04 Mart 2019 09:19
Son Güncellenme Tarihi: 04 Mart 2019 10:30

HDP: Cumhurbaşkanı'nın işi toplumu kutuplaştırmak değil

HDP Sözcüsü Saruhan Oluç, Erdoğan'ın "Yallah Kürdistan'a" açıklamasına tepki gösterdi, "Milyonlarca insanı kovma hakkına sahip değil" dedi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Halkların Demokratik Partisinde (HDP) gündem Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sarf ettiği "Bu ülkede yeriniz yok yallah Kürdistan'a" sözleri.

Parti Sözcüsü Saruhan Oluç, gündemi değerlendirdiği basın toplantısında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın HDP ile ilgili “Defolun gidin” açıklamalarına tepki gösterdi. Oluç, “Babasının evinden kovuyor gibi kovamaz. Toplumu bu kadar germek ve kutuplaştırmak Cumhurbaşkanı’nın işi değildir” dedi.

HDP Halklar ve İnançlar Komisyonu da İstanbul'da düzenlediği basın açıklamasında, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın nefret suçu işlediğini belirtti.

“20 MİLYON YURTTAŞI KOVMAK KİMSENİN HADDİNE DEĞİLDİR”

HDP Genel Merkezinde yaptığı basın toplantısında gündemi değerlendiren Oluç, seçim çalışmaları hakkında da bilgi verdi.  Erdoğan’ın “Defolun gidin” sözlerine tepki gösteren Oluç, “Kayyım atadıkları belediyelerin tek yolu, bizim bütün seçmenlerimizle beraber Irak’a gitmemizmiş. Ağlanacak halimize gülüyoruz ama bu ülkenin Cumhurbaşkanı sıfatıyla meydanlarda dolaşan bir kişi 6 milyon oy almış bir siyasi partiyi aileleriyle birlikte 20 milyon insanı ülke dışına yolluyor. Bir ülkenin Cumhurbaşkanı, ülkesindeki 20 milyondan fazla yurttaşı babasının evinden kovuyor gibi kovamaz. Kimseyi bu ülkeden kovma hakkına ve haddine sahip değildir. Bu, tarihe yazıldığı gibi insanların da hafızalarına kazınmıştır artık” diye konuştu.

“ERDOĞAN TOPLUMU AÇIKÇA BÖLÜYOR”

Bu tutumu kabul etmediklerini ve boyun eğmeyeceklerini söyleyen Saruhan Oluç, Erdoğan’ın ayrımcı ve ötekileştirici bir dili olduğunu ve bunun nefret söylemi yarattığını ifade etti. Erdoğan’ın toplumu açıkça böldüğünü dile getiren Oluç, “Özellikle Karadeniz’de bu konuşmayı yaparken Karadenizli yurttaşlarımızla Kürt yurttaşlarımızı karşı karşıya getirmektedir.  Bu tavır aynı zamanda tek adam yönetiminin neden yürüyemeyeceğini net olarak ortaya koymaktadır”dedi.

2013 YILINDA ERDOĞAN KÜRDİSTAN’I DEFALARCA KULLANDI

Erdoğan’ın, 2013 yılında meclis kürsüsünde ve TV proğramlarında “Kürdistan coğrafyası” kavramını çeşitli defalar kullandığını belirten Oluç şunları söyledi: “Şimdi ise kullananlara ‘Defolun gidin’ deme hakkını kendinde görmektedir. Bir siyasi partinin genel başkanı tarihsel, kültürel, coğrafi bir tanımlamayı ‘Yoktur’ diyerek ortadan kaldıramaz. Bu bir yerel seçimdir, bu yarışı sürdürürken herkes demokratik siyasetin edebine uygun davranmalıdır. Siyasi eleştiri olabilir ama nefret söylemi, ayrımcılık yaymak, toplumu bu kadar germek ve kutuplaştırmak Cumhurbaşkanı’nın işi değildir. Kendisi AKP’nin genel başkanı olarak böyle şeyler yapabilir mesela Avrupa’daki ırkçı partilerin başkanları gibi.”

“ÇALIŞMALAR HEYECAN VE COŞKUYLA SÜRÜYOR”

Seçim çalışmalarının ise her yerde başladığını özellikle Kürt coğrafyasında halk buluşmaları ve mitinglerin büyük bir heyecanla ve coşkuyla sürdürüldüğünü dile getiren Oluç, Kürt illerinde 20 Mart’a kadar, sonrasında Newroz ile devam etmek üzere, batıda ise 31 Mart’a kadar çalışmalarını mahallelerden başlayarak sürdüreceklerini belirtti. Seçim çalışmalarının sağlıklı olması için mümkün olan çabayı gösterdiklerini ifade eden Oluç, “Siyasi iktidarın baskıları ise bizim seçim çalışmalarımızı durdurabilecek düzeyde değil” dedi.

“LEYLA GÜVEN’İN TALEBİ HUKUKİ VE İNSANİDİR”

Açlık grevlerine de değinen Oluç, Leyla Güven’in açlık grevinin 117. gününde olduğunu söyleyerek, “Sağlık açısından ciddi bir eşiğin içinde bulunuyor. Cezaevlerinde de açlık grevleri yaygınlaşarak devam ediyor. Talep insani ve hukukidir. Gereken adımların atılmasını bekliyor ve Adalet Bakanlığını bir kez daha bu konuda uyarıyoruz. Hiçbir insanın sağlığına zarar gelmeden bu meselenin sona erdirilmesi için elimizden geleni yapıyoruz” dedi.

“İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU AKP’NİN TETİKÇİSİ VE MİLİTANI GİBİ DAVRANIYOR”

Dayanışma için Diyarbakır’da açlık grevine oturan beş arkadaşlarının da gözaltına alındığını belirten Oluç şöyle konuştu: “İl binalarına kolluk güçlerinin baskın yaparak arkadaşlarımızı gözaltına almalarını kınıyoruz. Bu şekilde müdahale etmek hukuken de aykırıdır ama ortada bir hukuk kalmamıştır. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dur ve Soylu zamanında insan hakları ve hukuktan bahsetmek yersizdir. Geçmişte içişleri bakanı siyasi partilerden değil  bağımsızlardan olurdu. AKP ile bu ortadan kalktı, işte sonucunu görüyoruz. Süleyman Soylu, seçim güvensizliğinin 1 numaralı müsebbibidir. AKP’nin tetikçisi ve militanı gibi çalışmaktadır”.

Süleyman Soylu’nun sadece HDP’ye değil bütün muhalif partilere aynı şekilde davrandığını belirten Oluç, “Tabii Cumhurbaşkanı Erdoğan hakaret  edince o da geri durmamaktadır” ifadesini kullandı. (Ankara EVRENSEL)


HDP HALKLAR VE İNANÇLAR KOMİSYONU: GİTMESİ GEREKEN SENSİN

HDP Halklar ve İnançlar Komisyonu düzenlediği basın açıklamasında, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın nefret suçu işlediğini savundu. HDP Basından Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Azad Barış, “Köklerimizi bu topraklardan söküp atmak kimsenin haddine değil. Gitmesi gereken biri varsa sensin, biz değiliz” diye konuştu.

HDP İstanbul İl Örgütü’nün çağrısıyla Taksim Hill Hotel’de düzenlenen basın açıklamasında, “Kadim halklar kültür, tarih ve medeniyetlerine sahip çıkıyor” pankartı açıldı. Açıklamada ilk olarak HDP Basından Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Azad Barış konuştu. Erdoğan’ın sözlerinin bir arada yaşayan tüm halklara yönelik olduğunu söyleyen Barış, “Evlerimiz, hikayelerimiz burada. Hiçbir yere gitmeyeceğiz. Köklerinizi bu topraklardan söküp atmak kimsenin haddine değil. Gitmesi gereken biri varsa sensin, biz değiliz. Her dağın yüceliğine göre bir dumanı var. Bizim dumanımız dağılmaz seninki dağılmak üzere. Biz seni dağıtacağız Erdoğan. Hrant ağabeyin dediği gibi; bu topraklarda gözümüz var ama alıp götürmek için değil altında yatmak için. Biz halkız sen ise tiransın, gidecek olan sensin biz gitmeyeceğiz.” dedi. Barış, Erdoğan’ın nefret suçu içeren sözlerine ilişkin suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.

"BU TOPRAKLARDA GÖMÜLMEK İÇİN GÖZÜM VAR"

Süryani halkları adına konuşan Edip Arslan ise, “Sürgünlerle Mezopotamya’da topu topu 300 kişi kaldık. Benim bu topraklarda gözüm var. Köyümdeki 1700 senelik kilisenin bahçesinde gömülmek için gözüm var.” diye konultu. Demokratik Alevi Dernekleri’nden Hüseyin Özcan da “ Biz bu topraklarda kardeşçe yaşayacağız bu toprak hepimize yeter. Ama yetmiyor diyen biri varsa Gürcistan’da yeteri kadar toprak var oraya gitsin.” ifadelerini kullandı. Asimile bir Laz olduğunu söyleyen Aylin Hacaloğlu da, bir Cumhurbaşkanının bütün halkları kapsayan bir dil benimsemesi gerektiğini belirtti. Doğu Güneydoğu Dernekleri’nden Abdulhakim Daş ise, “Halklar bahçesi olan bu coğrafya halkların mezarlığına dönüştü. Kürtler olarak uzun yıllar bu coğrafyada ulus devlet anlayışının dayattığı tek millet, tek dil, tek ırk anlayışı bizi bu güne götürdü.” dedi. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

"Çerxa Şoreşê" marşı cezası: İstiklal Marşı’nı el yazısıyla yazacak

SONRAKİ HABER

Tunç Soyer: İzmirli AKP'nin yaptığı ayrımcılığı görüyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...