13 Mayıs 2017 05:03

Petrol-İş Aliağa Şubesi mücadeleci sendikacılığı tartıştı

Aliağa Demokrasi Platformunun düzenlediği panelde, Petrol-İş Sendikası Aliağa Şubenin kuruluşundan itibaren görev alan şube başkanları bir araya geldi

Paylaş

Türkiye’nin önemli sanayi kuruluşlarının yer aldığı Aliağa’da, Türkiye sendikal tarihi açısından bir ilk gerçekleşti. Aliağa Demokrasi Platformu tarafından düzenlenen panelde, Petrol-İş Sendikası Aliağa Şubesinin kuruluşundan itibaren görev alan şube başkanları biraraya geldi. “Aliağa’nın Geçmişten Günümüze Sendikal Mücadele Tarihi” adlı panelde Türkiye işçi sınıfı tarihinde işçi mücadeleleri açısından önemli eylemlere imza atmış olan Petrol-İş Aliağa Şubesinin kuruluşu, Aliağa ve ülke gündemini ilgilendiren eylemleri ve günümüzde alınması gereken tutum tartışıldı. 

'İŞTEN ATILMALARI ENGELLEMEK EN ÖNEMLİ GÖREV'

Emekli-Sen Aliağa Şube Başkanı Sebahattin Yeşiltepe’nin yürütücülüğünde gerçekleşen panelde, o zamanki ismi İzmir Rafinerisi olan TÜPRAŞ’ın ilk işçilerinden Salih Karadayı, 1972 ve 1980 yılları arasında Aliağa’daki sendikal örgütlenmeyi anlattı.

Karadayı, rafinerinin inşaat ve montajı sırasında İsmet Demir’in burada Yapı-İş Sendikasını örgütlediğini, başkanlığını Necmettin Giritlioğlu’nun yaptığını söyledi. Giritlioğlu’nun ismini salondakiler alkışlarla karşıladı. Karadayı, grev sırasında Necmettin Giritlioğlu’nun öldürülüşünü de anlattı.  

1972 yılında bağımsız olarak PETKİM-İŞ Sendikasını kurduklarını, 1975’te DİSK’e geçtiklerini belirten Karadayı, 76’daki DGM direnişlerine katıldıkları için Rafineriden atıldıklarını anlattı.  

1980 darbesinden sonra PETKİM, TÜPRAŞ, AYGAZ gibi işyerlerinde nasıl örgütlendiklerini ve Ege Gübre’de yaşanan grevi anlatan Petrol-İş Aliağa Şubesinin ilk Başkanı Mansur Burgucu, yaşadıkları tecrübeleri genç işçilere aktarmanın önemini vurguladı. Bugün atılan işçilere sahip çıkılması gerektiğini dile getiren Burgucu, “Bizler bu mücadele içerisinde işçi sınıfının bir ferdi olarak bulunduğumuzu unutmamalıyız. Sosyalizmi savunabilmek, bir sınıf olarak davranabilmek önemli. Bu sendika, 12 Eylül faşist cuntasının baskıları altında var oldu. Bugün atılanlara sahip çıkmazsanız, siz atıldığınızda kimse sahip çıkmaz” dedi.

'SENDİKA İÇİ DEMOKRASİDEN TAVİZ VERİMEMELİ'

PETKİM’in ilk baştemsilcisi olan Petrol-İş Eski Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, Türkiye’deki sendikal hareketin ve 68 gençlik önderlerinin Aliağa’ya gidip gelmesi ve Yapı-İş Sendikasının kurulması ile ilk örgütlülüğün temellerinin atıldığını dile getirdi. Birlikte hareket etme ve dayanışma geleneğinin oluştuğunu dile getiren Öztaşkın, Aliağa’daki mücadeleci yapının bu geleneğin geleceğe taşınması ile oluştuğunu belirtti. 

Aliağa’nın sadece petrol değil önemli bir demir-çelik havzası olmasına rağmen bu iki alandaki mücadelenin birleştirilemediğine dikkat çeken Öztaşkın, “Bunda demir çelik işçilerinin sendikasının tutumu önemli oldu” dedi.

Özelleştirme karşıtı mücadelenin fitilinin de Aliağa’da ateşlendiğini dile getiren Öztaşkın, “İktidarda hangi parti olursa olsun, işçi 'Benim partim iktidarda' diye geri durmamış, iktidarda kimin olduğuna bakmamıştır” dedi. 

Öztaşkın, Aliağa’daki sendikal mücadelenin özelliklerini, “Kendi içinde birliği ve dayanışmayı çok iyi sağlamıştır. Eş ve çocukları ile mücadeleyi sürdürmüş, mücadeleyi toplumsallaştırarak toplum vicdanında meşrulaştırmıştır. Eylem çeşitliliği açısından yaratıcı olmuştur” diyerek tanımladı. Aliağa Petrol-İş'in sadece toplu sözleşme değil, ülkede demokrasi ve insan hakları mücadelesinde de önemli bir yeri olduğunu belirterek "1976 yılındaki DGM direnişine en uzun süre katılanlar İzmir Rafinerisi işçileri oldu" dedi. Taşeron örgütlenmesi, DGM’ye karşı mücadele, özelleştirme karşıtı mücadele, çevre mücadelesi ile de sendikal harekete yön veren bir şube olduğunu söyleyen Öztaşkın, bunda sendika içi demokrasiden taviz vermemesinin etkisi olduğunu söyledi. 

'TEMSİLCİLİK SEÇİMİNDE ISRAR ETTİK’

KHK’lerle işten atılmalara değinen Öztaşkın, “Bugünler böyle gitmeyecek, hesabı sorulacak, arkadaşlarımızı işinden ekmeğinden edenler hesabını verecek” dedi.

Sendikanın eski şube başkanlarından İskender Büyükçolak da, sendikacılıkta değiştirilmesi gereken şeyler olduğunu belirterek profesyonelliğin sorgulanması gerektiğini dile getirdi. 

Panele katılanlar arasında geçmişte sert tartışmaların yaşandığını belirten Büyükçolak, “Ayrıştık, keşke ayrışmasaydık. Enerjimizi çok daha verimli kullanabilirdik. Benim adıma pişmanlıktır, daha iyi bir sendikal geleneği bırakabilirdik gençlere” dedi.   

Petrol-İş Genel Mali Sekreterliği de yapmış olan İbrahim Doğangül de, “Hayat bizi burada ip gibi yanyana dizdi. Birgün yanyana geleceğimizi söyleseler inanmazdım” dedi. İbrahim Doğangül, sendika içi demokrasinin öneminden bahsederek "12 Eylül darbesi temsilci seçimine izin vermiyordu ama biz ısrarla yapıyorduk. Bunu kendi tüzüğümüze de yazdık. Sonra bizim yazdığımız ayni şekliyle yasalara girdi" dedi. Doğangül, şu an ülkede yaşanan sürecin 12 Eylül’e rahmet okutacak nitelikte olduğunu belirterek “KHK ile kamu çalışanları işten atılırken OHAL bahanesi ile, valiliklerin aldığı kararlarla işçiler atılıyor. Buna karşı yapılacak şeyler var. Dün FETÖ’cü diyorlardı, bugün başka bir şey. İşten atılmalara karşı tepki bir üniversitelerde bir de PETKİM işçisi tarafından gösterildi. İşveren ya da hükümet fark etmez. Kim ekmeğimizi elimizden alıyorsa mücadele edilmeli. Sendikanın alacağı kararlar doğrultusunda arkadaşlarınıza sahip çıkmalı, mutlaka bir şeyler yapmalısınız” dedi.

‘YASALARIN ARKASINA SIĞINARAK HAK MÜCADELESİ VERİLMEZ’

Bir önceki şube başkanı İsmail Doğan da, Petrol-İş Aliağa şubesinde mücadeleci anlayışın iki önemli özelliği olduğunu ifade ederek “Bir tanesi yasaların arkasına sığınmadan meşru gördüğü mücadeleyi hayata geçirmek için elinden gelen çabayı sarf eden tutum ve davranıştır. ‘Bu bizim hakkımız mı, değil mi’ diye bakıyorduk. İkinci olarak da sendika içi demokrasiyi hayata geçirmiştir” dedi.

İşyerlerinde komitelerden vazgeçilmesi ile sancıların başladığını belirten Doğan, “Ortak kararı, ortak aklı, birlikte üretmeyi becerebildiğimiz an az hata yapan bir kurum oluruz. Biz onun adına bazen komite, bazen istişare örgütü vb. diyoruz. Biz, komitelerin cıvıl cıvıl yaşadığı dönemlerde ivmemizi yükselten bir işyeriyiz PETKİM olarak. Ne zaman bundan vazgeçtik, sancıları yaşamaya başladık. Hangi partiden, dinden mezhepten olduğunuzun bir önemi yok. İşçilerin şucu-bucu diye ayrışması kendi ayağına kurşun sıkmasıdır. Arkadaşınız işten atılırken ona yaftalanan damgayı ‘Ben zaten ondan şüpheleniyordum, bırak atılsın’ diyorsanız iyi işçi değilsiniz. Bir kâğıt gönderiyor, ‘İşten attım’ diyor. Neden attın? Bu kadar kolay mı?”

Doğan, Petrol-İş Aliağa Şubesinin, işçinin hakkını korumak için her türlü mücadeleyi vermekle kalmayıp bulunduğu ilçede olan her türlü olumsuzluk karşısında “Bir sendika olarak benim de görevim var” dediğini ve buna uygun davrandığını dile getirdi.

Sendikanın mevcut Şube Başkanı Ahmet Oktay da, sözleşmelerin tıkandığını ve yoğun saldırı altında olduklarını belirterek “Bu saldırılara karşı birlik ve beraberliğimizi, mücadele anlayışımızı alanlara yansıtmazsak gideceğimiz yer belli” dedi. Mücadelenin sadece TİS’ten TİS’e olmaması gerektiğini belirten Oktay, “Ücret sendikacılığı doğru değil. Hayatın her alanında mücadeleyi beceremezsek yarını görmemiz imkânsız” dedi.

15 Temmuz’un sorumlusunun kendileri olmadığı halde bedel ödetilmek istendiğini söyleyen Oktay, “12 Eylül’de yaşanmayanları yaşatmaya çalışıyorlar. Özel sektörde OHAL valilerinin talimatı ile yüzbinlerce emekçiyi işinden etmeye çalışıyorlar” dedi. 
“Öküzün sersemi kasabın bıçağını yalarmış. Birbirimize sahip çıkmaktan başka çaremiz yok. ‘Mevcut siyasi sisteme ne kadar yakın olursam o kadar iyi’ diye düşünenler var. O zaman kimse durumundan şikayetçi olmayacak. Üzerimize ne düşüyorsa yapmalıyız” dedi. (İzmir/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Çatışmanın ortasında kalarak vurulan kadın hayatını kaybetti

SONRAKİ HABER

Wall, 'Benim evimde olmaz' dedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...