08 Şubat 2018 23:55

Altınmarka'da sendikaya üye olan işçiler baskı görüyor

Esenyurt'ta kurulu Altınmarka fabrikasında 4 işçi DİSK/Gıda-İş'e üye olduğu için işten çıkarıldı. Diğer işçiler ise tek tek sorgu odalarına çekiliyor.

Paylaş

Eren ERGİNE
İstanbul

Esenyurt Kıraç’ta bulunan kakao ve çikolata üreticisi Altınmarka, DİSK/Gıda-İş Sendikasına üye olduğu için 4 işçiyi işten çıkarttı. Tek tek sorgu odalarına çekilip sendikaya üye olup olmadıkları sorulan işçiler patrona “Bu enerjiyi çalışma koşullarının düzeltilmesi için harcayın” şeklinde sesleniyor.

Altınmarka’nın kurumsal bir firma olarak bilindiğini ancak içine girince koşulları nedeniyle öyle olmadığının anlaşıldığını belirten bir işçi, çok fazla işçi sirkülasyonunun olduğunu söylüyor. İşçi, “İşe yeni gelen koşulları görüp çıkıyor, üretim genelde eski işçilerle devam ediyor. Çalışma koşulları ağır, çalışma saatleri uzun, şimdi bir de buna sendika düşmanlığı eklendi” diyor. 

‘ÇALIŞMANIN DIŞINDA TEK YAPTIĞIMIZ EVDE UYUMAK’

Yaklaşık 10 yıldır fabrikada çalışan işçi “İşçi semtlerinde işçiler, yakın çevresine fabrika önerir işe aldırır ama ben arkadaşlarıma Altınmarka’yı öneremiyorum” diyor. Nedenlerini ise şöyle anlatıyor: “Günlük 12 saat çalışma var. 2 vardiya olarak gidip geliyoruz, 10 yıldır memnun olduğu bir dönem görmedim. Sosyal hayatın ne demek olduğunu bilmiyor Altınmarka işçisi, gece gündüz çalışıyoruz, cumartesi pazarı da çalışarak geçiriyoruz. Çalışmanın dışında tek yaptığımız şey evde uyumak. Ben uzun zamandır pazar izni yapmadım. Özel işlerimiz olursa belki o zaman, o da çok nadir. Ancak senelik izinde biraz nefes alacak vakit buluyoruz. Bedenin bitiyor, ay sonu elime geçen para 2 bin 500 lira. Hayatımdan memnun değilim, çalışmaktan psikolojim bozuldu. Altınmarka, borçlu olan işçinin çalıştığı yer. Borcu olamayan işçi zaten kendiliğinden işi bırakıyor. Uzun yıllar çalışan işçi ise bugün tazminatını verse hemen anında işi bırakır.”

İŞÇİ HAYATINA ROBOT OLARAK DEVAM EDİYOR

Sabah 7’de işbaşı yapan, 19.00’da paydos ettiğini söyleyen işçi, “O saatten sonra ne yapabilirim, nereye gidebilirim” diye soruyor. Eve gelip yattığını, ertesi gün tekrar işe gittiğini anlatan işçi, “Yaklaşık 8 yıldır evimde kahvaltı yaptığımı hatırlamıyorum, her gün börek, poğaça ile güne başlıyorum. Altınmarka işçisi hayatına robot olarak devam ediyor” diyor. Çalışma koşullarının düzeltilmesi için itiraz ettiklerini ifade eden işçi, “Şefler ve amirlerden aldığımız yanıt ‘Borcunuz var çalışmaya mecbursunuz’ oluyor” diyor.

Vardiya listeleri oluşturulurken işçiye sorulmadığını belirten işçi şöyle devam ediyor: “Orada ne yazarsa işçi ona uymak zorunda. Gelmeyenler hakkında tutanak tutuluyor. Bu tutanaklar zam ayında karşısına çıkıyor, ona göre zam alıyorsun. Ya da tutanakların fazla ise kapı önüne koyuluyorsun. Öyle tazminat vermek de yok. Ya anlaşırsın, patronun verdiği paraya tamam dersin ya da hiçbir şey almadan çekip gidersin.”

‘SENDİKALI İŞÇİ AVINA ÇIKIYORLAR’

Çalışma koşullarının düzeltilmesi için işçilerin sendikaya üye olduğunu dile getiren işçi, bu sebeple baskıların arttığını anlatıyor: “Sendikalaşma olayının duyulmasının ardından müdürler  gece vardiyasına da gelip işçileri teftişe başladılar, sendikalı işçi avına çıkıyorlar. Altınmarka müdürleri ‘Fabrikada sendika istemiyoruz, sendikalı olan işçiyi duyduğumuz an işten çıkarırız’ diyor. Sorgu odaları kuruldu, işçiler tek tek bu odalara çağrılıyor, sendikalı olup olmadığı, kimlerin sendikaya üye olduğu soruluyor. ‘Eğer sendikalıysan seni işten çıkartırım’ gibi sözlerle işçiler baskı altına alınıyor.”

50 ÜLKEYE ÜRETİM YAPIYOR

En büyük kakao ürecilerinden dünyada 6. sırada yer alan Altınmarka endüstriyel çikolata üretiminde de 2. sırada. 1992 yılında kurulan Altınmarka, son 25 yılda katlanarak önemli bir dünya oyuncusu haline geldi. Nestle, Kraft, Ferroro gibi markaların tedarikçisi olan Altınmarka dünya çapında 50 ülkeye üretim yapıyor.

‘BEL FITIĞI YAYGIN, PATRON KORSE DAĞITTI’

Fabrikada bel ve boyun fıtığı oldukça yaygın. Bu nedenle işyerinde bütün işçilere korse dağıtılmış ancak işçiler buna tepki gösteriyor. Altınmarka işçisi, “Biz bel fıtığı olmuşuz bu korseyi şimdi taksak ne olur takmasak ne olur? İşi kolaylaştır, vardiya sayılarını 3’e çıkar, çalışma saatini 8 saat olarak belirle insanları rahatlat. 25 kilonun altında kaldırdığımız olmuyor. İşçiler zorlanıyor ama bel fıtığı olan işçi aynı bölümde çalışmaya devam ediyor.’’

İş kazalarının da oldukça fazla olduğunu belirten işçi, uzun çalışma saatlerinin iş kazalarını arttırdığını söylüyor. İşçi, “İş kazası nedeniyle hastaneye giden işçiler rapor alırken kazanın işyerinde olmadığına dair tutanak tutuluyor, müdürler tarafından bizzat vaatlerde bulunuluyor ama işçi işe geri döndüğünde ise verilen sözlerin hastane de kaldığı hatırlatılıyor” diyor.

İŞBAŞI YAPARKEN TELEFONLARI TOPLAYACAKLAR!

Günde 8 saat çalışmak istediğini belirten işçi uzun çalışma saatlerinin insanlar üzerindeki etkisini şöyle anlatıyor: “Fabrikada işçiler birbirine düşman gibi bakıyor. Çalışmaktan işçilerin psikolojisi bozulmuş, en ufak bir olayda bile tartışmalar çıkıyor.” Sürekli bir baskı altında olduklarını belirten işçi, “Sendikalaşmadan dolayı her yanımız kamera sistemiyle izleniyor, şimdi yeni bir uygulama getirecekler. İşbaşı yaparken telefonları toplayacaklar, fotoğraf, ses kaydı, görüntü alınmasın diye. Telefonlar için kutular da yapıldı” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Çay işçisi kadının emeğinin karşılığını vermemek sevap mı?

SONRAKİ HABER

Bizim evlatlarımız bizim olmayan bir savaşta ölmesin

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...