08 Nisan 2019 15:52

Mor Çatı, nafaka hakkına dair açıklama yaptı

Mor Çatı, “Nafaka hakkına dair doğru bilgileri paylaşıyoruz” diyerek açıklama yayımladı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Kamuoyunda nafaka uygulamaları ile ilgili çarpıtılmış ya da gerçek dışı bilgiler verildiğini belirten Mor Çatı Vakfı, açıklama yaptı. Mor Çatı açıklamasında “Yanlış bilgilerin yayılmasına mahal vermemek adına nafaka ile ilgili çok bilinmeyen doğruları paylaşma gereği duyduk” dedi.

MOR ÇATI: NEDEN KADINLARIN “NAFAKA HAKKINA DOKUNMAYIN” DİYORUZ?

  • KİMLER NAFAKA ALABİLİR?

Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesine göre, “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.” Nafaka sadece kadınlara değil ekonomik gücü daha düşük olan erkeklere de bağlanabilir. Uygulamada genellikle nafaka alan tarafın kadın olmasının nedeni toplumsal cinsiyet eşitsizliğinde aranmamalıdır. Kadınların erkeklerle eşit eğitim ve istihdam olanaklarına ve eşit maaşa erişiminin olmaması onları ekonomik olarak dezavantajlı kılar. Bu sebeple nafaka hakkında genellikle kadınlar yararlanmaktadır.

  • NAFAKA SÜRESİZ MİDİR?

Hayır, değildir. Kadının iş bulması, yoksulluk durumunun ortadan kalkması ya da yeniden evlenmesi ile nafaka kaldırılabilir. Tarafların mali durumlarının değişmesi ve hakkaniyetin gerektirdiği hallerde nafaka miktarının artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.

  • NAFAKADA KUSUR ARAMAK NE DEMEKTİR?

Mevcut durumda nafaka alacak tarafın kusurunun diğer taraftan daha fazla olmaması şartı aranmaktadır. Yapılmak istenen değişiklik ile eşit kusur bulunması halinde nafaka verilmemesi ve eşit süre ve miktar belirlenmesinde kusurun göz önüne alınması hedefleniyor. Kusurun belirlenmesi hakimin takdirinde olduğundan böyle bir değişiklik yapılması halinde cinsiyetçi önyargılar ile karar verilmesi muhtemel olacak. Her mahkemeden farklı sonuçlar çıkacak ve nafaka hak eden taraf için mağduriyet yaratılacaktır.

  • İŞTİRAK NAFAKASI NEDİR VE İŞTİRAK NAFAKASININ KALKMASI NE ANLAMA GELİR?

İştirak nafakası, bir ebeveynin velayete sahip olan diğer ebeveyne yetişkin olmayan çocuklarının bakım masraflarını eşit bir şekilde üstlenebilmek için ödediği nafakadır. İştirak nafakasının kaldırılması bakım masraflarının velayete sahip olan ebeveynin, yani çoğunlukla kadınların, üstüne yıkılması, sıkça karşılaştığımız nafakanın ödenmediği durumlarda olduğu gibi erkeklerin çocuk bakımına ne maddi ne de manevi katkı sunmaması anlamına gelir. Bir çocuğun bakım ve eğitim masraflarının ebeveynlerin ortak sorumluluğu olduğu düşünüldüğünde, iştirak nafakasının kaldırılması erkeklerin çocuk yetiştirme sorumluluğunu reddetmesi anlamına gelmektedir.

  • VERİLEN NAFAKALAR KADINLARIN HAYATINI GEÇİNDİREBİLECEK TUTARDA MI?

Nafaka miktarı, Türk Medeni Kanunu’nun 275. maddesi uyarınca nafaka yükümlüsünün mali gücü oranında belirlenir. Kadınların deneyimleri bize gösteriyor ki çoğunluğu yaklaşık aylık 300 TL yoksulluk nafakası almaktadır. Nafaka miktarı standart olmayıp hakim tarafından belirlendiğinden kadınların yoksulluktan kurtaracak ya da çocukların bakımını karşılayacak nafakalar bağlanmamaktadır. Türkiye’de açlık sınırının 1686 TL olduğu düşünüldüğünde kadınların çalışmak yerine ömür boyu nafaka almayı tercih ettiği ya da kadınların nafaka alabilmek için 1 hafta evli kalıp boşandığı gibi argümanlar akıl dışıdır.

  • NEDEN “KADINLARIN NAFAKA HAKKINA DOKUNMAYIN” DİYORUZ?

İçinde yaşadığımız toplumsal koşulları şekillendiren kadın erkek eşitsizliği kadınları pek çok açıdan güçsüzleştirmektedir. Kadınların hayata eşit katılımını sağlayacak destekleyici politikaların eksikliği ise başta ev içi emek olmak üzere birçok sorumluluğu kadınların tek başlarına üstlenmesi anlamına geliyor. Örneğin, çocuk bakımı ne yazık ki kadınların birincil görevleri arasında sayılmaktadır ve çocuklar için ücretsiz kreş hakkı devlet tarafından sağlanmamaktadır. Çocuğunu ücretsiz olarak kreşe göndermeden çocuk bakımını esas olarak annelerin üstlendiği durumlarda kadınların uzun saatler mesai yapabilmesi mümkün değildir. Ücretsiz kreş desteği ise uzun çalışma saatlerine denk gelmediği için kadınlar yine kreş saatleri dışında çocuklarına bakmak zorunda olduklarından çalışamamaktadır. Çoğu güvencesiz, esnek ve düşük ücretli işlerde çalışan kadınların ise çocuklarını ücretli bir kreşe göndermeleri mümkün değildir. Bu nedenle gerek düşük ücretli çalışan kadınlar için gerekse çalışamayan kadınlar için verilen sosyal yardımların veya kreş desteğinin yetersiz olması nedeniyle nafaka bir lütuf değil vazgeçilmez haklarıdır.

  • NAFAKA KONUSUNDA YAŞANILAN BAŞLICA SORUNLAR NELERDİR?

Nafaka ödemekle yükümlü olan erkekler gelirlerini asgari ücretten göstermek, kayıt dışı çalışmak ve malvarlıklarını başkasının üzerine yapmak gibi yöntemler uygulayarak verilen nafaka miktarını en aza indirmekte, pek çoğu nafaka ödememektedir. Verilen nafaka miktarları kadınları yoksulluktan kurtaracak ya da çocukların bakımını karşılayacak düzeyde değildir. Nafakasını düzenli alamayan kadınların hepsi icra takibi yoluna başvurmamakta, başvuranlar ise erkeğin ikametgahını değiştirmesi, tabligatı almaması gibi nedenlerle sonuç alamamaktadırlar. Ayrıca nafakanın kadın tarafından bir talepte bulunulmadan enflasyon oranında yükseltilmemesi de bir diğer sorundur. (EKMEK VE GÜL)

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz: https://ekmekvegul.net/files/neden-kadinlarin-nafaka-hakkina-dokunmayin-diyoruz.pdf

ÖNCEKİ HABER

Dersim'de ihraçlarda AKP ve Memur-Sen'in etkisi var iddiası

SONRAKİ HABER

Sudan’da hafta sonu başlayan kitlesel eylemler devam etti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...