15 Aralık 2017 23:14

Nasıl yerli ve milli olunur?

Peki nasıl hayatımıza girdi bu kelimeler bu kadar çabuk hayatımıza?

Paylaş

Kamile KARKUŞ
Kocaeli Üniversitesi

Gün geçmiyor ki memlekette her şey birbirine girmesin. Büyük fotoğraf, “yerli ve milli” kelimeleri aklınıza kimleri getiriyor biliyorum. Peki nasıl hayatımıza girdi bu kelimeler bu kadar çabuk? Aslında her şey yerli ve milli 400 vekil istenmesiyle başladı, bu vekiller 2 kulaklı mı olmalıydı, boyları uzun mu olacaktı, kısa mı? Hangi şehirde doğmalıydı? Mesele böyle bir şey miydi? Türkiye’de yaşayan halklar tarafından seçilen vekillerin ne eksiği vardı? Yoksa seçen halk mı yerli ve milli değildi? Ama o zaman sandık, milli irade söylemleri neredeydi? 29.09.2015 tarihinde meseleyi açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan Ak-Saray’da yine muhtarları toplamış önemli konular üzerine konuşuyor; “Bunun için yerliliğin ve milliliğin somut tezahürleri olarak kabul ettiğimiz Rabia’mıza sıkı sıkıya sahip çıkacağız... Halen ülkemiz dışında yaşayan milyonlarca kardeşimiz var ki onlar da yerli ve millidir.” diyor. 21.10.2017’de ise “ilim ve fen tahsili için Batı’ya gönderilenlerin, sadece Batı’nın kültürünü alarak, benliklerini de kaybederek ülkelerine döndüklerini” iddia ederek Batı’nın gönüllü ajanları haline geldiklerini öne sürüyordu. Tabii kendi çocuklarının yurtdışında okuduğunu unutarak! 

CEBİNDEKİ PARA KADAR MİLLİSİN

2015 yılında yaptığı uzun bir konuşmada “Kendi içimize kapanmak bizi güçlü kılmaz, zayıflatır. Her türlü tehlikeye açık hale getirir. Yerli ve milli olmak içimize kapanmak değil, tam tersine büyük fotoğraf içindeki yerimizi doğru olarak görmek demektir. Biz büyük düşünmek, büyük hayaller kurmak, büyük işler başarmak zorundayız.” diyerek devam etti. O kadar büyük bir resim görmeye başladık ki 18.08.2017 tarihinde Coca Cola fabrikası açılışında Rabia’lar havada uçarken bu yerli ve millilik ele avuca sığmaz olmuştu. Aniden her yerde fırtlıyordu... Zaman geçti. Barış için akademisyenlerin bildirisine karşı “Sözde akademisyenler bildirisine imza atan, isimleri bizden ama zihinleri bize yabancı tipleri bir kenara bırakıyorum.” dedi. Yani yerli ve millilik her geçen gün şekil değiştiriyordu ama barış isteyenler, gençler, kadınlar, işçiler hiç kimse milli olamıyordu, nasıl bir şey olduğu da kavranamıyordu. Çünkü yine OHAL’in işçilerin grevlerine karşı kullanıldığı vurgulanmış, Batı’nın oyununa gelen yerli ve milli olmayan çıkarlarımızı tehdit eden tek grup olan işçiler böylece engellenecekti. Musul, Kerkük yerli ve milli meselemiz oluyordu da açlıktan ölen çocuklar, iş cinayetinde ölen işçiler, öldürülen kadınlar yerli ve milli meselelerimiz arasına giremiyordu. O kadar yerli ve milliyiz ki silah sanayiimizi geliştirmek adına yapacağımız F-35’i Amerika ile yapıyoruz. Tabii Amerika bizim gibi güçlü bir ülkeyle iş birliği yapmak zorunda. Borsanın dörtte üçü yabancı sermayenin kontrolünde... Herhalde işbirliği yapan yabancı şirketlere holding sahibi olanlar yerli ve milli olabiliyor. Nereden geldikleri çok önemli değil... 

MAVİ BONCUK KİMDE?

Günler geçti, bugünlerde yerli ve milli davamız olduğunu öğrendik. Reza diye bir iş adamı! Belki de mahalledeki Ahmet Amca, Reza’nın adının bu kadar endişeyle anıldığını şimdilerde duyuyor. Peki Ahmet Amcama neden çağrı yapıyorlar gel arkamızda dur diye? Zamanında bizim yerli ve milliler, Reza Zarrab’ı almışlar, ismini değiştirmişler Rıza Sarraf yapmışlar, ülkemizin kapılarını ona tamamen açmışlar yetmemiş en güzel yerlerde konaklamasını sağlayıp televizyonlara çıkarmışlar... Zarrab milyonlarca dolar-avro rüşvet dağıtmış mavi boncuk misali, sonra Halkbank üzerinden ülkeye milyarları getirmiş. Bu milli çıkarlar neden bize uğramadı? Bize bu yerli milli rüşvetten düşen, ekmeği israf ettiğimiz için gramajının düşmesi oldu sanırım. Yoksa rüşvet alanlar, Zarrab’ın önünü açanlar daha mı milliydi? Peki bizim yerli ve milli olmamız için 700 bin liralık saati hediye olarak almamız mı gerekiyordu acaba? Ama şimdi kirli ilişkiler ortaya çıkınca hedef milli çıkarlarımız oldu. İyi de milli çıkar bunun neresinde? Ne kadar ekmek o kadar köfte der gibi diyorlar ki ne kadar milliyetçi o kadar kapitalist... Peki 1404 TL olan asgari ücretli, 373 TL vergi öderken bunu daha maaşı cebine koymadan devlet ondan alırken yerli ve milli olamıyor da Cumhurbaşkanı ve Başbakanın yakınları vergi vermemek için adacıklarda şirketler kurup milyonlarca dolar transfer edince, ayakkabı kutularından yolsuzluklar fışkırınca mı milli olunuyor?  
Laf-ü güzaf hepsi fasarya.

ÖNCEKİ HABER

Türkiye işçi sınıfı tarihinden portreler

SONRAKİ HABER

Darbelere, OHAL'lere karşı Erdal kararlılığında olmak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...