04 Ekim 2018 22:15

5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü

Emekli Öğretmen Rıza Zeyrek, 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü dolayısıyla Evrensel'e mektup yazdı: 'Mücadelemizden hiçbir zaman vazgeçmedik'

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Rıza ZEYREK
Emekli Öğretmen

Bu yıl 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü'nü, öğretmenlerin iş ve çalışma koşullarının ağırlaştığı, ekonomik krizin, enflasyon ve döviz artışlarının, yüzdelikle sınırlı maaş artışlarını silip süpürdüğü, ağır ekonomik krizin en başta eğitim alanını vurduğu, krizin bütün yüklerinin emekçilere yıkılmak istendiği, ülkemizin yeni “Duyun-u Umumiye” benzeri denetimlere açıldığı; kitap, gazete, dergi gibi eğitim kültür araçlarının el ulaşamaz düzeyde pahalandığı, kağıt kriziyle öğrencilere dağıtılan ders kitaplarının büyük kesiminin basılamadığı, OHAL’in  kalktığı ama uygulamalarının devam ettiği, darbe kalkışmasını yapan ‘FETÖ’nün tutuklusundan fazla başta öğretmenler olmak üzere kamu emekçisinin KHK mağduriyetinin devam ettiği, demokrasinin ,özgürlüklerin çırayla arandığı koşullarda karşılıyoruz!

Mutsuzuz ama umutsuz değiliz!

Biz öğretmenler; en çetin işgal ve askeri darbe koşullarında ülkemizi ve parçası olduğumuz halkımızı barışı,kardeşliği ,bağımsız demokratik Türkiye’yi savunduk, savunmaya devam ediyoruz!

Demokratik hak ve özgürlükleri savunduk, savunmaya devam ediyoruz!

Parasız, bilimsel, demokratik eğitimin bir yurttaşlık hakkı olarak memleketin her yerinde ulaşılır, nitelikli, eşit verilmesi için mücadele ettik ediyoruz!

Emperyalizmin ve emrindeki işgalcilerin karşısında Türkiye halkını kayıma çağıran,Üsküdar’da, Sultan Ahmet’te İstiklali tam -ı savunan Halide Edip’tik!

Kuvva-i milliyeci Mustafa Necati, laiklik için başını veren Kubilay olduk!

Millet mekteplerinde başlattığımız okun eğitim devrimini, eğitmen kurslarında sürdürenlerdik!

Köy Enstitüleriyle halkçı,iş içinde, üretken eğitim yapan, yeryüzünün özgün eğitim uygulamasını planlayanlardık!

Ortaçağ karanlığına karşı aklı ve bilimi savunan TÖDMF’ dük!

Demokrat parti zulmüne karşı, demokrasi mücadele veren öğretmenlerdik!

TÖS’ tük!:

12 Mart işkencelerinde; Demokrasiye balyoz indirenlere karşı dik durduk!

Buz kırdık, sürgün olduk, ama ülkemizi ve demokrasiyi onurla savunduk!

12 Eylül faşist darbesinde yüz binlerle sayımız gözaltına alındı sorgulandı, işkence gördü!

Hapishanelerde en ilerden öğretmen öncüleri, ağır koşullardan ötürü yaşamını yitirdi!

Başta Fakir Baykurt olmak üzere, birçok devrimci, öncü öğretmen sürgünde yaşamlarını yitirdiler!

Ama boyun eğmedik! Halkımıza zulmeden, demokrasiyi insan haklarını yok eden cuntayla her şart altında mücadele ettik. Türkiye öğretmenlerinin tarihi, antiemperyalizmin, demokrasi için antifaşizmin onurlu bir tarih sayfasıdır!

Biz öğretmenler ve sendikalarımız, 15 Temmuzda ve sonrasında, faşist kalkışmaya çok net karşı çıktık!

Uzun bir zaman devlete nasıl sızıp, MEB’i, Devleti nasıl yönettiklerini toplumumuzla paylaştığımızda:

“Bir kısım insanlar Devlete Fettullahçılar sızmış diyor, buna kargalar güler!” diyenlerin ağır saldırısıyla karşılaştık!

Darbeyi, muhalefetin değişiyle: “20 Temmuzda sivil bir karşı darbeye çevirip, Allahın bir lütfu!” olarak görenler, binlerce öğretmeni işinden, mesleğinden etti, bizi açlıkla terbiye etmek istediler, mücadelemizden vazgeçmedik!

Öğretmenler gününün hamaset için, ülkemizin, eğitim emekçilerinin, geçim ve yaşama koşullarını es geçip, eğitimimizin açmazlarının derinleşen sorunlarının üstünü örterek; yoksulluğun, işsizliğin, ülke kaynaklarının her alanının talan edilip yok edildiği gerçeğini gizleyen törenlerle kutlandığı, hediye alma günü olarak kabul etmedik, etmiyoruz!

Biz bu ülkenin eğitim emekçileri olarak; ülkemizin evrensel demokrasinin ve uygarlık değerlerinin gerisinde bir Ortadoğu ülkesi olmasını, öyle kalmasını asla kabul etmedik, etmiyoruz!

Bilindiği üzere 5 Ekim 1994’de Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim Örgütü UNESCO, 5 Ekim'i “Dünya öğretmenler günü!” olarak ilan etti!

Bu günün Dünya öğretmenler günü ilan edilmesinin temelinde, 1966 yılının, 5 Ekiminde Fransa’da yapılan uluslar arası toplantıda ve altında 72 ülkenin Başbakan, Başbakan düzeyinde yetkilendirilmiş görevlisinin imzası bulunan “Öğretmenlerin Statüsü!” belgesi vardır.

43 paragraftan oluşan bu belgede;

Öğretmenliğe kabul, görev tanımı, öğretmenlikte yükselme, liyakat, öğretmenlerin örgütlenme hakları sıralanmış, öğretmenlik mesleği özgün bir meslek ve çalışma alanı olarak belirlenmiştir.

Ülkemizde 5 Ekim’e alternatif olarak yüz bin öğretmeni içeri attıran 12 eylül faşist askeri cuntası tarafından ihdas edilen “24 Kasım Öğretmenler günü” ileri sürülmüş, 12 Eylülcüler öğretmenlere yaptıkları zulmü kapatmak için kendilerine bir örtü olarak bu günü kullanmışlar, onların devamı olanlarda ; Mustafa Kemal Atatürk’ün, 1928 yılının 24 Kasımda TBMM’de Başöğretmenliği kabulü ve yazı devriminin  benimsetilmesi atılımını kendi suçlarına  örtüye dönüştürenlerin izinden devam etmişlerdir!

Biz öğretmenler için; 24 Kasım 1928 Başöğretmenlik ve yazı devrimi önemlidir, onun savunusunu, ilerletilmesini, savunduk savunuruz!

 Ama Nadir Nadi’ye “Ben Atatürkçü değilim!” kitabını yazdıran Kenan Evren ve 12 Eylül cuntasının, demokrasi, hukuk devleti, adalet kavramını rafa kaldırıp, ayetlerle, kutsal kitap elde dolaşıp, ülkemizin ve eğitim sistemimizin Ortadoğululaşmasını sağlayan kadrolara yol veren, bu gün eğitimde yaşadıklarımızın sorumlularının ısmarlama günlerini kabul etmeyiz!

Öğretmenlerin talepleri için mücadele eden sendikalar üzerinde ağır baskı ve sindirme kabul edilemez!

5 Ekim Öğretmenlerin Statüsü Belgesinin altında imzası bulunan ülkemizin ve bakanlığın yöneticileri, belgenin gereklerini yerine getirsin!

3600 Ek gösterge düzenlemesi hayata geçirilsin!

% 20 enflasyon farkı hemen verilsin!

Farklı statüde öğretmen çalıştırmaya son verilsin!

KHK mağdurları, hukuk içinde kalınarak görevlerine derhal iade edilsin!

Eğitim sistemimizin dibe vurmasına neden olan uygulamalara, liyakatsızlığa, eğitimin içeriğinin dincileştirilmesine son verilsin! 

Kapatılan köy okulları hemen açılsın!

Taşımalı eğitime son verilsin!

Atama bekleyen ve atanmayan öğretmenler derhal atansın!

Tarikat, cemaat ve vakıfların MEB üzerindeki gölgesi derhal kalksın!

Örgütlü toplum, Demokratik Türkiye için sendikal olarak yönetime katılmanın,  eğitim planlamasında yer almanın önü açılsın!

Yandaş sendikalar ve sözde sivil toplum örgütleri adı altında iktidara yakın kurumlarla istişare yerine;  öğretmen, veli, öğrenci örgütleriyle sorunlarının çözümü için masaya oturulsun!

Yaşasın, 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü!

ÖNCEKİ HABER

PEN ayın kitabını seçti: Mıgırdiç Margosyan’ın Bütün Kitapları

SONRAKİ HABER

6 yılda 259 kişi selfie yaparken öldü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...