6 Ağustos 2017 01:57

Olmak istediğim kadın

Fulya ÖZLEM

Olmak istediğim kadın, oturmak istediğim masadan kalktı. Ne güzel kalkışı vardı!

Olmak istediğim kadının çok güzel saçları vardı. Gücünü saçlarından alı-yor: Samson gibi. Güneş yanığı ve biraz Kuzey Avrupa, biraz Girit, biraz Afrika var saçlarında. 

Olmak istediğim kadın, ne genç ne yaşlı. Sırtını gördüm sadece. Sırtında uzun bir yol vardı. Kimbilir hangi şelaleler aktı o yolda, hangi dereler yataklarından kalkıp yeni yollara koyuldular onunla, akan suları durdurmadan...

Olmak istediğim kadın gün batarken bira içti. Aman şimdi gücünü kaybetmesin sakın Samson gibi? Çatalı tabağında dans etmişti; kimbilir hangi patlıcanlar, biberler onunla cenk etmişti?

Olmak istediğim kadının yüzünü görmedim, kesin benimki gibidir: Biraz yorgun, biraz çocuksu, her şarkıda biraz daha gözlerindeki gölgelerin sınırlarına gerileyen...

Olmak istediğim kadın, dantel örüyor. Sanma ki el bezi ya da banyo lifi örüyor; bikini üstü örüyor, bir memesi bitti bile! Tığı ilerliyor bembeyaz iplik yumaklarında Don Kişot gibi : amorf beyazlıklardan şekil çıkarıyor. 

Olmak  istediğim kadın, bugün belli ki hassas biraz, dokunsan ağlayacak: Denizin yüzeyinde titreşen rüzgar gibi dikilmiş, sararmış tüylerinde bir ürperti. 

Olmak istediğim kadın kitabına gömülüyor. O, sayfaları çevirdikçe ben suçlu hissediyorum kendimi: Ne güzel mevcut olabiliyor bulunduğu sayfada; eli işte gözü oynaşta değil benim gibi. Şimdi bugün, akşam güneşi yerini eflatun bir hüzne bırakırken benim, yelkenlerin melteminde, kuşların kanadında okuduklarımı sormazlar mı acep sırat köprüsünde? Ezberlesem her bir teknenin adını? Olmaz mı?

Olmak istediğim kadın, çoktan kalktı gitti. Çalan şarkıyı duymuyor artık. Ya ona söylüyorsa slide gitarlar hayalperest ninnisini? Gidene “Gel!” demez olmak istediğim kadın; gelene “Git!” diyebilir ama, “Defol git!”, “Geldiğin yere git!” der, “Kafamı karıştırıyorsun, ben sensizken iyiydim, kafamda çalan şarkının ritmi altüst oldu; ters yüz oldu astığım çamaşırlar, gemim alabora oldu.” 

Olmak istediğim kadın, sırtından anlaşıldığı kadarıyla, çok görmüş geçirmiş biri. Belki de kendimle bu kadarcık çekişmeyi bana çok görmez-di. Onun içtiği biradan içtim şimdi. Yediği dolmadan yedim. Karnım şişti. 

Olmak istediğim kadın, buna rağmen geri dönmedi. O, anladığım kadarıyla, hiç kimseninken herkes ve herkesinken hiç kimseydi. Güneşle birlikte kaybolup, henüz kimsenin uyanmadığı bir yere gitti...

Evrensel'i Takip Et