17 Kasım 2016 09:49

"Amerika'yı yeniden harika yap"

ROTA

Paylaş

“Make America Great Again”, Türkçesi “Amerika’yı yeniden harika yap” sloganı Donald Trump’ın ABD Başkanlık seçimlerindeki sloganı idi. Bu sloganın sürekli tekrarı etrafında üretilen ırkçı, cinsiyetçi ve dinci söylem etrafında bir seçim çalışmasını ardından Trump, en büyük rakibi Clinton’a karşı zafer kazandı. Bu sloganı Sovyetler Birliği’yle yürütülen “soğuk savaş” döneminin sonlarına doğru, 1981-1989 yılları arası iktidarda olan “Yıldız Savaşları” dönemini başlatan Ronald Reagan da kullanmıştı. Reagan başkan olmadan önce Holywood’da bir aktördü ve çok sayıda filmde rol almıştı. İktidara geldikten sonra Komünizm karşıtlığına dayalı ve yayılmacı bir politika izledi. Lübnan’dan Grenada’ya, El Salvador’dan Nikaragua’ya yönelik askeri müdahaleler gerçekleştirdi, çok sayıda insanın ölümüne yol açtı. Kontrgerillaların çeşitli ülkelerde örgütlenmesi adına var gücüyle seferber oldu, milyonlarca doları bu çetelere aktardı. SSCB’den gelecek füzeleri ABD tarafından uzaya yerleştirilecek lazerlerle yok etme projesi olan Stratejik Savunma Girişimi’ni, bilinen adıyla “Yıldız Savaşları” projesini ortaya attı. 50’li yılların ortalarından itibaren çözülme sürecine girmiş SSCB’nin tamamen ortadan kalktığı dönem ABD başkanlığında bulunmasıyla tarihe geçti.

REAGAN’DAN TRUMP’A “HARİKA” OLAMAYAN ABD

Reagan’ın politikaları “ABD’yi harika yapmak” şöyle dursun, dünyayı çok daha istikrarsız ve çatışmalarla dolu bir hale dönüştürmüştü. Bugünkü IŞİD, El Kaide gibi çetelerin temelinin atıldığı dönem de Reagan’lı yıllara tekabül eder. İran – Irak savaşında Saddam Hüseyin’e verilen destekler, o bölgedeki İslamcı çetelerin SSCB’ye karşı CIA tarafından örgütlendirilmesi bu dönemde gerçekleşmiştir. Yani uzun lafın kısası dünyanın bugün geldiği halin sorumlularından olan Reagan ile yeni ABD Başkanı Trump’ın sloganlarının neden aynı olduğunu, ikisinin de Cumhuriyetçi Parti’nin mensubu olmasının ötesinde, yaşanılan geçmiş tecrübeler ve olası yeni sonuçlar etrafında yeniden düşünelim.

Trump’un ABD’yi “harika yapacak yolun” nereden geçtiğine dair ırkçı, faşist, dinci, milliyetçi bir söylem ortaya koydu. Seçilir seçilmez ilk röportajında 2-3 milyon göçmenin acilen sınır dışı edileceğini, bu göçmenlerin hepsinin fuhuş, uyuşturucu kaçakçılığı, çetecilik yaptığını savundu. Meksika sınırına duvar örüleceğini söyledi ve ilk görüşmelerinden birini İngiltere’deki milliyetçi partinin faşist başkanı Nigel Farage ile yaptı. Amerika ve Avrupa’daki başka faşist oluşumların da Trump’ın zaferini kendi zaferleri görüp cesaret kazandıkları yönünde haberler var.

“HARİKA” OLMANIN BİR YOLU VAR MI?

Trump’ın çizdiği “harika olma yoluna”, alternatif bir yolun ne olduğu sorusu akla geliyor. Bu alternatif şüphesiz Clinton’ın çizdiği yol değildi. Nitekim ABD siyasetinin neredeyse son 20 yılında bir şekilde müdahil olan bir gelenekten gelen bir isimdi Clinton. Güçlenmenin yolunu ırkçı, dinci, milliyetçi bir hamaset söylemine dayandıran politika bize hiç mi hiç uzak değil. Ancak tarih hep göstermiştir ki güçlenmenin, “yeniden harika olmaktan”, “3. Reich olmaktan”, “Stratejik derinlikler içerisinde bir Sultan olmaktan” geçtiğini söyleyenler halklara zulümden başka bir şey getirmemiş, kendi sonlarını getirecek koşulları yeniden ve yeniden yaratmayı getirmiştir. Biz de kendi hikayemizin kahramanları olmadan “alternatif yolun ne olduğu” sorusuna cevap bulamayız. Ülkede ve dünyadaki karanlığa doğru hızla sürüklenişin karşısında işçilerin, emekçilerin, gençliğin, kadınların, halkların birleşip kendi aydınlık yolunu inşa etmekten başka bir çaresi kalmamaktadır. Bu sorunun yanıtı, böylesi bir yol için neler yapabileceğini tartışmaktan, kafa yormaktan ve mücadele etmekten geçer.

 

ÖNCEKİ HABER

Öncü gençlik gençliği nereye çağırıyor?

SONRAKİ HABER

Boğaziçi'nde her şey yeni başlıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...