmeye itmek başlı başına pratik bir adımdır zaten.

BBC Türkçe’den pek çok meslektaşımız sosyal medya paylaşımları ve geçmişte çalıştıkları kurumlara dair olarak raporda yer alıyor. BBC Türkçe’nin bu açıdan raporda özel bir yer tuttuğunu belirtelim.

DW Türkçe’de görev yapan meslektaşlarımız da tek tek mesleki geçmişleri ve Twitter paylaşımlarıyla bu raporda yer alıyor.

Raporda Evrensel, Birgün ve Yeni Yaşam’a dair paylaşımlar yapmak da bir sorun olarak kodlanmış.

Raporda gazetecilerle birlikte başka kurumlara dair de, iktidarın bakış açısını ifade eden ideolojik çerçevelemeler görüyoruz. Bir tanesi şöyle: “Ancak Türkiye’nin PKK’nın şehir uzantılarını ve silahlı terör örgütü mensuplarını sivil halkın arasından temizlemek üzere başlattığı şehir operasyonları BBC Türkçe tarafından daha çok HDP’li milletvekillerinin  gözünden aktarılmıştır. Her ne kadar HDP’li milletvekillerinin terör örgütüyle bağlantısı  ve daha önce devletin terörle mücadelesi hakkında bölge halkında tepkiye neden olacak  yalan ve spekülatif haberler aktardıkları defalarca kanıtlanmış olsa da BBC Türkçe HDP milletvekillerine güvenilir haber kaynağı muamelesi yapmıştır.”

Yani yasal bir parti olan ve Meclis’te grubu bulunan HDP’nin milletvekilleri ‘güvenilir haber kaynağı değildir’ diyor rapor.

Bir yanıt hakkı olarak ifade edeyim. ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasıyla yargılandığım ve halen devam eden davama ilişkin olarak RSF Türkçe’nin Twitter hesabından yapılan bir paylaşımın BBC Türkçe’den meslektaşım Onur Erem tarafından RT’lenmesi de raporda yer bulmuş. Yani anlaşılan bu raporu hazırlayanların kafasında mahkum olmuş durumdayım ve benimle sosyal medyadan dayanışmak da problem.

Rapora şöyle bir bakanlar birçok meslektaşımızı, ‘fişleme’ ya da ‘andıç’ ne derseniz deyin, iktidarın bakış açısıyla çerçevelenmiş biçimde görecektir.

Açıkçası ben o rezil yöntemi yeniden üretmiş olmamak için, buraya o meslektaşlarımızın isimleri ve orada yer alma biçimlerini tek tek örnekleriyle koymuyorum.

Böyle bir çalışmanın akademik, bilimsel bir çalışma adı altında meşrulaştırılamayacağını belirtmeye gerek var mı? Raporun belli bölümlerinde sınıflandırmalar yaparken ‘dengeli’ bir dil kullanılıyor çağrışımı vermeye yönelik bir profesyonelliğe başvuruluyor olması, bu raporun yıllardır gazeteci davalarına dair iddianamelerde gördüğümüz yöntem olduğunu gerçeğini değiştirmiyor.

Bu rapora dair belki daha sonra biraz daha detaylı yazmak da mümkün olabilir. İlk olarak hızlı bir okuma ile gözümüze çarpanlar bakımından bu yazdıklarımız bir değinme olsun.

ÖNCEKİ HABER

Özel üniversite yöneticisi Bilal Erdoğan: Eğitimin ticaretine saygı duymuyorum

SONRAKİ HABER

Almanya'da mültecilere destek yürüyüşü düzenlendi: Sınırları açın

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...