14 Aralık 2017 02:10

İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi: Yaptırım yok hamaset var

Yrd. Doç. Dr  Erhan Keleşoğlu ve Doç. Dr. Hakan Güneş İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Zirvesi'nin sonuç bildirisini Evrensel'e değerlendirdi.

Paylaş

Çağrı SARI
İstanbul

ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrı yaptığı İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Zirvesi, dün toplandı. 57 Üyesi olan ülkelerden sadece 16’sı Cumhurbaşkanı ve Başbakan düzeyinde toplantıya katıldı. Erdoğan İsrail’i ‘terörist’ olarak nitelendirirken, zirveye katılan ülkelere Kudüs’ü ‘İşgal altındaki Filistin’in başkenti olarak tanıyalım’ çağrısı yaptı. Zirvenin  sonuç bildirgesinde İslam ülkeleri, Doğu Kudüs’ü “Filistin Devleti’nin başkenti” olarak tanıdı. Tüm dünya ülkelerine bu doğrultuda çağrı yapılan bildiride ABD'nin Kudüs’ü İsrail'in başkenti olarak kabul etmesi de kınandı.

Bildiride boykot ya da anlaşmaların iptal edilmesi gibi somut bir yaptırım kararındansa söz edilmedi. 

Yrd. Doç. Dr  Erhan Keleşoğlu Filistin’in 70 yıldır liderlerin hamaset zemini olduğuna dikkat çekerek, Türkiye’nin İsrail ile ticari ilişkilerinin büyüdüğünü vurguladı. Keleşoğlu terörist denilen bir ülke ile anlaşmaların iptal edilmesi gerektiğine dikkat çekti. Doç. Dr. Hakan Güneş de ev sahibi Türkiye’nin İsrail ile ekonomik ilişkiler bakımından en yüksek düzeydeki ülke olduğuna dikkat çekerek, halkların bu ülkelerden gerçek bir boykot beklediğini söyledi.  

Yrd. Doç. Dr  Erhan Keleşoğlu

KHK ile İstanbul Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümündeki görevinden ihraç edilen Erhan Keleşoğlu gazetemize İİT’yi değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın son dönemlerde Filistin’e sahip çıkarak Ortadoğu’da bir cazibe merkezi olmaya oynadığına dikkat çekerek, “One minute’ten beri böyle bir şey var. Sahaya baktığınız zaman ise İsrail ile ticari ilişkilerin büyüdüğünü göreceksiniz. Bir devleti terörist devlet olarak tanıyorsanız ne yapmak gerekir? Onunla siyasi, iktisadi, askeri, istihbari ilişkilerinizi kesersiniz. Böyle bir tutum var mı? Yok” dedi. Keleşoğlu Filistin sorununun  60-70 yıldır Ortadoğu’da bölgesel güç olmaya çabalayan liderlerin, siyasi örgütlerin bir ‘hamaset zemini’ olmaya devam ettiğini ifade ederek, “Bu tavır hem iç politikaya yönelik, hem  bölgeye yönelik bir hamaset zeminidir” dedi. 

'BİLEŞENLER FİİLİ AYRILIKTA'

Toplantının bileşenlerine bakıldığında somut bir adım atılmayacağının görüldüğüne dikkat çeken Keleşoğlu, “Bileşenler arasında çok fiili ayrılıklar görüyorsunuz. Suudi Arabistan geçtiğimiz günlerde sorunun çözümü için Abbas’a bir plan göndermişti. En azından perde arkasında böyle bir planın varlığından söz edildi. Kral Salman, Yahudi yerleşimlerinin mevcudiyetini devam ettireceği, Doğu Kudüs’ün de ancak bir parçasının Filistinlilere bırakılacağı parçalı bir çözüm önermiş Abbas’a. Trump’ın kararından önce basına yansıdı. Taraflar bu ne inkar ettiler ne kabul ettiler. Anlaşılan perde arkasında böyle bir pazarlık dönmüş” dedi

‘FİLİSTİN MESELESİ HEP HAMASET MESELESİ’  

Keleşoğlu şöyle konuştu: “Zaten İslam Konferansı Örgütü üyeleri Filistin devletinin tanınmasından yana karar almışlardı ama tamam ‘Filistin devletini tanıyoruz’, ‘Başkent doğu Kudüs’tür’  deseniz de ona ilişkin bir eylem planınız olmazsa, plan uygulamaya yönelik bir iradeniz olmazsa bunun bir karşılığı yoktur. 

Filistin meselesi 60-70 seneden beri Ortadoğu’da bölgesel güç olmaya çabalayan liderlerin, siyasi örgütlerin bir hamaset zemini halinde devam ediyor. Nasır’dan bu güne bölgesel güç olmaya çalışan her devlet ve lider Filistin sorununu bir hamaset zemini olarak kullandı. Hem iç politikaya yönelik bir, hem  bölgeye yönelik bir hamaset zeminidir.

'BU GÜNE KADAR HİÇ BİR SOMUT KARAR YOK'

Doç. Dr. Hakan Güneş

İstanbul Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Güneş ise bu kadar kritik bir konu ortadayken toplantıya katılımda düşük profilli bir temsil yaşandığına dikkat çekti. Suudi Arabistan ve Mısır’a yakın ülkelerin düşük düzeyde katılım gösterdiğine dikkat çeken Güneş, şöyle konuştu: “İslam İşbirliği Teşkilatı tarihi boyunca doğru düzgün bir karara imza atabilmiş değildir. Kurulduğu günden beri sonuç alan –Başta Filistin için kurulmuş bir teşkilattır unutmayalım- çerçevede somut hiçbir karara imza atabilmiş, bir yaptırım uygulayabilmiş değildir. Bugünkü toplantı da bu özelliği aynen sürdürdüğünü gösteriyor. 

'SOKAKLAR GERÇEK BİR BOYKOT BEKLİYOR'

Erdoğan’ın ‘Filistin’in başkenti olarak Kudüs’ü tanıyın’  çağrısını da yorumlayan Güneş bu çağrının yanlış olmadığını fakat son derece yetersiz olduğunu ifade etti. Ev sahibi pozisyonundaki Türkiye’nin İsrail’le ekonomik ilişkileri en yüksek seviyede olan ülke olduğuna dikkat çeken Güneş “Dolayısıyla bu Türkiye’nin inandırıcılığı konusunda büyük bir sorun. Suudi Arabistan’ın birebir ilişki içinde olduğunu biliyoruz ama ticari ilişkisi, diplomatik ilişkisi yok. Mısır’ın ticari ilişkisi bu seviyede değil. Bir inandırıcılık sorunu var, hem Türk hem Arap hem Fars sokağında, bu ülkelerin halkları çok kapsamlı boykot bekliyorlar. Erdoğan ise boykotu gündeme getirmiş değil. Bireyleri Coca Cola içmemesi gibi komik boykotları değil, gerçek devlet boykotları bekleniyor. İran, Türkiye, Malezya’da halkın beklentisi bu” dedi. 

ÖNCEKİ HABER

OHAL’den günümüze hak ihlalleri

SONRAKİ HABER

İsveç’te işyerinde tacizle mücadele sendikaları da sarstı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...