24 Eylül 2018 03:33

Tarihin en eski çizimi Güney Afrika'daki Blombos Mağarası'nda bulundu

Güney Afrika’nın güney kıyısında bulunan Blombos Mağarası’nda yapılan arkeolojik kazılarda, 73 bin yıl öncesine ait çizim bulundu.

Fotoğraf: Wikimedia Commons

Paylaş

Bir resim bin kelime anlatabiliyorsa, 73 bin yıl önce bir kaya parçası üzerine çizilen çapraz çizgili bir desen, bir destan anlatabilir. Sorun bize neyi anlattığını anlamaktır. Çizim, Güney Afrika’nın güney kıyısında bulunan Blombos Mağarası’nda, Arkeolog Christopher Henshilwood ve meslektaşları tarafından mercimek şeklinde bir kaya parçasının üzerinde bulundu. Uzmanların söylediğine göre, kırmızı toprak boyası kullanılarak yapılan bu tasarım, soyut bir deseni simgeliyor.

PAHA BİÇİLEMEZLİK KADERİ 

Tasarımın fazla göz kamaştırıcı veya ihtişamlı olduğunu iddia etmek zor. Ama sanat eserinin kaderinde paha biçilemez ve ünlü olmak yazıyor çünkü bu çizim arkeolojik kayıtlara en eski çizim olarak kayıtlara geçti. Bu çizimden önce, İspanya’da muhtemelen Neandertallerin bir çalışması olan yaklaşık 64 bin yıl öncesine ait bazı mağara resimlerinin yanı sıra, yaklaşık 40 bin yıl öncesine ait Avrasya’nın karşı uçları İspanya ve Fransa’daki mağaraların duvarlarını süsleyen sanat eserleri ve Endonezya’da Sulawesi’nde daha yeni keşfedilen mağara desenleri olarak bulundu. Birbirlerinden 12 bin kilometre mesafede bulunmalarına rağmen bu mağara resimleri -bir dizi hayvan ve el şablonları- bin yıl sonra bile insanın öz farkındalığının işaretleri olarak, doğrudan figüratif sanat olarak kabul edilen imgeler barındırıyor. 

PİGMENT UYGULAYARAK YAPILAN BİR ÇİZİM

Bu son parçanın temel ayırt edici özelliği, bir tasarımın bir yüzeye çizilmesi veya yüzeyin kesilmesiyle yapılan bir oymadan ziyade, pigment uygulayarak yapılan bir çizim olması. Oymacılığın tarihi, daha öncesine dayanır. Bilinen en eski oymalar, yaklaşık 540 bin yıl öncesine dayanır ve modern insanın evrimleşmesinden önce, büyük olasılıkla Homo erectus tarafından yapılmış olan ve Java’da bulunan kabuk parçaları üzerindedir.  Bulunan diğer eski oymalar da oldukça basittir: Bazen düz bazen çapraz çizilmiş çizgilerden oluşurlar. Bu oymalarda tasvir olarak tanımlayabileceğimiz bir şey yoktur ve elimizde bu çizimlerin, takvim ya da çetele gibi kullanışlı şeyleri simgelediklerine dair yeterli kanıt da yok. Yani, bu Paleolitik etiketler aslında bir anlam aktarmak isteyen tasarımlar mıydı yoksa anlamsız grafitiler miydi? Bunlardan bazıları, bir somun ekmeği dilimledikten sonra doğrama tahtası üzerinde kalan çizikler gibi başka eylemlerin kasıtsız sonucu da olabilir.

ÇİZİM DAHA BÜYÜK BİR DESENİN PARÇASI MI?

Aksine, bir çizimin reddedilmesi daha zordur. Şüphesiz, Blombos’ta bulunan bir çizim, tıpkı oymalar gibi çapraz çizgilerden oluşmakta, ama başka bir sürecin tesadüfi yan ürünü olarak çizilmiş olamaz. Her ne kadar hangi amaçla yapıldığını kanıtlamak son derece zor olsa da yazarlar, sahip oldukları kanıtları, toprak boyası kalıntılarına ait çalışmalar da dahil olmak üzere adli titizlikle inceliyorlar. Çizimin daha büyük bir şeyin parçası olduğu anlaşılıyor, çünkü bazı çizgiler başka parçalara devam ediyormuş gibi görünüyor. Buna ek olarak yazarlar, bu çizimlerin fırça darbeleri yerine toprak boyası parçalarından yapılmış olabileceğini göstermek için toprak boya parçalarını kullanarak tarihi yeniden canlandırmaya çalıştılar.Her ne kadar bu kaya parçası üzerindeki tasarım, yalnızca desenin belirli bir açıyla kasten döndürülmesiyle oluşmuş olsa da daha sonraki sanatçıların tuvallerine bürünmüş olması mümkün.

Eski sanatçının kırmızı toprak boyayla çizmeyi tercih etmesi bir sürpriz değil. Büyük ölçüde demir oksit içeren mineral, çok eski zamanlardan beri pigment olarak kullanılmıştır. Dünyevi kırmızı tonları, Blombos ve yakınlarındaki diğer mağaralarda yaşayan ilk modern insanlara açıkça çok şey ifade ediyordu. Bunu boyalarda ve belki güneş koruyucu olarak bile bir bileşen olarak kullandılar. Yaklaşık 100 bin ila 73 bin yıl öncesinde bir zaman diliminde, bölge halkı, dünyada bir ilk olarak, ince işlenmiş taş, kemik aletler ve oyulmuş toprak boya parçaları ile on binlerce yıl sonra günümüze gelecek eserler üretmişti.

Bu, orada yaşayan ilk Homo sapiens’lerin bu tür tasarımları üretebildikleri, görece “modern” biliş ve davranışa sahip olduklarını gösteriyor. Bilemeyeceğimiz şey, bu işaretleri neden yaptıkları ya da bunların neyi temsil ettikleri? Hayvan veya el resimlerinden farklı olarak, çizimin soyut doğası hiçbir ipucu sunmuyor. Ve bu, sanat tarihi hakkında büyüleyici bir soru ortaya çıkarır. 100 bin yıl önce Güney Afrika’da yaşayan insanlar, başka yerlerde henüz keşfedilmemiş teknolojiyi kullanıyor olsa da henüz figüratif sanatı icat etmemişlerdi. Yani bunlar, Lascaux ve Sulawesi’nin birbirinden bağımsız ve alakasız icatlarının mağara resimleri miydi, yoksa modern insanlar bu esnada başka bir yerde mağara sanatı yaratıp daha sonra dünyayı dolaşırken onları ele mi geçirdi? Net olan şu ki, Mondrian, Jackson Pollock, Bridget Riley ve bugünün büyük sanatçılarına yol açan bir trend başlattılar.

nature.com’dan çeviren Sevgi FERİDEBaşlık ve arabaşlıklar Evrensel’in tercihidir.

ÖNCEKİ HABER

Gaye Boralıoğlu'dan 'bir intikam romanı': Dünyadan Aşağı

SONRAKİ HABER

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Suriye'de operasyon sinyali

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...