05 Haziran 2012 08:40

Regl günlerimizi de Başbakanlığa bildirecek miyiz?

Bir koşturmacadır gidiyor. Her zamanki gibi abartıyorsun diyeceksiniz ama değil vallahi. Bazen,  terliklerimi bile fırlatıyorum ayağımdan, işleri yaparken hızım kesilmesin diye. Nisan sonlarında başladı bu hızlı tempo. Evlerde bahar temizlikleri yeni  yeni başlıyordu. Mecbur yapılası işler. Alın yazıları gibi kazınası işler. Kazaklar hurçlara girecek,

Regl günlerimizi de Başbakanlığa bildirecek miyiz?
Paylaş
Ayla Belek

Hepimiz boğazımızı sıkıyorlar gibi hissediyorduk. Baharın çiçek kokularıyla karışık mis havasını içimize çekecek hal bırakmadılar. Bir arkadaşın yakını dağda öldü, diğerininki operasyonda. Evden eve yayıldı ölümün ağırlığı, daha Uludere’yi unutmamışken… Aşağıladılar, yok saydılar her geçen gün. “Bahar geldi” diyemedik bir türlü. Evimde bir toz bulutu vardı sanki. Her tarafa sinmiş kokusuyla genzim yanıyor, gözlerime iğneler batıyor. Açıyorum pencereleri, kokusu çıkmıyor. Süpürüyorum halıları, siliyorum orayı burayı çıkmıyor...
Önce 1 Mayıs yetişti imdadıma. Her bağırışımda içimdeki toz bulutu dağıldı, ferahladım. Alana sel gibi akan emekçileri seyrettim bir ara. Özellikle de kadınlar; “ücretli, ücretsiz köle olmak istemiyoruz” diye bağırdık hep birlikte yol boyu.
Sonraki günlerde meydanlar grev davullarının gümbürtüleriyle çınladı. Öğretmen arkadaşların bir halay çekişleri vardı ki anlatamam. Sanki sabahtan akşama ayakta ders verip evlerinde köle gibi çalışan onlar değildi. İçimde bir gram bile toz kalmadı. Grev meydanından eve vardığımda, beni bekleyen işleri dert bile etmedim. Sildiğim her şey parladı, ışıklar saçtı. Tozlar gitti her yer simlerle donandı.
En son reçel yapılacak kavanozları elden geçirdim. Geçen hafta pazarcımla sözleşmiştik. Grev halaylarından fırsat bulamayacağımı biliyordu. Çilekleri, taze yaprakları bekletti benim için. Evvelki gün tam da reçeli yapmış, kavanozlara doldumuştum ki, evdeyken daima açık olan televizyondan, haber anonsları geldi mutfağa. Duvarlarımdan sekti başıma vurdu. Kulaklarım duymazdan gelmek  istedi, aklım emir verdi, dinle;  kadınların başına yeni çoraplar örecekler, kem güçler, kadınlara düşmanlık edecekler diye. Kürtajı yasaklıyorlarmış. Yetmedi, sezaryen yaptıranı, kürtaj yaptıranı Uludere’ye bomba atan canilerle bir tuttular.
Bakın benden söylemesi; bunlar yakında e-devlet gereği regl günlerini başbakanlığa bildirmemizi, yapılacak takvime göre damızlık seçilen erkeklerle, temiz ırk çocukları doğurmak üzere birleşmemizi bile isterler. Hitler bunları yapmıştı. Yolundan gidenlerin, yollarını tıkamak üzere, elimdeki tüm işleri bırakıyor ve 1 Mayıs ve grev meydanlarından aldığım güçle meydanlara çıkıyorum. Kavanozlar beklesin, meydanlar kadınları çağırıyor. Ben eksik kalamam.

ÖNCEKİ HABER

Her şeye rağmen hep yeniden

SONRAKİ HABER

SES: Kadını yok sayma anlayışı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...