21 Mayıs 2018 00:05

Tsıtsekun

Yaşar Güven 21 Mayıs 1864'ü yazdı: Çerkesler’in özgürce yaşama, kültürlerini geleceğe taşıma ve insanlığın ortak kültürüne katma hakları gasp edildi…

Fotoğraf: Gökhan İçkilli/DHA

Paylaş

Yaşar GÜVEN
JINEPS Gazetesi Yayın Kurulu Üyesi

21 Mayıs 1864, Çerkesler için dönüm noktasıdır.

Kafkasya’nın kadim halkları bağımsızlık ve özgürlük için yaklaşık üç yüz yıl direndi. Çarlık Rusya’sı direnişi uyguladığı vahşetle kırabildi. Dönemin diğer iki hegemonik gücü Osmanlı İmparatorluğu ve İngiltere, biri sınırlarının diğeri Hindistan’ın bekçisi olarak gördüğü Çerkeslere yönelik ikiyüzlü politikalarını direniş boyunca sürdürdü.

Çerkes köylerine baskınlar yapıldı, evler içindekilerle birlikte yakıldı; ekinler atlara çiğnetildi; hayvanlar çalındı, telef edildi; ormanlar tahrip edildi; Karadeniz’den abluka uygulanarak ticaret engellendi, un ve gıda ticareti yasaklandı… İşgal edilen Çerkes köylerine Kazaklar ve Ruslar yerleştirildi.

Soykırım uygulamaları sürgünle devam ettirildi. Karadeniz sahil şeridi Çerkeslerden arındırıldı, halk Osmanlı topraklarına sürgün edildi. Vubıh, Abaza ve Adıgelerin yüzde 90’ı, yaklaşık 1.5 milyon insan sürgün edildi, sürgünlerin 500 bini sürgün yolculuğunda yitirildi. Osmanlı sürgün Çerkesleri belli bir iskân politikası ile yerleştirdi. Rumeli ve Ortadoğu’ya; Sinop’tan Reyhanlı’ya uzanan hat üzerine ve Marmara Denizi’nin Anadolu yakasına…  

Çerkesler’in özgürce yaşamak, kültürlerini geleceğe taşımak ve insanlığın ortak kültürüne katmak hakları gasp edildi.

Adıge, Abaza ve Vubıhlar açısından, Türkiye’de yaşayanların anavatan Kafkasya’da yaşayanlardan daha fazla oluşu, yaşanan trajedinin sadece bir yanıdır. Bir Adıge halkı olan Natuhaylar tarih sahnesinden silindi. Fransız bilim adamı George Dumezil ile çalışmaları sonucu anadilinin alfabesinin oluşturulmasına katkı sunan, 1992’de yitirdiğimiz Tevfik Esenç Vubıhçayı konuşabilen son insan olarak simgesel anlamda ‘Son Vubıh’ olarak anılıyor. Sürgün tarihi olan 1864’e değin, dünya literatüründe Kafkasya denince ilk ağızda Çerkesler anılırdı, şimdi Kafkasya’nın küçük halklarından biri olarak anılıyorlar.

Yazılı olmayan anayasaları ile yaşamlarının her evresinde her soruna çözüm üretebilen, doğa ile barışık yaşamlarında insanlığın kültür hazinesine katacakları sosyal ilişkiler geliştiren masalların Kaf Dağı’nın kadim halkı Çerkesler, şimdi 40 civarında ülkede yaşıyorlar.
154 yıldır Çerkesler;  

*İnsanlık ayıbı ve suçu olan soykırım ve sürgünü dünya kamuoyuna anlatırlarken,

*Yaşadıkları soykırım ve sürgüne dair adalet mücadelelerini sürdürür ve bugüne yönelik kimlik taleplerini dile getirirlerken,

*Bunca acıya karşın tarihi düşmanlıkları hatırlatma ve diriltme anlamı yüklemeden sürgünün birinci derece sorumlusu olan Çarlık Rusya’sı ideolojisini mahkum edip barış içinde eşitçe bir yaşam isterlerken,

*Ağıtlar yaktıkları 21 Mayısları yeniden var oluşlarının günü yapmaya çabalarlarken,

Ölümlere, sürgünlere inat yaşama tutunmaya devam ediyorlar.

Çerkesler;

Temsil Edilmeyen Uluslar ve Halklar Örgütü’nün (UNPO) 1997 yılı kararı gereği;

*19. yüzyılda ‘Çerkes Halkına soykırım yapıldığının tescil edilmesi’ ve ‘Çerkes Halkına sürgün ulus statüsü’ verilmesi,

*Çerkesler’e hem Rusya, hem de yaşadıkları ülke vatandaşlığı olmak üzere ‘Çifte Vatandaşlık Hakkı’ verilmesi,    

*Çerkes Halkının ulusal topraklarına dönebilme garantisi verilmesi,

çağrısını yapıyorlar.

Çerkesler; eşit ve barış içinde bir arada yaşam, kültürel-demokratik hakların tavizsiz ve ayrımsız uygulanması, etnik kimliğin özgürce ifadesi ve resmi düzeyde tanınması, anadil eğitimi, özgürce örgütlenebilme, siyasi temsilcilerini meclise gönderebilme, gerçek demografik yapıyı ortaya koyabilecek resmi araştırmaların yapılabilmesi, kısaca demokrasi daha fazla demokrasi mücadelesine katkı koymaya devam ederken;

Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlıklarının tanınması, Türkiye’den Abhazya’ya direk ulaşımın önündeki engellerin kaldırılması çağrısını yapıyorlar.

Zorluklar ve acılar yaşandı ama umutlar hiç tükenmedi. Çerkesler dünyayı renklendirmek, dünya kültür mozaiği içinde yerini almak istiyor; diğer halklar kadar, ne eksik, ne fazla!

Soykırım insanlık suçudur ve zaman aşımı yoktur!

*Başlık: Tsıtsekun; soykırım (Vubıhça)

ÖNCEKİ HABER

'İktidardaki mağdur' kalabilmek için sürekli bir düşmana ihtiyaç var

SONRAKİ HABER

Venezuela seçimlerini Devlet Başkanı Nicolas Maduro kazandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...