‘Hasta mahpus Tuncer Bakırhan serbest bırakılsın'

İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, Galatasaray Meydanı'ndaki 279. F oturması eyleminde hasta mahpus Tuncer Bakırhan'a özgürlük istedi. İnsan hakkı savunucuları, “Onursuz arama işkencesine son”, “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek”, “Tuncer Bakırhan serbest bırakılsın” sloganları atarak “Tecrit öldürür, dayanışma yaşatır”, “Hasta mahpuslar serbest bırakılsın”, “Tecrit öldürür, F Tipi Hapishaneler kapatılsın” yazılı pankartları açtı.

Basın açıklamasını okuyan Aynur Sınırtaş, insan olmanın getirdiği en temel hakkın yaşam hakkı olduğunu vurguladı. Hapishanelerde temel insan haklarının da giderek gasbedildiğine işaret eden Sınırtaş, “Tutuklanan veya cezası kesinleşip hüküm alanlar, kendi imkanları ile tedavilerini gerçekleştirme olanağını yitirdiği için, devletin güvencesi altındadır. Ancak, devlet bu konudaki görevini yerine getirmekten çok uzaktır” dedi.

Hapishaneye sağlam giren birçok insanın ağır hasta veya engelli hale geldiğine dikkat çeken Sınırtaş, "Sağlıksız beslenme, havasızlık, güneşsizlik, yetersiz tedavi, revir hizmetlerinin yetersizliği, dış sevklerin yapılmaması, hastanelerde mahpus koğuşunun olmaması, olanların da bodrumlarda pislik içinde olması, muayenelerde kelepçenin çıkartılmaması gibi en temel sorunlar ortadan kaldırılmadığı sürece mahpuslar; geri dönülemez veya tedavi edilemez hastalıklarla mücadele ederek yaşama tutunmaktadır" ifadelerini kullandı.

'HÂLÂ HASTANEYE GÖTÜRÜLMEYİ BEKLİYORUM'

Tek tip elbise uygulamasının bilinçli olarak tartışmaya açıldığını söyleyen Sınırtaş, bu hafta Siirt Belediyesi eş başkanıyken tutuklanan Tuncer Bakırhan’ın durumunu aktardı. Bakırhan’ın Bolu F Tipi'nde tutuklu bulunduğu bilgisini veren Sınırtaş, şunları söyledi: "Yaklaşık yedi aydır mide ve bağırsak sorunları yaşıyor. Bakırhan İHD’ye gönderdiği mektubunda durumunu şöyle anlatıyor. ‘Ciddi mide ve bağırsak sorunları yaşıyorum. Haftalar sonra revirdeki doktora çıkabildim. Anlatımlarıma göre tahmini ilaçlar verilerek geçmezse tekrar gelmem istendi. İlaçlar değil hastalığı geçirmeyi arttırarak devam ettirdi. Tekrar revire günlerce bekledikten sonra çıktım. Bu sefer Bolu Devlet Hastanesine sevk edildim ama hastaneye gitmem tam 40 günümü aldı. Gelin görün ki orada da kelepçeler dahi çözülmeden kan tahlili vermem sonrasında muayene edileceğim söylenerek cezaevine getirildim. Muayeneye götürülmeden çeşitli ilaçlar gönderildi. Ağrı ve sürekli devam eden ishal sebebiyle mecburen ilaçları kullanıyorum. Ama sonuç değişmedi. Değişen 5 ayda 10 kilo gibi yüksek bir kilo kaybım oldu. Sonrasında yetkililerle görüştüm, detaylı tetkik ve muayene için gönderileceğim söylendi halen bekliyorum."

'DEVLET KULAKLARINI TIKIYOR'

Bakırhan’ın dışarıda görüştüğü doktorların bu rahatsızlığın uzun vadede tehlikeli olduğunu, kansere dönüşme ve mideyi delme riski olduğunu söylediğini ifade eden Sınırtaş, "Eşi Derya Bakırhan’a bazı doktorlar ameliyat olması gerektiğini bazıları da ilaç ve diyet tedavisini önermiş. Hapishane koşullarında ameliyat olmasından çekindikleri için ilaç tedavisine başlamışlar. Diyet yemekleri vermedikleri için diyet yapamadığını, bir süredir tedaviye başlanmış olmasına rağmen ağrıları ve kilo kaybının devam ettiğini söyleyerek tetkiklerin doğru yapılıp yapılmadığı veya tedavisinin tam olarak yapıldığına dair kaygı duyduğunu belirterek Tuncer Bakırhan’ın adli mahpusların bulunduğu blokta hücrede kaldığını, ağır tecrit altında olduğunu ve kimseyle görüştürülmediğini ekliyor" dedi.

İktidarın çağrılarına kulaklarını tıkadığını söyleyen Sınırtaş, sözlerine şu şekilde devam etti: "Siyasi çıkarlarına hizmet eden her konuda tek vücut olan, hızla harekete geçen  siyasi erke sesleniyoruz. Hasta mahpusların serbest bırakılması için ince hesaplara gerek yoktur, biraz insani, biraz vicdani düşünerek hareket etmeniz ve insan haklarına saygı göstermeniz yeterlidir."  (İstanbul/EVRENSEL)

Cumartesi Annesi: Savcı Bey sen hiç oğlunu kaybettin mi?