30 Kasım 2018 00:19

ODTÜ işçilerinden asgari ücret çağrısı: Önce bizimle toplantı yapın

ODTÜ'de çalışan işçiler sendikalarına çağrı yapıyor: 'Bizimle toplantı yapıp, müzakereleri taleplerimiz üzerinden yürütün'

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Hüseyin İNANÇ
Ankara

Türk-iş ve DİSK’e bağlı sendikaların örgütlü olduğu ODTÜ’de çalışan işçiler, aralık ayında belirlenecek asgari ücret için sendikalarına çağrı yaptı: “Bizimle toplantı yapıp, müzakereleri taleplerimiz üzerinden yürütün.” Sendikalara çağrı yapan işçiler, asgari ücretin artması için birlik olmak gerektiğine dikkat çekti.

Konuştuğumuz işçiler arasında 20 yılı aşkın süredir ODTÜ’de çalışan işçiler de var, daha yeni işe girenler de. Hangi işçiyle konuşsak ilk duyduğumuz söz, “Bu asgari ücret yetersiz” oluyor. Asgari ücretin 1603 lira olduğunu, Asgari Geçim İndirimi (AGİ) ile birlikte 1700 TL civarı ücret aldıklarını söyleyen işçiler, bu ücretle geçinemediklerini dile getiriyor.

Asgari ücretin kaç lira olması gerektiği konusunda ise işçilerin kendi arasındaki tartışma sürüyor. Bekar bir kadın işçi, “En azından 2 bin 500 TL olmalı” deyince arkadaşlarının tepkisi ile karşılaşıyor. Başka bir kadın işçi ise “2 bin 500 TL ile bir ev nasıl geçinecek, en az 3 bin TL olmalı” diyor.

‘ÇOCUĞUN GÜNLÜK BEZİNE BİLE YETMEZ’

İşçilerin genel talebi asgari ücretin 3 bin TL civarında olması yönünde. Eskiden metal fabrikasında çalışan bir işçi “3 bin TL ile insanca yaşanır mı, yaşanmaz ama bugünden biraz daha rahat yaşarız” diyor.

Sohbetimize dahil olan bir diğer işçi ise “Asgari ücret, açlık sınırının altında olmamalı” diyor. Devletin maaşlara ek olarak verdiği yardım ücretlerinin de gülünç olduğunu ifade eden işçi “Benim çocuğum için aylık 10 TL sözde yardım yapıyor devlet, o para çocuğun bir günlük bezine yetmiyor” diyerek maaşa ilave edilen yardımların da yeniden düzenlenmesini istiyor.

DAHA NASIL FEDAKARLIK YAPALIM?

Hükümetin işçilerden fedakarlık istemesine de tepkililer.  “Zaten aldığımız maaş belli, nasıl fedakarlık yapalım?​” diyen bir işçi şöyle devam ediyor: “Onca köprü yapıldı, oralara para hep bulundu; bize mi para bulamıyorlar? O zaman o köprüleri yapmayacaklardı.”

Bir başka işçi ise 24 Haziran seçimlerinde oy kullanmadığını fakat ondan önceki tüm seçimlerde hep AKP’ye oy verdiğini anlatıyor. O dönem çevresinde “Tayyipçi” olarak adlandırıldığını belirten işçi, “Ne değişti?​” diye sormamız üzerine, onca fedakarlık yaptıklarını fakat Rahip Brunson’un serbest bırakılması sonrasında AKP’ye yönelik güvenini kaybettiğini ifade ediyor.

Milletvekili maaşlarına yapılan zammı hatırlatan diğer bir işçi ise “Milletvekilleri 4 yılda emekli oluyorlar, biz kaç bin gün prim ödememize rağmen yaştan dolayı emekli olamıyoruz. Onlara yüzde 26 zam yapılıyorsa, bize de aynı zam yapılsın” dedi.

Taşerondan kadroya geçiş sürecini de eleştiren işçi, “Devlet sözde bir kadro verdi de ne değişti? Değişen sadece kimliğimiz oldu” diyor.

SENDİKALAR DAHA ETKİN OLSUN

İşçiler, ODTÜ’de örgütlü olan Türk-İş’e bağlı Tez-Koop-İş ve DİSK’e bağlı Genel-İş sendikalarının mevcut durumundan şikayetçi. Sendikasını etkisiz kalmakla eleştiren bir işçi “Baştemsilcinin bir odası bile yok, işçinin bir şikayeti olsa nereye gidip derdini anlatacağı bile belli değil” derken, sendikaların işçilerle toplantılar yaparak işçilerin taleplerini asgari ücret müzakereleri sırasında dile getirmesi gerektiğini ifade ediyor.

Konuştuğumuz bir kadın işçi de, Türk-İş heyetinde asgari ücretli kadın bir işçinin yer almasının yeterli olmadığını belirterek devam şöyle devam etti: “Asgari ücret müzakerelerinde oraya katılanlar oturum başına para alıyorlar ama sonucunda bize çıkan zam belli.” 

Asgari ücretin artması için işçilerin birlik olması gerektiğini belirten işçiler, “İşçiler birlik olursa grev de yaparlar, miting de yaparlar. Öncelikle birlik olunması lazım” diyorlar.

KADROYA GEÇTİLER AMA YEMEĞİ İKİ KATINA YİYORLAR

Konuştuğumuz işçilerin çoğu asgari ücret ve zamlar gibi tüm ülkeyi etkileyen sorunların yanı sıra ODTÜ’de yaşanan sorunlardan da bahsediyor. “ODTÜ yönetimi dışarıdan çok demokratik görünüyor da burada çalışan işçiler yönetimin o yüzünü hiç göremedi” diyen bir işçi, taşerondan kadroya geçen işçilerin ODTÜ yönetimi tarafından hâlâ taşeron gibi görüldüğünü ve kendileri ile eskiden beri kadrolu olan işçiler arasında ayrımcılık yapıldığını söylüyor.

“ODTÜ bizi içine hiç sindiremedi” diyen bir işçi, diğer çalışanlarla mesailerinin, öğle aralarının bile farklı olduğunu anlatıyor ve çarpıcı bir örnek veriyor: Yemekhanede aynı yemeği yiyoruz ama diğer personel 3.40 TL öderken biz 6.40 TL’den yiyoruz.”

ÖNCEKİ HABER

Endonezya’daki Coca-Cola fabrikası işçileri hakları için direniyor

SONRAKİ HABER

Macron ve May G20 Zirvesi'nde Muhammed bin Selman ile görüşecek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...