Basın meslek örgütlerinden çağrı

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde On Gözlü Köprü yakınlarında gerçekleşen saldırı sonrası haber takibi yapan Muhabirlerimiz Hasan Akbaş, Fırat Topal, Serpil Berk ve Serbest Gazeteci Sertaç Kayar’ın gözaltına alınmasına basın meslek örgütlerinden de tepki geldi.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu medya temsilcilerine sanki bombayı yerleştirenler onlarmış gibi bir muamele yapıldığını söyledi.

DİSK Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren ise her durumda gazetecilerin hedef haline getirilmesinin vaka-i adli haline geldiğini belirtti.

'GAZETECİLERİN SUÇLA İLİŞKİLENDİRİLMESİ KABUL EDİLEMEZ'

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu: Diyarbakır’daki meseleden 2 ay öncesinde Midyat’ta da bir patlama olmuştu. O bombalı saldırı ve dün akşam Diyarbakır’daki saldırının gazeteciler bakımından ortak yönü, medya temsilcilerine sanki bombayı yerleştirenler onlarmış gibi bir muamele yapılması... Bu gazetecilerin suçla ilişkilendirilmesi kabul edilemez bir muamele. Güvenlik kuvvetleri nasıl bir kamu görevi icra ediyorlarsa, ister olay yerine ilk gelen ister son gelen olsun, gazeteciler de halkı bilgilendirme derdindeler. Dolayısıyla Evrensel gazetesinin 3 muhabiri toplam 4 gazetecinin, görevlerini yapmaktan başka bir uğraş içerisinde olmadıklarına göre, derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Eğer gazetecilik kamu makamlarının gözünde bu şekilde gözardı edilecekse bu gazetecilerin keyfi gözaltı, şiddet ve tutuklamalarla gittikçe daha fazla mağdur edilmelerine yol açacak. Dolayısıyla yetkililerin tüm mesleğin çağrılarına kulak vermelerini istiyoruz. Ve tabi ki gazetecilere yönelik, Midyat’ta 2 ay önce 13 gazetecinin saldırıya uğramasında olduğu gibi, her türlü keyfi muamelenin de takipçisiyiz. Bunların cezasız bırakılmamasını talep ediyoruz.

'GAZETECİLERİN HEDEF HALİNE GETİRİLMESİ VAKA-İ ADLİ HALİNE GELDİ'

DİSK Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren: Her durumda gazetecilerin hedef haline getirilmesi vaka-i adli haline geldi. Gazeteci tabiki olay yerinde olacak. Olmazsa nasıl haber yapacak? Mesela darbe girişimi sırasında basın o kadar hedef haline getirildi ki, kalabalıkların saldırısına uğradı. Veya haberlerden dolayı davalar açılıyor, tutuklanıyor, bir gazeteci arkadaşımız yaptığı bir haberden dolayı müebbet hapisle yargılanıyor, cezaevleri gazetecilerle doldu. Biz açılan davaların sayısına yetişemiyoruz artık. Basına yönelik bu saldırılar artık iyice çığrından çıktı. Rezalet bir duruma doğru gidiyor yani. Ama bu baskıyı durduracak olan gazeteciler değil. Yani ülkedeki demokrasinin seviyesiyle alakalı bir şey ve demokrasinin çıtasını yükseltecek olan sadece gazeteciler değil, toplumun tüm kesimleri... İşçiler, beyaz yakalılar, aydınlar hep birlikte mücadele ederek ancak demorkasinin çıtası yükselir ve bununla birlikte basın özgürlüğünün de çıtası yükselir. Ama bu sadece gazetecilerin sorunu değil. Gazeteciler burada sürekli mağdur oluyor. Tüm toplumun kendi haber alma hakkı için seferber olması lazım. Basın özgürlüğü ve diğer demokrastik haklar için seferber olması lazım ama ülkedeki tablo vahim. Tekrar ’80’li, ’90’lı yıllardaki işkence haberlerini duyar hale geldik. Cezaevleri tekrar cehenneme döndü. Çok vahim bir durum var ortada.

{{287419}} 

Türkiye Gazeteciler Sendikası da “4 meslektaşımızı serbest bırakın” başlığıyla yaptığı açıklamada “Yaşananlar, gazetecilerin İstanbul’dan Diyarbakır’a her yerde tehdit altında olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. 4 meslektaşımız, gazetecilik mesleğinin en temel ilkesi olan, ‘olay yerinden bildirmek’ için patlamanın yaşandığı bölgeye gitmiş ve olayı belgelemiştir” dedi.

TGC: Gözaltındaki dört meslektaşımızı serbest bırakın

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu da bir açıklama yaparak Diyarbakır’ın Sur ilçesinde gerçekleşen saldırı olayını takip ederken gözaltına alınan Muhabirlerimiz Hasan Akbaş, Fırat Topal, Serpil Berk ve Serbest Gazeteci Sertaç Kayar’ın serbest bırakılmasını istedi.