27 Aralık 2017 21:15

Verilen eğitim mühendislik için yeterli değil

Ancak biz üniversiteliler az çok bu eğitim sistemiyle nereye varılmak istendiğini tahmin edebiliyoruz.

Paylaş

Hüseyin Gazi TOSUN
Çukurova Üniversitesi

Ülkeyi yönetenlerin sürekli sınav sistemiyle oynamaları kafalarının karışık olduğunu gösteriyor. Ancak biz üniversiteliler az çok bu eğitim sistemiyle nereye varılmak istendiğini tahmin edebiliyoruz. İşte tam bu konuda ‘bilim yuvası’ üniversitelerimizden Çukurova Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğrencileriyle “Mühendislik bilimi, eğitimi ve sorunları” üzerine neler düşündüklerine dair sohbet ettik.

BU EĞİTİM İŞSİZLİĞİ DE BERABERİNDE GETİRİYOR

İlk olarak makine mühendisliği 1. sınıf öğrencisi Hande ile makine mühendisliği öğrencilerinin akademik ve mühendislik eğitimine dair sorunları ve bu sorunların üstesinden nasıl gelebileceklerini konuştuk. Hande sözlerine bir üniversite eğitiminin bu kadar baskıcı ve öğretimden uzak kalmaması gerektiğini belirterek başlıyor. “Mühendislik eğitiminin bu kadar bilimden uzak ve ezberci olmaması gerektiğini düşünüyorum. Sınıflarımızın kalabalık olması ve bilginin aktarım yöntemindeki yanlışlardan dolayı derslerimiz verimsiz geçiyor. Ayrıca nasıl mühendis olunur ya da mühendislik etiği gibi konularda okul dersleri yetersiz kalırken, bizleri mühendisliğe hazırlama konusunda da hiçbir çaba sarf edilmiyor.” diyerek sorunları aktarıyor. Bunların etkisiyle yeni mezun üniversitelilerin iş hayatında yetersiz görüldüğünü ve işe alınmadığını söylüyor. Sorunların çözümünü sorduğumuzda, sistemin daha sosyal ve verimli bilgi aktarımı seviyesine getirilmesi gerektiğini belirtiyor. Meslek odalarının bu konuda yetersiz kaldığını düşünüyor. Kol, kulüp ve topluluklarda biraraya gelerek bu sorunların çözüme kavuşturulabileceğini düşünüyor.

TALEPLERİMİZİ BİR AĞIZDAN SÖYLEMELİYİZ

İnşaat mühendisliği 3. sınıf öğrencisi İbrahim de kendi bölümüyle ilgili aldığı eğitimin yeterli olmamasından yakınıyor. “Bu yetersiz mühendislik eğitimi yüzünden iş hayatına atıldığımız zaman mühendis olarak farkımızı gösteremeyişimizden belli oluyor, aldığımız derslerin büyük bir çoğunluğu teoride kalıp sadece sınıf geçmemize yarıyor.” diye ekliyor. İnşaat mühendisleri olarak büyük çoğunluklarının şantiye sahalarında çalışacaklarını ve bu yüzden şantiye derslerinin olmasının gerektiğini belirtiyor. İbrahim tüm bu sorunların üstesinden bilimsel ve pratikte kullanacağımız bilgilerin verildiği dersler görmek istediğimizi hep birlikte söyleyerek ve mezun olduğumuzda düşük ücretlerle çalışmayı reddederek gelebileceklerini söylüyor. “Bu düzenin böyle gitmez.” diye vurguluyor.

“SAHA EĞİTİMİ ARTTIRILMALI”

Ziraat Fakültesi bahçe bitkileri bölümü 2. sınıf öğrencisi Rumeysa ile konuşuyoruz. Rumeysa sorularımıza maddelerle cevap veriyor. Sorunları başlıyor saymaya; “Uygulamalı eğitimin yetersiz olması, ezbere dayalı eğitim, mesleki eğitimden daha çok gereksiz bilginin verilmesi, hocaların iş hayatından seçilmemesi...” Derslerin sahada uygulamalı ve öğrencilerin dilinden anlayan akademisyenlerce verildiği takdirde öğrencilerin de düzenli çalışmasıyla sorunların çözüleceğini ifade ediyor. Ayrıca mühendislik eğitiminde yabancı dil derslerinin arttırılması gerektiğini de ekliyor. 

“ÖĞRENMEYE DEĞİL SINIF GEÇMEYE ODAKLANDIK”

Son olarak elektrik-elektronik mühendisliği son sınıf öğrencisi Süleyman’la konuşuyoruz. Süleyman ilk olarak ‘Mühendis kimdir?​’ sorusunun cevabını veriyor; “Bana göre mühendis araştırmacı, yenilikçi, analiz edebilen, çözüm üretebilen, mevcut sorunları kendi yorumlarını katarak çözmeye ya da azaltmaya çalışan kişidir. Bu sıfatları taşımamız için en azından elektrik-elektronik mühendisliği bölümünde eğitim ne kadar yeterli? Bana kalırsa gerçek anlamda mühendis sıfatıyla mezun olabilmemiz ve yurt dışındaki mühendislik kalitesine ulaşabilmemiz için en azından eğitim sistemimizde değişiklik ve düzenlemeler yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Bunu yaparken, çok klişe olacak ama teoriden sıyrılıp uygulamaya daha çok önem verilmeli.’’ diyerek diğer mühendislik öğrencilerinin de sözünü ettiği yere vurgu yapıyor. Sözü sınavlara getiriyor ve öğrencilerin genel olarak sınavların başarı ölçmediğini düşündüklerini ve sınavların olduğu sistemde öğrencilerin meslek öğrenmekten çok sınav geçmeye odaklandıklarını dile getiriyor. Son olarak; bölümünün İngilizce olduğunu belirterek dil öğrenme konusuna da değinmek istiyor. “Bir yıl boyunca hazırlık fakültesinde aldığımız yabancı dil eğitimi bölümde ve mezun olduktan sonra kullanmamız için yetersiz kalıyor. Bu sorunu da bence dil eğitimini biraz daha teknik İngilizce olarak düzenlemeleri gerekir.” diyerek sözlerine son veriyor.

ÖNCEKİ HABER

Bana (k)adını söyle, sana adamı anlatayım

SONRAKİ HABER

Gelin Anadolu'yu birlikte keşfedelim

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...