21 Ağustos 2016 06:22

15 Temmuz ve daha yoğun karanlık

15 Temmuz darbe girişiminin ardından basın ve ifade özgürlüğünün geldiği noktayı Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Uğur Güç yazdı...

Paylaş

Uğur GÜÇ*

Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en karanlık günlerini yaşamak bize nasip oldu. Bu yoğun karanlık yükselirken en bahtsız gazeteciler de bizleriz sanırım. Bu ülkede gazeteci olmak hiç bu kadar zor olmamıştı. Perşembe gecesi “TGC Basın Özgürlüğü Ödülleri” verildi. Kişi dalında ödül alanlardan birisi de Cizre’de haber takibi yaparken yaylım ateşine tutulan ve bacağından yaralanan İMC TV kameramanı Refik Tekin’di. Refik bastonuna yaslanıp ödülünü almaya çıkarken üzerinde “Bunu biliyor muydunuz? Gazetecilik suç değil” yazan bir tişört giymişti. Evet görev yaparken darbedilen, kafasına silah dayanan, gözaltına alınan, hapse tıkılan, evi basılan, yüzlerce gazeteci arasında en ağırını yaşayan, basın gazimiz Tekin en bahtsızımız olabilir fakat yaralandığı halde gazetecilikten vazgeçmeyerek gösterdiği refleksle “gazeteci” sıfatını en çok onun hak ettiğini söylemeliyiz. İktidar gazeteciliği suçla eşleştiriyorken verdiği mesaj için kendisine ayrıca teşekkür etmemiz gerekir.

“Gazetecilik suç değildir, basın ve ifade özgürlüğü demokrasilerin temel dayanağıdır” demekten bıkmadık ama iktidardakiler gazeteciliği suç saymaya devam ediyor hâlâ. İki gün önce Nöbetçi Genel Yayın Yönetmeni olduğum Özgür Gündem gazetesi için 8. Sulh Ceza Hakimliği tarafından ‘geçici’ kapatma kararı verildi. Bu karar akabinde gazete kar maskeli özel harekat timleri tarafından basıldı. Baskını İMC TV’nin başarılı gazeteciliği ile izlerken haber aktarmaya çalışan üyemiz Gülfem Karataş’ın saldırıya uğradığı anlarda kahrolduk. Gündem çalışanları darp, küfür, hakaret ve tehditler altında gözaltına alındı. Akşam saatlerinde de Eren Keskin, Aslı Erdoğan, Ragıp Zarakolu, Filiz Koçali’nin de bulunduğu yazarların evlerine baskın düzenlendi. Gözaltına alınan Aslı Erdoğan tutuklandı.  22 Özgür Gündem çalışanı ise, ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı. Fakat gazetecilerin ifadelerinde polisin nasıl militanlaştırıldığını da gördük.  Hukuk rafa kaldırılmışken suç zanlısını adalete teslim etmekten başka bir görevi olmayan polisin uyguladığı şiddet de meşru hale getirilmek isteniyor. Cezaevlerinden işkence çığlıkları yükseliyor, ‘gözaltında ölüm’ haber değeri taşımıyor…

BASIN EMEKÇİLERİ İŞSİZ KALIYOR

15 Temmuz sonrası OHAL ilan edildi. İlan edilen “Kanun Hükmünde Kararname”lerle (KHK) 134 basın kuruluşu kapatıldı. 2 binin üzerinde basın emekçisi işsiz kaldı. KHK ile kapatılan basın kuruluşlarının mal varlıkları hazineye devredilirken “KHK ile kapatılan kuruluşlara dair alacak için hazineden hak talep edilemez” ibaresi ile emekçiler, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve işsizlik ödeneği gibi yasal haklardan mahrum bırakıldı. Devlet tarafından kanunlarla garanti altına alınmış işçi hakları KHK ile gasp edildi. Çalışma Bakanlığı’nda ulaştığımız bürokratlar yapacakları hiç bir şey olmadığını söylerken, bu işçilerin haklarının ancak yeni bir KHK ile düzenlenebileceğini belirttiler. Bu durumda 2 bin kişinin ailelerini de hesaba katacak olursak 10 binlere varan mağdur insan açlık ve işsizlikle yüz yüze bırakıldı.

Mağduriyetler bu kadarla sınırlı değil elbette. Tutuklu gazeteci sayısı 35 iken OHAL tutuklamalarıyla sayı 71’e vardı ve artmaya devam ediyor. OHAL sonrası FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alınan gazeteci sayısı 99’a ulaştı. Bir kısmı serbest kalsa da çoğunluğunun gözaltı süreci devam ediyor. Bugün gelen haberlere göre TRT’de gözaltına alınan 43 kişiden 19’u tutuklandı. TRT’den tutuklananlar şimdilik listemize dahil değil. 

Gazeteci sıfatı taşıyan TRT çalışanları varsa sayı daha da artacak.

ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ...

OHAL’in bir aylık bilançosunu çıkarırken değerlendirmeyi mesleki kriterlere göre yaptık. Tüm tutuklama ve hak ihlallerini hesaba katarsak bir aylık OHAL’in sonuçları daha da karanlık olacaktır. İki gün önce TRT’de canlı yayında açıklama yapan Başbakan Binali Yıldırım 15 temmuz sonrasında polis, asker, yargı mensubu, mülki amir, sivil 40 bin 29 kişinin gözaltına alındığını açıkladı. 20 bin 355 kişi ise tutuklanarak cezaevine gönderildi. Kamuda görevden el çektirilen kişi sayısı ise 79 bin 900. Yıldırım, aynı açıklamada  “Biz hükümet olarak vatandaşlara OHAL ilan etmedik. OHAL’i kendimize ilan ettik. Vatandaşın hayatından bir şey değişmeyecek” dese de ortaya konulan rakamlar ‘demokraside’ sınır tanınmadığının göstergesi. 134 basın kuruluşunun kapatılması uzun vadede vatandaşların hayatında çok şey değiştirecek. 1980 darbesi sonrasında neoliberalizm ile desteklenen “ılımlı islam” modelinin ülkeyi nasıl bir karanlığa sürüklediği, emperyalist piyasacı düzenin dayattığı restorasyonun çağdaş demokrasiye ulaşma yolunu nasıl kestiği, toplumun onarılması zor maddi ve manevi zararlara nasıl uğratıldığı 15 Temmuz gecesi net olarak görüldü. Darbeler sırasında genç, yaşlı pek çok insanımızın temel hak ve özgürlükleri elinden alınmış, iktidarların zulüm ve baskı ortamı yaratılmıştır. Bu iktidar gazeteleri, televizyonları kapatarak, gazetecileri hapsederek sorunların çözülemeyeceğini artık görmeli. Özgürlükler baskılanarak bugünlere geldik. Yasakçı zihniyet ve politikaların çözüm üretmek yerine krizleri derinleştirdiği ortadadır. Çatışmaları bitirmenin yolu daha çok özgürlük ve demokratik bir ortam tesis etmektir.

OHAL uygulamasıyla bireyin temel hak ve özgürlüklerini kısıtlayıcı, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünü yok edici, halkın haber alma, bilgilenme hakkını ortadan kaldıracak önlemlere başvurulması ülkede zaten olmayan ‘demokrasiyi’ getirmeyecektir.

Ülke olarak gideceğimiz yer daha koyu bir karanlıktan başka bir şey değildir.

Biz gazeteciler doğru bildiğimizi yazmayı sürdürüp, kamuoyunu gerçeklerden habersiz bırakmayacağız. Halklarımızı nefret dolu ırkçı saiklerle birbirine düşürenlere geçit vermemek için daha çok çaba sarf edeceğiz. Türkiye halkları çağdaş demokrasiye layıktır ve bunun için de gereken her oluşuma destek vermeye devam edeceğiz.

*  TGS Genel Başkanı

ÖNCEKİ HABER

Sen yazmasan, ben yazmasam nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa

SONRAKİ HABER

OHAL ve medya

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...