'Sendikalaşma başarısız oldu ama birçok ders alındı'

Ekim KILIÇ
New York

Geçtiğimiz hafta, ABD’nin Mississippi eyaletine bağlı Canton şehrinde Nissan otomotiv fabrikası işçileri 2 bin 244 oya karşın 1307 oyla sendikalaşma şanslarını ellerinden kaçırdılar. Birleşik Otomotiv İşçileri Sendikası (UAW) Nissan’da aynı zamanda Güney eyaletlerinde de yaygınlaştırmaya çalıştığı sendikalaşma kampanyası yine sekteye uğradı. UAW aynı tecrübeyi Tennessee eyaletindeki Volkswagen’de ve Güney Karolina’daki Being fabrikalarında yaşadı. 48 otomotiv üretim sahasına sahip olan Nissan şirketinin sadece ABD’deki fabrikalarında sendikal örgütlenme yok. 

SİYAH İŞÇİLERİN SAAT ÜCRETİ DAHA DÜŞÜK

Challenge’ın haberine göre bu kampanya diğer kampanyalarla karşılaştırıldığında ırkçılık karşıtı bir boyut içeriyordu. Fabrikadaki 6 bin işçinin yüzde 75’den fazlasını siyahi işçiler oluşturuyordu. Ancak işçilerin saat başı ücreti Tennessee eyaletine bağlı Smyrna’daki Nissan fabrikasından 3 dolar daha düşük. Ve bu fabrikadaki işçilerin çoğunluğunu beyaz işçiler oluşturuyor. Canton’daki işçilerin hemen hemen yarısı geçiçi işçilerden oluşuyor. Ve kadrolu işçilerle beraber çalışıyorlar.

PATRONLARIN SENDİKA DÜŞMANLIĞI

Sendikalaşma için oylama tarihine karar verildiğinde ise Amerikan yakın tarihinin en çirkin sendika karşıtı kampanyası Nissan patronları tarafından başlatıldı. Yerel televizyonlarda sendika karşıtı reklam vermekten tutun da, işçilerle tek tek birer saatlik yapılan tehdit ve rüşvet toplantılarına kadar patronlar, sendikalaşmayı önlemek için ellerinden geleni artlarında koymadılar. Öyle ki ‘Sendikalaşmaya Hayır’ tişörtleri bile dağıttılar. İşçilere sendikalaşmanın Canton şehrini aynı bir Detroit veya Flint haline getireceklerini savundular. Bu argümanlarıyla patronlar sendikalaşmanın işletmeleri kaçırdığını iddia ediyorlar. Ayrıca Nissan patronları UAW’nın Chrysler şubesindeki eski başkan yardımcısının saatlik işçilerin eğitim fonundan para kaçırması yolsuzluğunu kullanarak sendika karşıtı kampanyayı güçlendirdi.

TEHDİT ÜZERİNE TEHDİT

The Guardian’ın haberine göre Cumhuriyetçi Vali Phil Bryant, Nissan’daki mücadele üzerine bir açıklamasında “Eğer işleri uzaklaştırmak istiyorsanız, eğer Mississippi’deki üretimi sonlandırmak istiyorsanız, sadece sendikalaşmayı yaymanız yeterli” dedi. 

Washad Catchings adlı bir Nissan işçisi ise: “Canton işletmesinde seçme hakkınız yok. Sadece Nissan’ın istediği korku var” diye konuştu. 

Öyle ki Mississippi’deki yerel bir radyoda Nissan işçilerini uyaran bir yayına şahit olundu: “Sendikalaşırsanız, pamuk toplamaya ve çukur kazmaya geri dönersiniz.”

Hatta internette “Kültürel soykırımı durduralım!” sloganlı, sendikalaşmada hayır oyu kullanmaya çağıran Konfederasyon bayraklı ve Gamalı haçlı bir afiş bile dolaşıyordu.

ÜÇ TEMEL FAKTÖR

Son olarak emek yanlısı Labor Notes’ın haberine göre Nissan’daki başarısızlık üç temel faktöre dayanıyor: Nissan’ın korkunç boyutlardaki sendika karşıtı kampanyası, sendikanın işletmede güçlü bir örgütlenme komitesi kurmaktaki başarısızlığı ve Nissan işçilerinin işini kaybetme korkusu.

Ancak durum umutsuz değil. Bir Nissan işçisinin dediği gibi: “Bunu bir yenilgi olarak görmüyorum. Ben bu süreç içerisinde çok şey öğrendim.” 

6 AY İÇİNDE YENİ SEÇİM OLABİLİR

Öte yandan Ulusal Emek İlişkileri İdaresi (NLRB) Nissan’ı adil olmayan uygulamalardan, işletmeyi kapatmakla, ücretleri ve sosyal yardımları kesmekle tehditten ve işçileri sorgulamaktan suçlu buldu. Eğer ki bu suçlamalar onaylanırsa, NLRB 6 ay içerisinde yeni bir seçim için yol açabilecek. UAW, Trump atamaları ile NLRB’yi domine etmeden bu şansı tekrar yakalamak istiyor.

UAW’nın mali sekreteri Gary Casteel NLRB’nin suçlamalarına işaret ederek: “Nissan Amerikan emek hareketinin modern tarihinin en iğrenç sendika karşıtı kampanyasını yürütüyor” diyor.

Yine Challenge’ın haberine göre UAW’ın Demokratik Parti, patron yasaları ve mahkemeleriyle kurduğu stratejinin sendikayı alakasızlığın sınırına getirdiği eleştiriliyor. UAW 30 yıldan fazladır örgütlemeye çalıştığı yabancı sermayeye ait bir işletmede başarısız olmakla kalmadı. Aynı zamanda otomotiv endüstrisinin yüzde 60’ı sendikasız işçilerle doldu.