17 Nisan 2018 12:40

Ayşe Panuş: Tasarı çocuk evliliğinin önünü açar

Eğitim Sen İstanbul 3 No’lu Şube Kadın Sekreteri Panuş, TBMM’ye sunulan cinsel istismar yasa tasarısının çocuk evliliğinin önünü açtığını ifade etti.

Fotoğraf: EVRENSEL

Paylaş

Elif Çetiner

Meclise 9 Nisan’da sunulan cinsel istismar yasa tasarısına ilişkin tepkiler gelmeye devam ediyor. Yasa tasarısı içinde yer alan “12 yaş altı ve üstü” ibarelerinin çocuk haklarını yok saydığını belirten Eğitim Sen İstanbul 3 No’lu Şube Kadın Sekreteri Ayşe Panuş, yasa tasarısının istismarı önleyici olmadığına, salt ceza mantığı içerdiğine dikkat çekti.

ÖNLEYİCİ DEĞİL CEZALANDIRICI MANTIK

Tasarıda cinsel istismar vakaları için 30 ile 40 yıl arasında cezalardan bahsedildiğini ifade eden Panuş, “Genel olarak baktığımızda çocuk haklarını önemseyen bir tasarı değil sadece suçun işlenmesi sonrasında verilecek cezalara yer verilmiş. Bu tasarı önleyici değil sadece ceza vermek mantığı ile ele alınmış. Konunun uzmanlarına danışılması söz konusu dahi olmamış. Müebbette kadar gidecek bir ceza tasarlanmış. İncelendiğinde istismarcıyı koruyan bir tasarı söz konusu” diye konuştu.

Yasa tasarısında geçen istismar tanımının da tartışmalı olduğunu söyleyen Panuş, “Tasarıda cinsel istismar, ‘Cinsel organa bir cisim ya da organ sokulması’ olarak tanımlanmış. Bu tanımlama bile tasarının faili korumaya yönelik olduğunu açıkça göstermekte. Burada tek amaçları istismara yönelik gelen tepkileri bastırmak. Cezalar yüksek gibi görünse de mevcut konumda bile cezalar yerini bulmamakta, iyi hal indirimi ya da ‘Rızası vardı’ denilerek indirim uygulanmakta” şeklinde konuştu.

TASARI ÇOCUK HAKLARINA AYKIRI

Tasarı içinde yer alan “akran tacizi” tanımlamasını da değerlendiren Panuş, “Okul çağındaki çocukların, bedenlerini tanıma noktasındaki oyunlarının bile suç sayılacağı bir tasarı var önümüzde. Asıl failleri değil gelişim çağında bulunan çocukların en yüksek dereceden ceza almasının önü açılmış olacak. İstismar demek çocuğun kendinden büyük biri tarafından cinsel zorlanmasıdır. Tanımlama ile ceza uygulanacak yaş grubu, hem pedagojiye hem de çocuk haklarına aykırı bir durumdur” ifadelerine yer verdi.

‘TASARI GERİ ÇEKİLMELİ’

Yasanın bir an önce geri çekilmesi ve konunun muhatapları ile görüşülmesi gerektiği yönünde çağrıda bulunan Panuş, “Tasarının cezalandırıcı değil önleyici olarak yapılması gerek. Sadece bu konuda değil toplumda çocuk haklarını korumaya yönelik bir girişimde bulunulması gerek. Kadınların seslerinin yükselmesi ile birlikte birçok suçun örtbas edilmesi önlenmiş oldu. Meclisin önce bu konuda kadın derneklerini desteklemesi gerekir” çağrısında bulundu.

ÇOCUĞUN BEYANI ESAS ALINMALI

İstismarın en çok aile içinde gerçekleştiğini belirten Panuş, “Çocukların bir çoğu aile bireyleri tarafından istismar ediliyor ve bu gerçeklik bastırılıyor. Aile korkusu yaşayan çocuk susmaya mahkum ediliyor. İstismarın önüne geçilmek isteniyorsa çocukların beyanları esas alınmalı ve eğitimcilere çocuk bedeni dili öğretilmeli. Aile içi istismara yönelik özel bir hükmün yer alması ve aile davadan vazgeçse bile kamu davası olarak davanın devam etmesi gerekir” dedi.

‘ÇOCUK EVLİLİĞİN ÖNÜ AÇILMAK İSTENİYOR’

Tasarıda yer alan 12 yaş altı üstü çocuk ibarelerine dikkat çeken Panuş, “Çocuk hakları evrensel bildirgesine göre 18 yaşın altında yer alan her birey çocuktur. Bu yaş ayrımında bir hinlik söz konusu. Daha önce evlenme yaşını 15 yaşa çekmek isteyen hükümet bu tasarıda yer alan 12 yaş maddesi ile evlilik yaşını öne çekmeyi hedefliyor. Çocuk evliliklerin önü açılmak isteniyor. Faillerin ceza almasını önleyecek koşullar oluşturulmak isteniyor” şeklinde konuştu.

Tasarının suç işleyen bir tasarı olduğunu belirten Panuş, “Bu düzenleme korkunç bir düzenlemedir. Hizaya çekilmek istenen bir toplumun tasarısıdır. Biz eğitimciler, kadınlar olarak buna izin vermeyeceğiz” diyerek, çocuk haklarını korumaya ve istismar ile mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi.

‘KİMYASAL HADIM ÖNLEYİCİ DEĞİLDİR’

İstismarda bulunan faillerin kimyasal olarak hadım edilmesi tartışmalarına da dikkat çeken Panuş, “Kimyasal hadım edilmesi demek failin hasta olarak kabul edilmesi anlamına geliyor. Hasta kabul edilen kişi hastanede tedavi edilir. Ne idam ne de kimyasal hadım önleyici değil sadece toplum baskısını bastırmaktır. Orta oyunundan başka bir tanımlaması bulunmamaktadır” sözleri ile tasarıya
tepki gösterdi. (İstanbul/MA)

ÖNCEKİ HABER

Tarihçi-Yazar Ayşe Hür'e 1 yıl 3 ay hapis cezası

SONRAKİ HABER

Betra'da işçilere karşı patron-polis ortaklığı: 31 işçi işten atıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...