26 Ağustos 2018 22:38

Eskiye açılan bir kapı; Sabri Şenevi Sinema Evi

Yazlık sinema kültürünü evinin altında kurduğu sinema evi ile yaşatmaya çalışan Sabri Şenevi: Şimdi sinema halkın cebinde ama aynı tadı vermiyor.

Fotoğraf: Volkan Pekal

Paylaş

Volkan PEKAL
Adana

Sabri Şenevi, sinemanın emekçi halk için tek eğlence olduğu yıllardan bugüne sinema tutkusunu taşamaya çalışan bir sinema emekçisi. 1975-1989 yılları arasında sinemalarda film makinistliği yapan Şenevi, yazlık sinema kültürünü evinin altında kurduğu sinema evi ile yaşatmaya çalışıyor. Evinin altındaki bodrumda biriktirdiği binlerce orijinal film afişini sergileyen Şenevi, makinistlik yıllardan çalıştırdığı 35 mm'lik film makinesi de dahil, köylerde film gösterimi için kullanılan 16 milimetrelik ve ev ortamında film izlenen 8 milimetrelik film makinelerini de sergiliyor. Şenevi, bu filmlerin avluda gösterimini yapıyor. Bunun için avlunun arkasına bir makine dairesi kurmuş. Filmleri, 35 milimetreklik film makinesiyle avludaki perdeye yansıtıyor.

MİSAFİRLERİNE ÇEKİRDEK VE GAZOZ İKRAM EDİYOR

"Bazı insanlar gelip 'Bilet fiyatları ne kadar?' diye soruyor. Ben bu işi maddi beklenti ile yapmıyorum. Bu bir merak. Bu olmasa bu kadar şeyi yapamazdım" diyen Şenevi, gelen misafirlerine yazlık sinema günlerine uygun olarak gazoz ve çekirdek ikram ediyor. Şenevi, sinemada ilk kez 1963 yılında 5 yaşındayken annesi ve babası ile gittiği Johnny Weissmuller'in Tarza'ın Zaferi filmini izlemiş. Babasının kırmızı bisikleti üzerinde, en yeni elbiseleriyle düğüne gider gibi Çamlık Sineması'na gittiklerini anlatan Şenevi için sinema o günden sonra bir tutku haline gelmiş.

ŞALGAMCILAR BİLE FİLM AFİŞİ ASARDI

Şenevi, babası çalışmaya Almanya’ya gittikten sonra amcası ile sinemaya gitmeye devam etmiş. Zamanla bu da yetmeyince daha fazla film izlemek için sinema önlerinden ayrılmamış. Arkadaşlarıyla birlikte sinema önlerinde Teksas Tommiks kitapları satarak bilet parasını çıkarmış. Bir başka film izleme yöntemi olarak büfeden rica karşılığı aldıkları gazozları sinemada satmışlar. Film izlemek için çare kalmayınca aradan kaçarak girmişler sinemaya.  Sinemanın o yıllarda bir tutku olduğunu anlatan Şenevi, "Şalgamcılar ilgi çekmek için film afişi asardı. Afişleri izlemek için gider gazoz içerdim. Sayacılar yıpranmış duvarı kapatmak için film afişi asardı, bakkal dükkanlarında film afişleri olurdu. Sinema önünde bu gün gazete serdiğimiz gibi yemek yerken film afişi sererlerdi. Onları toplardım. Sinemacılardan isterdim.Vermedikleri zaman akşamları afiş kartelleri vardı. Gelecek filmlerin ve gösterilen filmlerin afişleri asılırdı. Vermedikleri zaman karteldeki afişleri alırdık" diye anlatıyor Şenevi, bugün 10 bini bulan film arşivini anlatırken.

ÇOCUKLUĞUN İLK FİLM MAKİNESİ

Şenevi'nin sinema merakı film izlemekle sınırlı kalmamış. Film karelerinin nasıl hareketli hale geldiğiyle de ilgilenmiş. Film makinesinin nasıl çalıştığını anlamak için makine dairesine yakın oturduğunu anlatan Şenevi, merceği olmadığı için bir ampüle su doldurarak bugün Sinema Evi'nin de bulunduğu o günün kerpiç evinin bodrumunda film gösterimleri yapmış. Şenevi'nin sinema merakını Muzaffer İzgü'nün kendi çocukluğundan kesitler yer alan, Memduh Ün'ün beyaz perdeye yansıttığı "Zıkkımın Kökü" isimli romanda Muzo'da görmek mümkün. Muzo da Şenevi gibi tahtadan bir film makinesi yapıyor. Başlarda güneş ışığını ayna ile yansıtan Şenevi giderek film makinesini geliştirmiş. İlk başlarda film karelerini gösteren Şenevi, dikiş makinesi kullanarak makarayı çalıştırmış, güneş ışığı yerine önce el feneri, sonra ampül kullanmaya başlamış.Yine Ahmet Uluçay'ın kendi çocukluğunda arkadaşı ile birlikte bozulmuş film şeritlerini birleştirerek film makinesi yapma çabasını anlattığı "Karpuz Kabuğu'ndan Gemiler Yapmak" filminde anlattığı sinema tutkusu Şenev'nin hayatı ile birleşen başka bir film. Şenevi de: Ahmet Uluçay ve arkadaşı gibi yaptığı film makinesinde sinema önlerinden topladığı eski filmleri birleştirerek mahallesinde film gösterimi yapmış.

MAKİNE DAİRESİNDE İLK FİLM

Bunları konuşurken Şenevi, Giuseppe Tornatore'nin 1988 yapımı İtalyan filmi Cinema Paradiso (Cennet Sineması) filminden bahsediyor. Filmde kasabanın film makinisti olan Alfredo ile daha sonra film makinisti ve sinema yönetmeni olacak olan küçük Salvatore'un ilişkisini anlatıyor. Şenevi için de dönüm noktası sobacı olan babasının Kanal Köprü'de kiraladığı dükkanın sahibi Refik ile tanışması olmuş. "Dükkanın sahibi Refik abinin sinemada makinist olduğunu öğrenince sevinçten havalara uçtum" diyen Şenevi, film makarası yamulunca düzeltmesi için babasına getirilen makaraları sinemaya kendisi götürmek istemiş. Sonra makarayı düzeltmeyi kendisinin öğrendiğini anlatan Şenevi, "Ben götüreyim diyordum. Amacım makine dairesini görmekti. Bobini götürür makinenin nasıl çalıştığına bakardım. Oynamış filmi tekrar sararım. Bir gün Refik Abi “Sen meraklısın bu işe. Bana yardım et” dedi. Sevincim bir kat daha arttı. Film sarmayı yapıştırmayı öğrendim. Bir gün refik Abi bana “Hadi bakalım film makinesini çalıştır. Ama çalıştıramazsan film başlamaz seyirci ıslıklar. Çalıştıramazsan söyle” dedi. Ben de, yaparım dedim. Bir kere dedim. Yok da diyemedim. O zaman ışık kömür çubukların birbirine temas etmesi ile sağlanıyordu. Şalteri açtım derken kömürleri yaktım. Öneki kolu çevirince düğmeye bastım makine çalıştı, kolu kaldırdım görüntü gitti, sesi açtım, kazasız belasız çalıştırdım" dedi.

'ŞİMDİ SİNEMA HALKIN CEBİNDE AMA AYNI TADI VERMİYOR'

O günden sonra Şenevi artık makine dairesinin içindeydi ve yıllarca makinist olarak çalıştı.  Bu işi tutku olarak yapan Şenevi, televizyonların yaygınlaşmaya başladığı yıllarda izleyicisi azalan sinemaların erotik filmlere yönelmesi üzerine mesleği bırakmış. Bugün o günleri yaşatmak için sinema evinde insanları ağırlamaya devam eden Şenevi, "Önceden sinema halkın tek eğlencesiydi. Şimdi sinema halkın cebinde. Ama o zamanki coşku kalabalıkla seyretmenin tadı başkaydı" diyerek sinema meraklılarını Ali Dede Mahallesi'ndeki sinema evine davet ediyor.

ÖNCEKİ HABER

Batman'da yaşanan göçükte belediye işçisi yaşamını yitirdi

SONRAKİ HABER

İran savaş uçağı inişte kaza yaptı, 1 pilot yaşamını yitirdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...