5 Dakikada - Elif Ergezen: ‘Elif’le barış diyenleri anlattık

Ankara Katliamı’nda hayatını kaybeden Elif Kanlıoğlu anısına çekilen belgeselin yönetmenlerinden Elif Ergezen 5 Dakikada’ya konuk oldu.

21 Aralık 2017 07:42
Son Güncellenme Tarihi: 21 Aralık 2017 07:57
Paylaş

Yönetmen Elif Ergezen 5 Dakikada'ya konuk oldu. Ergezen'le, 10 Ekim 2015'te Ankara Garı önünde yaşanan patlamada hayatını kaybeden Elif Kanlıoğlu anısına kardeşi Emre Kanlıoğlu ile çektikleri 'Elif' belgeselini konuştuk. Belgeselin hazırlanış sürecinden gösterimlerine kadar geçen aşamayı anlatan Ergezen, ‘Elif’le 10 Ekim’de hayatını kaybeden 102 kişiyi ve hatta ‘barış’ diyenleri anlatmaya çalıştıklarını söyledi.

‘HERKES BİR İNSANIN FARKLI PARÇALARINI BİRLEŞTİRDİ’

Katliamın ardından belgesel yönetmeni Metin Yeğin’in çağrısı üzerine bir araya geldiklerini söyleyen Elif Ergezen, hayatını kaybeden insanlar için belgeseller çekme fikrinin ortaya çıktığını söyledi:
“Çağrı üzerine bir araya geldik. Elif Kanlıoğlu’yla hemşehrilik, komşuluk, neredeyse akrabalık derecesinde yakın olduğumuz ama daha önce tanışmadığımız biriydi. Ama adını duyar duymaz onunla ilgili bir belgesel yapmak isteyip ağabeyi Emre ile tanıştım. Benim için bir film yapmaktan çok bir taziyeye gitmek gibiydi. Elif’i tanıyan herkesin bir şekilde filme katılmasını istedik. Emre’yle beraber yapmak istedik. O süreçte her konuştuğumuz insan Elif’in bize bir başka yönünü gösterdi. İlk fikrimiz kurgusal olarak Elif’in en son yaşadığı yerlerden, en son tanıştığı insanlardan başlayarak büyüdüğü Didim’e; Didim’den de köklerinin olduğu Arhavi’ye doğru ulaşmaktı. Yani geriye doğru bir hayat okuması yapalım istedik. Filmde herkes bir insanın farklı parçalarını birleştirerek bütünü oluşturuyor, köprü oluşturuyor gibi hissettik.”

‘İLK GÖSTERİM ‘ELİF’E YAKIŞIR ŞEKİLDEYDİ’

Belgeselin ilk gösterimine ilişkin de değerlendirmede bulunan Ergezen, “1 Eylül Barış Günü’nün hemen ardından 2 Eylül’de Didim’de Elif adına bir park açıldı. Açılışta filmi gösterdik ilk defa, Ailesiyle, akrabalarıyla, arkadaşlarıyla ve Elif’i hiç tanımayan her kesimden insanın katıldığı çok kalabalık, çok güzel bir gösterim oldu ve parktaydı. Bir yerde Elif adına yapılmış bir heykel, oradan akan sular, kuşlar, ağaçlar... Yani Elif’in karakterine çok yakışan bir gösterim oldu. Tabi filmden sonra konuşmak çoğu zaman zor oluyor” ifadelerini kullandı.

Filmin acıya odaklı olmasından kaçındıklarını söyleyen yönetmen Elif Ergezen, “Ama yine de konunun ağırlığından kaynaklı kaçınılmaz olarak etkileniyor insan. Bu yüzden gösterim sonrası çok soru-cevap olmuyor. Paylaşım daha çok sarılma, kucaklaşma gibi bir hisle ifade ediliyor. Daha serin kanlı geri dönüşleri, İstanbul’daki Hangi İnsan Hakları Film Festivali’nin gösteriminde aldık. Bu da bizi çok mutlu etti. Yapmak istediğimizi iyi anlatan geri dönüşler aldık” dedi.

‘SLOGANLAR KIYMETLİ AMA BAŞKA BİR DİL KURMAK DA ÖNEMLİ’

Belgesel’de sloganlardan kaçınmaya çalıştıklarını söyleyen Ergezen bunun gerekçesini ise şöyle açıkladı: “Politik bir film yaptığımızı düşünüyoruz. Sloganlar çok kıymetli, bize bilgi aktarıyorlar ama sinema ve sanatın alanına girdiği zaman başka bir dil kurmanın da önemli olduğunu düşünüyorum. Elif de bu açıdan bize ufuk açan bir insan. İnsanlarla barışık, doğayla barışık, her canlı türüyle barışık bir insan. Onun dışında onurlu bir barışın ne olduğunu, barış derken neyi kastettiğini ve hayatında mücadele ettiği her alanda göstermiş. İşçilerle beraber grev çadırlarında, eylemlerde yer almış. Kadın mücadelesi içerisinde olmuş. Kürt sorunu üzerine araştırma yapmayı isteyen bir insan. Yani bu anlamda barışı hem kendi yaşamında içselleştirmiş hem de bunu eyleme de dökebilmiş bir insan. Bu anlamda da çok sembolik geliyor bana.”

ELİF’LE ‘BARIŞ’ DİYENLERİ ANLATTILAR

Katliamda hayatını kaybeden 102 kişiyi bir arada anlatmanın saatler sürebileceğini söyleyen Ergezen, “102 kişinin içerisinde 1 kişiyi anlatırken de aslında 102 kişiyi, sadece bu 102 kişiyi de değil; o gün Ankara’da olan herkesi, Ankara’ya gelmek isteyip gelemeyenleri ve hatta barış diyen herkesi de içine katabilecek bir sonuca vardırabilir diye düşünmüştük” dedi.

Belgeselin finalinde yer alan Elif Kanlıoğlu’nun annesi Öznur Kanlıoğlu’nun bir cümlesine de atıf yapan Ergezen, “En son Elif’in annesi Öznur Abla diyor ya filmde, ‘Ben Karadeniz kadınıyım. Karadeniz kadınının sırtında sepet var, sepetimin içinde ölünceye kadar Elif’imi taşıyacağım.’ Aslında filmi izledikten sonra sepetin içindekinin barış olduğunu hissettirmek istedik” dedi. (EVRENSEL WEB TV)

Reklam
ÖNCEKİ HABER

Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencilerine vegan menü

SONRAKİ HABER

İsrail: Kudüs için BM'nin onayına ihtiyacımız yok

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa