21 Eylül 2018 15:32

İdlib’de Türkiye için yeni riskler neler?

Rusya ve Türkiye’nin Soçi’de İdlib konusunda vardığı mutabakata ilişkin tartışmalar devam ediyor.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Soçi’de açıkladığı İdlib anlaşmasına ilişkin tartışmalar sürüyor. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, İdlib mutabakatına ilişkin yaptığı konuşmada, “Cumhurbaşkanımızın diplomatik girişimleriyle varılan İdlib mutabakatıyla büyük insani kriz önlendi” dedi. Bu açıklamanın yapıldığı saatlerde ise Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya ve Türkiye askeri yetkililerin Suriye’nin İdlib kentinde kurulacak silahsızlandırılmış bölgenin sınırları üzerinde mutabakat sağladığını açıkladı.

Ancak bu bölgenin nasıl sağlanacağı, Türkiye açından nasıl riskler barındırdığına ilişkin ciddi uyarılar var. HDP Grup Başkanvekili ve Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan, “Bu radikal gruplar hangi kriterlere göre belirlenecek” diye sordu.  Rusya uzmanı Dr. Kerim Has ise anlaşmanın uzun vadede Türkiye için yeni riskleri beraberinde getirdiğine dikkat çekiyor.

‘RADİKAL GRUPLAR HANGİ KRİTERLERLE BELİRLENECEK?​’

HDP Grup Başkanvekili ve Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan, Soçi’de varılan mutabakata ilişkin Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın yanıtlanması istemiyle soru önergesi verdi. Kurtulan, Akar’ın şu soruları yanıtlamasını istedi:

- “Erdoğan ve Putin’in yaptığı açıklamalar kapsamındaki radikal grupları hangi ülke belirleyecek?

- Bu radikal gruplar hangi kriterlere göre belirlenecek?

- Mutabakat gereği toplanması gereken ağır silahları hangi ülke toplayacak? Bu ağır silahların akıbeti ne olacak?

- Tampon bölgeden çıkarılacak olan radikal gruplar nereye taşınacak?

- Söz konusu bölgeden çıkarılacak olan radikal gruplar hangi yol ve yöntemlerle ikna edilecek ve çıkarılacak?

- Türkiye Soçi Mutabakatı kapsamında verdiği taahhütleri yerine getiremezse ne olacak?​”

TÜRKİYE’NİN ÖNÜNDEKİ RİSKLER NELER?

Soçi’de Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya lideri Putin arasında varılan mutabakat büyük ölçüde Ankara açısından bir diplomatik ve stratejik zafer olarak yansıtıldı. Mutabakatı BBC Türkçe’ye değerlendiren Rusya uzmanı Dr. Kerim Has ise anlaşmanın uzun vadede Türkiye için yeni riskleri beraberinde getirdiğine dikkat çekiyor. “İdlib mutabakatında Kremlin’in memnun olmayacağı neredeyse hiçbir şey yok” görüşünü dile getiren Has, “Bölgedeki radikallerin ve yine Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) gibi örgütlerin ağır silahlarını bırakıp İdlib içlerine doğru çekilmelerini sağlama görevi, yani işin zor ve kirli kısmı, Ankara’nın. Rus üslerine yönelik bölgeden gelebilecek tehditlerin -17 Eylül öncesinden farklı olarak- şimdi birinci derecede sorumlusu da Ankara olacağından, daha önceki saldırılarda olduğunun aksine Moskova artık “konunun muhatabını” bulmakta zorlanmayacak” ifadelerine yer verdi.

TÜRKİYE İÇİN RİSKLER YUMAĞI

Has değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: “İdlib mutabakatından Ankara’nın payına düşen ise en başta “teröristlerin temizlenmesi” ihalesinin kendine verilmesi. Pek tabii bu mutabakatın “şeytanın gör dediği” türünden Türkiye için farklı birçok çatallı yanları da mevcut.

Birincisi, tampon bölge kurulurken Ankara’nın HTŞ ve radikal grupları bir aydan kısa bir süre içinde İdlib içine geri çekilme ve ağır silahlarını bırakma gibi konularda “ikna etmesi” gerekecek. Bu ise Türkiye için ciddi bir ikilem. İkna edebildiği takdirde bu durum, ileride uluslararası düzeyde Suriye’de savaş suçları dosyaları açıldığında, “Madem bu gruplar üzerinde bu kadar etkindin, niye bu nüfuzunu terör bu seviyeye varmadan önce kullanmadın?​” veya “Bu gruplar üzerindeki nüfuz gücün nereden geliyor?​” gibi Ankara’nın başını epey ağrıtabilecek oldukça zor sorularla karşılaşmasına yol açabilir. Yine iknada başarılı olunduğunda bu grupların Türkiye sınırlarına 15-20 km daha yakınlaşmaları ve buraya yığılmalarının Türkiye’nin kendi ulusal güvenliğini daha fazla riske sokacağı da görülüyor.

Neresinden bakılırsa bakılsın, Soçi’deki İdlib mutabakatı Ankara’nın, kısa vadede iç politikada elde edeceği taktik kazanımları orta ve uzun vadede Türkiye’nin karşısına çıkabilecek stratejik güvenlik risklerini engellemeye öncelediği yönünde bir tablo ortaya koyuyor. Şurası çok net ki, 17 Eylül öncesine göre bugün Türkiye için İdlib’den kaynaklı güvenlik riskleri daha da artmış durumda.” (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

'Hak aramak suç değildir'

SONRAKİ HABER

3. havalimanı işçileriyle uluslararası dayanışma

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...