27 Nisan 2019 09:13

Erdoğan, ‘Uzlaşma’ hayali kuranlara ‘döve döve’ anlatıyor

Erdoğan’ın Kızılcahamam'daki konuşması, 'Hadi uzlaşma adımları atın' diyenlere, kendi gerçekliğini döve döve anlatma kararlılığının bir ifadesi.

Fotoğraf: Cem Oksuz/AA

Paylaş

Fatih POLAT

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, partisinin Kızılcahamam’daki 28. İstişare ve Değerlendirme Toplantısındaki sözleri, onun tek bir mesajı üzerine uzlaşma senaryoları kuranlara, kendi siyaset tarzını döve döve anlattığı bir konuşma olarak özetlenebilir. 
Bu konuşmada CHP, HDP ve Davutoğlu ile Gül’e özel mesajlar var. Onun dışında kendi partisinin içi ile AKP sonrası yeni iktidar senaryolarını tartışmaya başlayan çevrelere dönük olarak da mesajlar içeren bir konuşma bu.

Erdoğan’ın Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül şahsında dile getirdiği, “İçimizde yanlış yapanların da olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. İçimizde belli seviyelere, belli noktalara gelenlerin yaptığı çalışmalar, yenilir yutulur cinsten değil” diye başlayan ve “Hangi ilde, ilçelerde neler oluyor, bunların hepsi bize geliyor. Nerede neler döndüğünü biliyoruz” diye devam eden vurgular, net bir çizgi çekiyor. Erdoğan, Davutoğlu ve Gül’e, bu sözlerle “Hiç eşelenmeyin, size buradan ekmek yok” derken, parti teşkilatı içinde onlarla temas kuranlara da, “Gözüm üzerinizde, canınıza okurum” demiş oluyor.

Erdoğan’ın, kendisinin, Bahçeli’nin, Soylu’nun ve iktidar medyasının söylemlerinin pratikleşmiş bir tezahürü olarak linç girişimi ile karşılaşan Kılıçdaroğlu’ya ilişkin olarak söyledikleri de hiç şaşırtıcı değil. Erdoğan’ın bu olaydaki temel stratejisi, başından beri kurduğu seçim stratejisinin bir devamı idi. Kılıçdaroğlu’nun böyle bir olaydan bile ‘mağdur’ olarak değil, hatalı olarak çıkması için bastırıyor ve bastırmaya devam edecek. Çünkü geniş kitleler nezdinde mağduriyetin sağlayabileceği siyasi ve toplumsal destek halinin kendi tekelinde olduğunu düşünen bir siyasetçi tipiyle karşı karşıyayız.

Erdoğan’ın İstanbul seçimleri ile ilgili söyledikleri ise, daha seçim gecesinde yaptığı konuşmayı, “Sonucu kabul etti ve kitlesini hazırlıyor” biçiminde değerlendirenlere ve onun bir konuşmasından sonra, muhalefete dönüp, “Hadi uzlaşma adımları atın” diyenlere, kendi gerçekliğini döve döve anlatma kararlılığının bir ifadesi. Ya da, Bilal’e anlatır gibi anlatıyor. 

Politikayı, tarihsel referanslardan, ekonomik ve sınıfsal bir temelden, kişilerin sorgulanmaya çok açık ve ‘beka’larını tehlikeye sokacak siyasi bakiyelerinden bağımsız olarak okumak, saflıktan, politik körlükten başka bir şey değildi zaten. 

Erdoğan konuşmasında, muhalefetin aldığı belediyelerin kendi merkezi iktidarlarını zayıflatmaması için atmayı düşündükleri adımların, bu konudaki hazırlıkların da işaretini verdi.

Konuşmasının diğer bir işareti de, partisinin içine yönelik yapacağı değişikliklere hazır ve ‘teslim’ olunmasına dair.

Erdoğan’ın konuşmasının en kilit noktası İstanbul seçimlerine ilişkin söyledikleri. Bu sözleri, ittifak ortağı Bahçeli’nin Yenikapı’daki mitingde söylediği ‘İstanbul son siperdir’ cümlesi ile de uyumlu. Şu artık daha net anlaşılmalı. Eğer muhalefet İstanbul’u almasaydı, hem Ankara’nın iktidar tarafından daha büyük bir taarruzla sorgulanmasına hem de HDP’nin kayyımdan geri aldığı belediyelere daha büyük zorluklar çıkarmasına tanıklık edecektik. HDP, İstanbul’da verdiği destekle bunu ön cepheden frenlemiş oldu. Erdoğan’ın bütün kızgınlığı da buna. Ve CHP’nin, yeni iktidar senaryolarının merkezine oturtulması karşısında onu yıpratmak için elinden geleni yapacağının da işareti bu konuşması. 

Kendi yaptıklarını muhalefete yüklemek konusundaki mahirliğini bu konuşmasında da gördük ayrıca: “CHP’nin kutuplaştırma siyasetine, nefret söylemine karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.”

Diğer yandan, kendisinin yetkilerinin sınırlandırıldığı ya da zaman içinde devre dışı bırakıldığı iktidar seçeneklerini etüt eden sermaye çevreleri ile dünyanın belirli merkezlerine de mesajlar verdi.

Ve, başından beri İstanbul’a iktidar tarafından yapılan bütün itirazlar, Erdoğan’ın sadece bilgisi dahilinde değil, telkiniyle yürüdü, yürüyor. 

ÖNCEKİ HABER

Cumartesi Anneleri 735. hafta: Kayıplarımızı aramaktan vazgeçmeyeceğiz

SONRAKİ HABER

İnşaatlarda iş cinayetleri sürüyor: Başakşehir ve Kocaeli'de 2 ölü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...