14 Kasım 2016 00:58

Grev bize gücümüzü ve dayanışmanın önemini öğretti

Demiryol-İş Sendikası üyesi İZBAN işçilerinin insanca yaşam talebiyle başladığı grev 7. gününde de tam katılımla devam ediyor.

Paylaş

Metehan UD
İzmir

Greve çıkarak sadece İzmir’in değil, ülkenin de gündemine oturan İZBAN işçileri grevle birlikte güçlerinin farkına vardıklarını ve dayanışmanın önemini anladıklarını söyledi. Bundan sonraki süreçte örgütlülüklerini güçlendirmeleri gerektiğini ifade eden işçiler, emeğe yönelik saldırılara karşı da daha güçlü tepki vereceklerini vurguladı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ile TCDD’nin ortak şirketi olan İZBAN’da örgütlü Demiryol-İş Sendikası ile işveren arasındaki toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde yaşanan anlaşmazlık nedeniyle başlayan İZBAN grevi 7. gününde de tam katılımla devam ediyor.
İşçiler ilk günkü kararlılıkla grevlerini sürdürüyor. Grevdeki 304 işçi maaş ve sosyal haklarının aynı işi yaptıkları Metro işçilerinin seviyesine çekilmesini isterken, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, işçilerin bu talebini ‘ülkenin dengeleri alt üst olur’ diyerek geri çevirdi.

İZBAN işçileri gazetemize konuşarak grev okulundaki deneyimlerini, kazanımlarını ve çıkardıkları dersleri anlattılar. Grev boyunca tepkilerin tamamına yakınının olumlu olduğunu belirten İZBAN Baştemsilcisi Ahmet Güler “Geri kalan kesimde sorunlarımızı öğrenince olumlu yaklaştı. Daha önce hiç bir eyleme katılmamış bir çok arkadaşımız greve çıktı. Toplu olarak eylem yapıldığında ses getirildiğini, haklarımızın elde edilebileceğini kısacası gücümüzü gördük. İnsanlar birlikte hareket ettiğinde gücünün farkına vardı. Neler olabileceğini gördü” dedi.

‘ÖLÜ TOPRAĞINI ATMAK İÇİN  BAŞLANGIÇ OLSUN’

Kanun değişikliği ile birlikte ellerinden alınan temel haklara karşı işçi sınıfı olarak gerekli tepkiyi veremediklerini dile getiren Güler şunları söyledi: “İşçi sınıfının üzerinde bir ölü toprağı var. Umarım bu grev tüm emek cephesi üzerindeki ölü toprağını atmak için bir başlangıç olur. Bundan sonra da bütün direnişlerin ve grevlerin işçilerin lehine sonuçlanması için desteğimizi vereceğiz. Biz İZBAN çalışanları olarak buradan büyük dersler çıkardık. Umarım bütün işçiler de bundan dersler çıkarır.  Biz her geçen gün bir şeyler öğreniyoruz.  Haklarımızı alana kadar bu grev bitmeyecek. Herkes inançlı bir şekilde greve devam ediyor. Hiç bir moral bozukluğu yok. Sonuna kadar, taleplerimiz karşılanana kadar bu grev sürecek Dengeler de bozulacaksa bozulsun.”

‘GREV NEDİR BİLMİYORDUK’

İZBAN işçilerinin büyük bir kısmının genç olduğunu belirten İşyeri Temsilcisi Berkan Tarta da “Grev başlayana kadar grev nedir bilmiyorlardı. İşin aslı grevi biraz unuttuk. Hep uzak bir şeymiş gibi geliyordu. Bu sürece girmeden ‘acaba nasıl bir şey grev’ diyorduk. Gerçekten yaşayarak öğrendik. Grevin tam olarak ne olduğunu da tamamlandığında öğrenmiş olacağız. Gelişiyor, büyüyor, fikirlerimiz olgunlaşıyor. Grev çalışanın son çaresi. Sadece para için yapmıyoruz. İnsanları sadece 200 TL için greve götüremezsiniz. Birikmişlik var. Temsilci olarak çok fazla zorlanacağımı düşünüyordum arkadaşlarımı greve çıkarırken ama hiç zorlanmadık, onlar bizi iteklediler, arkamızda durdular” dedi.

Grevin daha iyi örgütlenmeleri gerektiğini öğrettiğini vurgulayan Tarta şunları söyledi: “Sadece bizim değil tüm işçi sınıfı açısından. Bir taraftan da şimdiye kadar olan işçi direnişlerine ne kadar tepkisiz kaldığımızı öğrendik. Bundan sonra bizim gibi grevde, direnişte olan işçilerin mücadelelerine destek olmamız gerekiyor. Yalnız olmadığımızı öğrendik. Sürekli birilerinin ziyarete gelmesi aslında insanların duyarsız olmadığını da gösterdi. İnsanlar bu parayı aldığında mutlu olmayacaklar, Sadece haklarını alabildikleri için mutlu olacaklar. Herkes bunun farkında. zenginleşemeyecekler, kendilere ev ya da araba alamayacaklar. Elleri ay sonunda biraz daha rahat olacak, market alışverişleri biraz daha fazla olacak, belki de eşleri, çocukları ile sinemaya gidebilecekler. Bu bunun mücadelesi ve bizim için kutsaldır. İzmir halkına da teşekkür etmek istiyorum.”

‘5 DEĞİL 15 GÜN GEÇSE DE SÜRECEK’

Emre Saygulu: Grevimiz bize birlik beraberliği öğretti. Bize emeğimizin hakkını alın terimizin karşılığını almayı öğretti. Haklarımızın işveren tarafından verilmediğini, bizim tarafımızdan alındığını öğretti. 5 günlük süre aldığımız tepkinin çoğu olumlu idi, olumsuzlar da vardı. Halkın olumsuz görmesinin nedeni eksik ya da yanlış bilgi. Grevimiz yüzde 100 katılımla başladı ve yüzde 100 katılımla devam ediyor. Çok umutluyuz. Bütün arkadaşlarla omuz omuza birlikte mücadele etmemiz bize güç veriyor. Bunu bilmek insanın direncini daha da arttırıyor. Herkesin morali çok yüksek. Herkes kazanacağımıza, hakkımızı alacağımıza inanıyor. 5 değil 15 gün olsa da insan bu birliktelikle devam edebilir. İzmir halkını daha çok yanımızda görmek istiyoruz.

‘İZMİR HALKINI YANIMIZDA GÖRMEK GÜZEL’

Buket Akkaya: Biz burada çalışanlar olarak her ay, gelecek ayı ne kadar az borçla kapatabilirizin derdindeyiz. Sürekli bir borç içindeyiz. Normalde istasyonlarda 3 gözcünün kalması gerekiyor ama sürekli kalabalığız. Birlik içindeyiz. Desteğe gelenler eli dolu geliyor. Çok güzel şeyler duyuyoruz. İzmir halkının bu konuda duyarlı olduğunu ve yanımızda olduğunu biliyorum. Yine de şüpheleri varsa gelip bizimle konuşabilirler. Mücadelemiz güzel sonuçlar alana kadar devam edecek. Grev sürecinde tanımadığımız işçi arkadaşlarımızla tanıştık. Yeni arkadaşlıklar, dostluklar kuruldu. Herkes cömert bir şekilde elindeki ekmeğini paylaşıyor burada. Güzel bir paylaşım var. Çalışan arkadaşlarımız fire vermeden her gün geliyor. İzmir halkını mağdur ediyoruz ama bunu biz değil işverenlerimiz yapıyor.

‘OHAL’E RAĞMEN GREVDEN YANA OLDUK’

Grev bitmeden çok büyük kazanımlar elde ettiklerini ifade eden Mücahid Yavuz da şunları söyledi “Bu bizim ilk yasal grevimizdi. Daha önceki mücadelelerimizden de öğrenerek arkadaşlarımızı daha iyi örgütlenme şansına sahip olduk. Bununla birlikte öğrenilmiş çaresizliği aştık, artık bu saatten sonra işlerin bu şekilde gitmeyeceğini, bizi belirli kalıplar içine sokan sistemin dışına çıkabileceğimizi öğrendik.  Buradaki kazanımlarımızla, tüm Türkiye’deki işçi kardeşlerimizin de bakış açısının değişeceğini umut ediyoruz.  Bu ilk grevimiz, son grevimiz de olmayacak. En büyük sıkıntılarımızdan da biri de OHAL sürecinde olmamız oldu. OHAL’e rağmen arkadaşlarımız grevden yana düşünce belirttiler. Grevin ertlenmesini yüksek bir ihtimal olarak görüyorduk. Ancak bütün zorluklara rağmen bunu başarabildik. Her ne kadar zorda olsa birlik ve beraberliğimizle bunu başarabileceğimizi gördük. Haklı grevimizin kamuoyu tarafından desteklendiğini gördükçe amacımıza ulaştığımızı görüyoruz.”

‘DENGELER İŞÇİNİN LEHİNE BOZULSUN’

Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu’nun ‘dengeler bozulur’ açıklamasına da değinen Yavuz “İşçiler için değil patronlar açısından bir dengeden bahsediyordu. Dengeler bozulacaksa da bozulsun. Bu saatten sonra da bizim yaptığımız grev bunun bozulacağının sinyalini verdi. İşçilerin birliği sayesinde de bu denge işçiler lehine dönecek. Bu saatten sonra işverenin aklını başına alıp işçinin ve emekçinin hakkını vermesi gerekiyor. Bu süreç bizim için bir kıstas biz kendimizi de denemiş olduk, istediğimiz zaman başarılamayacak bir şeyin olmadığını da gördük. Bundan sonraki süreçte de emeğe, işçi sınıfına karşı saldırılarda da tepkimiz olacaktır. Gücümüzle bu saldırıları püskürtebileceğimizi gördük.  Sadece İzmir değil, tüm Türkiye’de kamuoyunun bu haklı davada yanımızda olmasını istiyoruz. Anlık menfaatleri bir kenara bırakıp ileriye dönük menfaatlerimiz ve çocuklarımızın, torunlarımızın geleceği için birleşmemiz gerekiyor” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Bölündükçe evimize götürdüğümüz ekmek de parçalanıyor

SONRAKİ HABER

Dersimliler: Biz huzurlu ve özgür bir ortam göremiyoruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa