19 Aralık 2017 00:23

Taşeron çalışanların tümü kadroya alınmalı

PTT çalışanı Mehmetali Oğur, taşerona bağlı çalışanların tümünü devletin süresiz işçi kadrosuna alınmalarını talep ediyor.

Paylaş

Mehmetali OĞUR
PTT Çalışanı

Bir ülkenin iktisadi kalkınmışlığını ve gelişmişliğini belirleyen ana parametrelerin temeli emeğe dayalı iş gücünün ekonomik katma değer üretmesidir. Bu nedenle ki çalışan (zihinsel ve fiziksel) emek sahiplerinin sosyal ve ekonomik hakları tereddütsüz olarak, ayrım gözetilmeksizin devlet (iktidar) tarafından yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu şüphesiz çalışanın temel hukukudur.

Türkiye’de çalışan emekçilerin sosyal ve ekonomik hakları ve en önemlisi emeğe dayalı gelecek güvenceleri gibi konular maalesef iktidara gelen partilerin ortak sorunları olmuş ve kimilerinin de seçim malzemesi haline gelmiştir. Bu aslında işçinin, yani emekçinin doğal hukukuna aykırı olduğu, ispata gerek duyulmayan bir hakikattir. Söz konusu olan bu hukuk o kadar uzun metinlere sahip, anlaşılamayan bir hukuk değil, aksine yaşanabilir, yaşanırken de yaşatılabilir sarih bir hukuk evrenselliği niteliğini taşımaktadır.

Bu haklar doğrultusunda bugün ülkemizde AK Parti Hükümeti tarafından bu kısır döngüye bir çözüm getirme aşamasında olması elbette takdire şayandır. Bu çözüm modellemesi analiz edildiğinde ise özellikle yukarıda arz ettiğim ‘işçinin hukuku’ esas alındığında bazı noksanlıklar görülmektedir:

İhaleler yoluyla taşeron şirketlerine bağlı, devletin asıl ve yardımcı işlerinde çalışan emekçilerin bir sınıf ayırımına tabii tutulduğu ve devletin gururla takdir etmesi gereken ekonominin lokomotifi olan KİT-KİK gibi iktisadi değerlerde çalışan emekçilerin akıbeti hakkında net bir bilginin olmayışı bu çatı altında alın teri döken çalışanları ve ailelerini üzmüştür. Bu şekilde bir çözüm modellemesi getirilecekse toplumsal manada bir kaosu da beraberinde getireceği aşikardır. Çünkü adalet ilkesinde bir mutabakat sağlanmıyorsa, ne sosyolojik yapıyı ne de iktisadi bölüşümleri dengelemek mümkün olmayacaktır. Bugün ülkemizde kadrolu personelle aynı iş yapan alt işverene bağlı çalışanların (tüm kamu kurum ve kuruluşlarında) gelirleri arasında bir uçurumun olduğu bir gerçektir. Bu da iş hayatında barışı sağlamayıp sürekli bir çatışma ortamını körüklemektedir.

Bu manada taşerona bağlı çalışanların tümünü devletin süresiz işçi kadrosuna alınmaları gereklilik arz edip, iş ve yaşam bağlamında içsel bir barışın sağlanması yoluna gidilmelidir. Devletin böylesine kanayan bir yaraya merhem olunacak bir çözümleme getiriliyorsa kolektif bir şekilde bütün emekçileri güvenceye alması gerekir. Böylece iş yaşamında ve toplumsal barışın sağlanmasında bir yeniliğin önü açılmış olacaktır. Eğer modelleme bu standartta olursa; devlet toplumu için, toplum da şüphesiz devleti için var olur! Sayın Cumhurbaşkanımızın, “Kamuoyumuzda tartışılan bu meseleyi, kökten çözüyoruz” söylemini gerçek anlamın dışında başka bir anlamda kullanılamayacağı hakikatini tüm emekçi kardeşlerime tekrar hatırlatarak; davamızda haklıyız, haklı bir davada hak arayana kuvveti veren Allah’tır! diyerek adaletin tecelli etmesini bekliyoruz.

ÖNCEKİ HABER

Bir ‘tuhaf’ işçi: Tipitip!

SONRAKİ HABER

Saakaşvili’nin şovları nelerin alameti?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...