09 Aralık 2017 10:36

İHD ve TİHV : OHAL’de hak ihlalleri arttı

İHD ve TİHV tarafından 10 Aralık İnsan Hakları Günü dolayısıyla yapılan açıklamada OHAL döneminde insan hakları ihlallerinin artışına dikkat çekildi.

Paylaş

İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), 10 Aralık İnsan Hakları Günü dolayısıyla yapılan açıklamada son bir yıllık süreçte insan hakları ihlallerinin artışına dikkat çekilerek, ihlallerin ortadan kaldırılabilmesi için OHAL’in kaldırılması ve Dolmabahçe Mutabakatına dönülmesini istedi. 

İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), 10 Aralık İnsan Hakları Günü dolayısıyla Türkiye'nin 2017 yılı insan hakları durumuna ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi. İHD Genel Merkezinde gerçekleşen açıklamada, “OHAL’e, Şiddete ve Savaşa Karşıyız; Barış Hakkını Savunuyoruz” denildi. 

‘OHAL’LE BİRLİKTE OTORİTER UYGULAMALAR HAD SAFHAYA VARDI’

Açıklamayı okuyan İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Türkiye'de OHAL ile birlikte otoriter uygulamaların had safhaya vardığını ve savaş halinde bile kısıtlanamayacak hakların bu süreçte ihlale uğradığını dile getirdi. Ülke içi ve dışında sürdürülen savaş politikalarının, kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığının ortadan kalkmasının ve tüm siyasal gücün tek elde toplanmasının, OHAL uygulamaları kullanılarak insan haklarına dayalı bir rejimden uzaklaşmanın aracı haline geldiğini söyleyen Türkdoğan, insan hakları değerlerinin toplumsal yaşamdan tasfiye edilmeye çalışıldığını ifade etti. 

‘OHAL SINIRLI VE GEÇİCİ BİR UYGULAMA OLMAK ZORUNDA’

Türkdoğan, OHAL’in Anayasa’nın 120. ve 121. Maddeleri ve ilgili uluslararası kuralları gereğince ilan edilme gerekçesiyle sınırlı ve geçici bir uygulama olmak zorunda olduğunu hatırlatarak ulusal ve uluslararası yargı denetimine açık olması gerektiğini söyledi. 

Uygulamada bu kuralların hiçbirinin yerine getirilmediğini dile getiren Türkdoğan, aksine her konuda çıkarılan KHK’ler ile olağan yasaların değiştirilmesi sonucu bugün kaldırılsalar bile etkilerinin uzun yıllar süreceğinin altını çizdi. 

‘KHK’LER MECLİS ONAYINA SUNULMADI’

Türkdoğan, ilan edilen KHK’lerin Anayasanın 121. maddesine göre ilan edildiği gün Meclis onayına sunulması gerekirken bunun gerçekleşmediğini, yayımlanan 28 KHK’den yalnızca 5’inde Meclis onayı alınarak açık bir şekilde Anayasa ihlali yaşandığını dile getirdi. 

OHAL süresince Türkiye’ye en önemli uyarının Avrupa Konseyi’nden geldiğine dikkat çeken Türkdoğan, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin Türkiyeyi siyasi denetime alan kararının oldukça önemli olduğunu belirtti. Türkdoğan, kararda Türkiye’de OHAL’in sona erdirilmesi, düşünceleri nedeniyle cezaevinde bulunan başta siyasetçiler olmak üzere gazetecilerin ve aktivistlerin salıverilmesi gerektiğinin söylendiğini hatırlattı. 

‘NEREDEYSE AĞZINI AÇAN HEREKESE DAVA AÇILDI’

Türkdoğan, OHAL sürecinde gözaltı süresinin uzatıldığını, avukatlarla görüş yasağı getirildiğini ve Adalet Bakanlığı verilerine göre Temmuz 2017 itibariyle 169.013 kişi hakkında işlem yapıldığına dikkat çekti. Yalnızca Cumhurbaşkanına hakaret suçu ile 4187 kişiye dava açıldığını söyleyen Türkdoğan, “Nerdeyse ağzını açan herkese dava açılmıştır” dedi. 

‘113 bin 440 KAMU GÖREVLİSİ GÖREVDEN ÇIKARILDI’

Türkdoğan, çıkarılan KHK’ler sonucu 113.440 kamu görevlisinin kamu görevinden çıkarıldığını, bunların çok az bir kısmının işe iade edildiğini söyledi. 2016 yılında sarı basın kartı iptal edilen gazeteci sayısının 889 olduğunu ifade eden Türkdoğan, çok sayıda gazetecinin de tutuklandığını belirtti. 

İçeride ve dışarıda sürdürülen savaş politikaları sonucu yaşam hakkı ihlallerinin de artığına dikkat çeken Türkdoğan, TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin verilerine göre 2017’nin ilk 11 ayında yargısız infaz sonucu 36 kişinin yaşamını yitirdiğini, 12 kişinin ise yaralandığını söyledi. 

Türkyılmaz, diğer yaşam hakkı ihlallerini ise şöyle sıraladı: “ Silahlı çatışmalar nedeniyle 183’ü asker, polis, korucu, 460’ı militan, 52’si sivill olmak üzere toplam 695 kişi yaşamını yitirdi.282’si asker, polis, korucu, 28’i sivil olmak üzere 310 kişi ise yaralandı. Güvenlik güçlerine ait zırhlı araçların çarpması sonucu 5’i çocuk olmak üzere 23 kişi yaşamını yitirdi, 46 kişi yaralandı. Mayın, sahipsiz bomba vs. patlaması sonucu 5’i çocuk olmak üzere 6 kişi yaşamını yitirdi. Cezaevlerinde 3’ü çocuk, en az 10 kişi çeşitli nedenlerle yaşamını yitirdi.” 

‘11 AYDA 322 KADIN CİNAYETİ İŞLENDİ’

Öte yandan Türkdoğan, İHD verilerine göre 2017 yılının ilk 11 ayında en az 23’ü şüpheli 322 kadın cinayetinin işlendiğini, 7’si şüpheli 68 çocuk ölümünün yaşandığını söyledi. 

’11 AYDA 1851 İŞ CİNAYETİ YAŞANDI’

Türkdoğan, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin (İSİG) verilerine göre ise 2017’nin ilk 11 ayında iş cinayetlerinde 1851 işçinin yaşamını yitirdiğini ifade etti. 

‘OHAL’LE BİRLİKTE İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE ARTTI’

OHAL ile birlikte işkence ve kötü muamelenin de arttığına dikkat çeken Türkdoğan, TİHV’e 2017’nin ilk 11 ayında bu nedenle toplamda 570 kişinin başvurduğunu aktardı. Türkdoğan, İHD verilerine göre 2017’de toplam 2278 kişinin işkence ve kötü muamele ile karşılaştığını ifade ederek buna ek olarak 11 zorla kaçırma ve kaybetme vakasının yaşandığını söyledi.

‘İNSAN HAKLARI VE DEMOKRASİ SORUNUNUN EN ÖNEMLİ HALKASI HALA KÜRT SORUNU’

Türkdoğan, Türkiye’nin insan hakları ve demokrasi sorununun en önemli halkasının hala Kürt sorunu olduğunu söyleyerek Temmuz 2015’te yeniden savaş politikalarına dönülmesiyle birlikte ağır insan hakları ihlallerinin gündeme geldiğini ifade etti. Bu kapsamda, sokağa çıkma yasaklarının en az 1.5 milyon kişinin en temel yaşam ve sağlık haklarının ihlaline yol açtığını dile getiren Türkdoğan, 2017 yılında da bu olumsuzlukların yoğun biçimde sürdüğüne dikkat çekti. 

‘DOLMABAHÇE MUTABAKATINA GERİ DÖNÜLMELİ’

Türkdoğan,  Halkların Demokratik Partisinin (HDP) eş genel başkanları ile birlikte 9 milletvekilinin tutuklu olduğunu, bölgedeki 94 belediyeye kayyum atandığını ve binlerce HDP üyesinin tutuklu bulunduğunu belirterek Türkiye’deki Kürtlerin iradesini temsil eden partiye yapılanların son derece vahim olduğunu söyledi. 2015’te ilan edilen Dolmabahçe Mutabakatına dönülmesi gerektiğini ifade eden Türkdoğan, sorunun çözümü için Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridin kaldırılarak müzakare için hukuki, idari ve siyasi zemin oluşturulmasını istedi. 

Düşünce, ifade ve inanç özgürlüğü açısından da birçok ihlalin yaşandığını belirten Türkdoğan, çok sayıda internet sitesine erişimin engellendiğini hatırlattı. 

‘ALEVİLERİN EŞİT YURTTAŞLIK TALEBİ KARŞILIK BULMADI’

Türkdoğan, Alevilerin eşit yurttaşlık hakkı taleplerinin 2017 yılında da karşılığını bulamadığını, AİHM’in zorunlu din derslerinin kaldırılması ve Cem Evlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi kararlarının gereğinin yerine getirilmediğini dile getirdi. 

Alevilerle birlikte Yahudi ve Hristiyanların radikal Sünni ve ırkçı grupların hedefi haline geldiğini belirten Türkdoğan, yine AİHM tarafından verilen vicdani reddin tanınması kararının da hala uygulanmadığını söyledi. 

‘İHD ÜZERİNDEKİ SİYASİ BASKI SÜRMEKTE’

Türkyılmaz, örgütlenme özgürlüğü ile insan hakları örgütleri ve savunucuları üzerindeki baskıların da bu dönemde arttığına değindi. Birçok hak savunucusunun gözaltına alındığını, bir kısmının hala tutuklu olduğunu dile getiren Türkdoğan, İHD üzerindeki siyasi baskının da sürmekte olduğunu söyledi. 

Türkdoğan, hazırladıkları raporlarla ilgili soruşturmaların devam ettiğini belirterek bir yıl süren İçişleri Bakanlığı denetimleri sonucu 2014 yılıgenel kurulunda alınan kararların iptali için kendilerine dava açıldığını ifade etti. 

Bir yıllık süreçte yaşanan tüm bu hak ihlallerinin sona erdirilmesi için çağrıda bulunan Türkdoğan, OHAL’in kaldırılmasını ve Kürt Sorunun barışçıl çözümü için Dolmabahçe Deklarasyonuna dönülmesini istedi. (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Kılıçdaroğlu: Yapılmak istenen haysiyet cellatlığıdır

SONRAKİ HABER

Cumartesi Anneleri, Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini sordu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...