16 Haziran 2017 00:37

Fransızlara karşı direniş destanı: Şeyh Salih el Ali

Arap Halklarının Mücadele Tarihinden'de bu hafta Suriye'de Fransızlara karşı direniş ateşini fitilleyen Şeyh Salih el Ali yer alıyor.

Paylaş

Suriye’de olayların ilk başladığı 2011’den bu yana, ülkenin mezhepsel temelde bölünmesiyle ilgili ciddi tartışmalar olmuş, hatta bazen bölünmenin Suriye için kaçınılmaz olduğu şeklinde iddialar gündemde tutulmuştu. Ortadoğu’nun zengin etnik ve mezhep farklılıklarını yansıtması açısından önemli bir ülke olan Suriye’ye yönelik böyle iddiaların ortaya atılması çoğu zaman bazı kesimler için bir temenniydi. Bölünmenin kaçınılmaz olduğunu iddia edenlerin de bu bakış açısı, çoğu zaman toplumdaki etnik ve mezhepsel farklılıklarını zenginlik olarak değil de bir tehlike olarak görmelerinden kaynaklanmaktaydı.

Doğrudur, Ortadoğu yüzyıllardır mezhep savaşlarına, din savaşlarına sahne oldu. Bugün bölgenin şahit olduğu savaşlar da çoğu zaman bu temelde yürütülmeye çalışılmaktadır. Ancak etnik temelli veya mezhepsel temelli savaşlar tarih boyunca halkların savaşı olmadı. Bugün de Suriye gibi ülkelerde yönetimi devirmek için bu yöntem sahaya sürülmek istendi. Gelinen noktada ise Suriye halkının çoğunluğunun mezhepsel temelde bir bölünmeyi reddettiği aşikar. Tıpkı Suriye’yi birkaç parçaya bölmek isteyen Fransızlara karşı direniş ateşini fitilleyen Şeyh Salih el Ali gibi.

OSMANLI HAKİMİYETİ’NDEN FRANSIZ MANDASINA 

Yavuz Sultan Selim’in 1516 yılındaki Mercidabık savaşıyla beraber Osmanlı İmparatorluğu hazkimiyetine kattığı Suriye, uzun yıllar Osmanlı yönetimi altında kaldı. Bölgenin Sykes Picot anlaşması çerçevesinde paylaşılmasıyla beraber Suriye, Fransız manda yönetimine girmiştir. 
Suriye, gerek etnik yapı açısından gerekse de dini ve mezhepsel çeşitlilik bakımından oldukça zengin bir kültürel yapıya sahiptir. İşte Fransa, Suriye’yi işgal ettiği zaman ülkenin bu kültürel çeşitliliğini, kendi lehine kullanmak istedi. Fransa, Suriye’deki varlığını sağlama alabilmek için yükselen Arap milliyetçiliğinin önüne geçmesi gerektiğini çok iyi idrak etmişti. Suriye’yi dört ana parçaya bölme senaryoları bu şekilde ortaya çıkmaya başladı. 

Kuzeyde Sünni bir Halep devleti, Şam merkezli yine bir Sünni devlet, güneyde Dürzi devleti ve sahil bölgesinde bir Alevi devleti. Aslında Suriye bu temelde otonom bölgelere ayrılmıştı bile. Ancak bu hayal ciddi bir direnişle karşılaştı. Halep’te Kürt asıllı İbrahim Hananu, Şam’da Yusuf el Azme, güneyde Dürzi olan Sultan Paşa el Atraş ve Alevi Dağları adı verilen Lazkiye ve Tartus bölgesinde Şeyh Salih el Ali’nin önderlik ettiği silahlı direnişler Fransa’nın bu hayallerini suya düşürdü.

ŞEYH SALİH EL ALİ

Arap Alevi bir ailenin çocuğu olarak bugün Tartus vilayetine bağlı Şeyh Bedir köyünde dünyaya gelen Şeyh Salih el Ali, Suriye bayrağının sahil bölgesindeki hükümet binalarından indirilmesinin ardından 1918 yılında Şeyh Bedir konferansını topladı. 3 gün süren bu konferansta bugünkü Suriye tarihi açısından oldukça önemli yere sahip bir dizi kararlar alındı. Bu kararların en önemlisi “Sahil bölgesinin Suriye’nin ayrılmaz bir parçası olduğu” şeklindeki karardır. Çünkü Fransızlar Şam’daki bazı çevrelerden ve sahil bölgesindeki bazı ayrılıkçı kesimlerin desteğini alarak bölgede bir Alevi devleti kurma çalışmalarına başlamışlardı.

Bu konferansta Şeyh Salih el Ali, Fransızlara karşı yürütülecek mücadelenin lideri olarak seçildi. Fransızlara karşı başlayan bu ilk mücadele 3 yıl sürecekti. Şeyh Bedir Konferansında alınan kararlar, Paris Konferansına katılmak üzere Fransa’ya giden Suriye heyetine de bildirilmişti.

‘10 ADAMIM KALSAYDI TESLİM OLMAZDIM’

Şeyh Salih el Ali’nin isyanını bastırmak için Lazkiye’deki Alevi Dağları’na gönderilen ilk Fransız birliği bozguna uğradı. Hatta bazı kaynaklara göre Fransızlar, burada 35 askerini kaybetti. Sömürge yönetimine karşı çetin bir mücadeleye girişen Şeyh Salih el Ali, diğer bölgelerdeki direniş hareketleriyle de irtibata girmişti. Fransız güçleri, Salih el Ali’nin isyan merkezine bir çok defa ciddi saldırılar gerçekleştirdi. Ancak her defasında geri püskürtüldü. İsyancılara karşı başarı elde edemeyen Fransa, bu sefer civar köylere saldırmaya ve köylülere karşı katliamlara başladı.

TESLİM OLMASI

Fransız kuvvetlerinin temmuz 1920’de Şam’a girerek, Kral Faysal’ı Suriye’den çıkarmalarıyla sonuçlanan Maysalun Savaşı’nın ardından Salih el Ali, Halep’te direnen İbrahim Hananu ile irtibata geçti ve ondan silah yardımı aldı.

3 senelik bir mücadelenin ardından kendisinin ve adamlarının saklandığı köyün yakılması sonucunda teslim oldu. Teslim olduğunda hakkındaki idam kararı kaldırılmıştı. Fransızlar bu sefer 3 koldan ve daha öncekilerden daha şiddetli bir şekilde saldırmışlardı.

El Ali teslim olduktan sonra da kendisini sorgulayan Fransız manda yönetimi yetkililerine “Etrafımda 10 tane adam kalsaydı teslim olmazdım” demiştir. Şeyh Salih kendisinin ve toplumunun geleceğini, bir bütün olarak Suriye’nin geleceğinden ayrı düşünmemiştir. 

Şeyh Salih el Ali’nin torunu olan İsa İbrahim, 2015 yılında bir gazeteye, dedesinin mücadelesiyle ilgili verdiği mülakatta, harekete el Ali’nin bazı akrabaları da dahil olmak üzere her kesimden Suriyelinin direnişi kırmak için Fransızların yanında yer aldığını anlatmıştı. İbrahim, buna karşın yine her kesimden ve her mezhepten Suriyelinin, Fransız sömürgesine ve vatanlarının parçalanmasına karşı el Ali’nin saflarında çatıştığını ifade etmiştir.

ALEVİ DEVLETİ TEKLİFİNİ REDDETTİ

FRANSA’nın Suriye’deki varlığını güçlendirmek için Arap milliyetçiliğini ve Suriye halklarını bölmeye çalıştığını ifade etmiştik. Şeyh Salih el Ali’nin, özellikle sahil bölgesinde ve Arap Alevi toplumundaki etkisini kullanmak isteyen Fransızlar, el Ali’ye, kurulacak Alevi devletinin başına geçmesini teklif ettiler. Ancak el Ali, bunu kesin bir şekilde reddederek Suriye’nin ve halkının birliğinden yana olan tutumundan zerre kadar taviz vermedi. 

Daha sonra ise, (bazı kaynaklara göre 1939’da, bazı kaynaklara göre ise 1941’de) doğduğu köy ve Fransızlara karşı isyanın merkezi olan Şeyh Bedir’de Suriye’deki, Fransız Kuvvetlerinin komutanıyla yaptığı görüşmede, kendisine Suriye devletinin başına geçmesi teklif edildi.
Fransız komutanın, 2. Dünya Savaşı’nın yaklaşmasıyla Türkiye gibi ülkelerin Sünni kesimi kullanmaya çalışmasından ve azınlıkların bundan zarar görmesinden endişe edildiğini söylediği belirtilir. Ancak el Ali bu tuzağa düşmez ve teklifi reddeder.

Sürekli mezhep ve etnik temelli ayrışmalarla ve çekişmelerle gündemde olan Ortadoğu için Şeyh Salih el Ali’nin Fransızlara ve emperyalist emelleri için yürüttükleri politikalara karşı verdiği direniş önemli bir örnek teşkil etmektedir. 

Hem isyan sürecinde hem de daha sonraki siyasi hayatında Fransız mandasına karşı mücadelesinde birçok kesimden yardımlar alan Salih el Ali’nin, Mustafa Kemal’den de yardım aldığı iddia edilmektedir.

ÖNCEKİ HABER

Hukuk yoksa kütük var...

SONRAKİ HABER

Çevirmen Yiğit Yavuz: İntihal her yerde

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...