09 Temmuz 2016 00:45

İnşaat işçisi Salih Bingöl'den patronlara sorular

Salih Bingöl, ağır koşullarda, düşük ücretle çalışan bir inşaat işçisi... Buna karşı patronların günden güne zenginleşmesine öfkeli.

Paylaş

Mesut TÜRK
Kayseri

Kayseri’de son aylarda inşaat sektöründe iş kazalarının artması, inşaat işçilerinin geçim kaygılarına bir de iş kazası korkusunu ekliyor. İnşaat işçileri yaşananları patronların kâr hırsına bağlıyor.

Son yıllarda Türkiye’de iş güvenliği, işçi sağlığı ve meslek hastalıklarıyla ilgili birçok tartışma gündeme gelirken, diğer yandan iş kazaları, iş cinayetleri devam ediyor. İşçiler bir yandan kazaları tartışırken bir yandan da her gün bu tehlikeyle yüz yüze geliyor.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre diğer sektörlerde çalışan işçilere oranla 5-6 kat fazla iş kazası yaşama riski taşıyan inşaat işçileri, bir de güvencesiz çalışma koşullarına tepkili.

Kayseri’de yaşayan inşaat işçisi Salih Bingöl de çalışma koşullarından şikayetçi. “Bütün çileyi inşaat işçisi çekiyor, inşaat işçisi hazırlıyor ama işin kaymağını işverenler yiyor” diyen Bingöl, şöyle devam etti: “Balını kaymağını yiyen başkası ama sıkıntıyı işçi çekiyor. Yani parası olan devamlı işçiyi eziyor. Dünyanın neresine giderseniz gidin bu böyle.”

‘İŞÇİYE VURAN VURANA’

Bingöl, “Üç kuruş kazanabilmek için birçok tehlikeyle karşılaşıyoruz. İş güvenliğine gelince ise ‘şunu yapacağız, bunu vereceğiz’ diyenler, dediklerini on dakika sonra unutuyor. Bir de çalışarak hak ettiğimiz ücretlerimizi alamıyoruz. Kayseri işvereninin gözü, çalıştırdığı işçinin ücretinde oldu her zaman. Kazandığımız üç kuruşa göz dikene mi yananım, her gün karşılaştığım kaza riskine mi yanayım. Çünkü neden, kendisinin ensesi kalın, göbeği şiş, cepleri de dolu. Bu adam fakir adamın halinden ne anlar. Onun için vuran vurana kardeşim” diye konuştu.

ZAM İSTEYİNCE SUÇLANIYORLAR

Daha fazla ücret talep ettiğinde, çalışmak istemiyor diye suçlandığını belirten Bingöl, şunları söyledi: “Gerçek hak ettiğimiz ücreti istediğimiz zaman ‘sen aç değilsin, sen çalışma taraftarı değilsin’ şeklinde suçluyorlar. Çalışma taraftarı olsan az paraya çalışan işçi olarak değerlendiriliyor. Ben de işverene soruyorum: Senin yaşadığın hayatı ben yaşayamıyorum. Senin çocuğun varsa benim de çocuğum var, senin üniversiteye giden çocuğun varsa benim ki de var. Ben insan değil miyim? Ben taşın kovuğundan mı çıktım?  Kayseri’de inşaat işçilerini devamlı ezen ezene. O yüzden ben Kayseri işverenlerini hiç sevmiyorum” diye konuştu.

‘SEN DE 9 AYLIKSIN BEN DE...’

İnşaat işçilerinin yaşadığı zorlukları dinlemeye tenezzül etmeyenlere Bingöl şöyle seslendi: “Mesela işverenler, mesela Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı’nın beni anlayacağını sanmıyorum. O adamların yanına gidebilmem için 50 tane korumayı geçmem gerekir. Ama benim kapıma gelip benden oy istemesini bilirler. Ben onun kapısına gittiğimde ise kendilerini göremem. Ben de diyorum ki ‘Sen de 9 aylıksın ben de. Sen de insansın bende. Ne farkımız var da bu ayrı koşullarda yaşıyoruz? Böyle standartlarda çalışan işçinin aldığı para evine mi yetecek? Mutfağına mı yetecek? Çocuğuna mı yetecek? Nereye yetecek ?”

‘BORCUNU DÜŞÜNEN ADAM NASIL GÜVENLİĞİNİ ALACAK!’

İnşaatlardaki iş güvenliği önlemlerini “Yok denecek kadar az” diye anlatıyor Salih Bingöl  ve şunları söylüyor: “Güvenliğimiz Allah’a havale edilmiş durumda. Hiçbir güvenlik alınmıyor denilebilir. İşçiler birlik olup nasıl olması gerektiğini tartışmıyor. Bu nedenle de iş güvenli uygulamaları hep teoride kalıyor, uygulanmıyor. İş güvenliği işçinin iş sahasına girmesinden önce başlar. İşçinin işe başlamadan 3 gün önce sigortası başlatılmalı. Ama bizim çalıştığımız günün sigortasının yapılmadığı dönemler bile oluyor. Öte yandan işçinin kafası rahat olacak çalışırken. İnşaatın tepesinde borcunu harcını düşünen adamın güvenliğini nasıl alacaksınız? Kim ben güvenli çalışma koşullarında işçi çalıştırıyorum diyorsa yalan söylüyor.”dedi.

‘KAÇAK İŞÇİ ÇALIŞTIRMAK İÇİN 40 TAKLA ATIYORLAR’

Kayseri’de birçok sektörde patronların kaçak işçi çalıştırmak için “40 takla attığını” ifade eden Salih Bingöl, “Birçok kaçak yollar arıyorlar, biz şahit oluyoruz. Emekli olmuş insanları çalıştıranlar var. Bir yandan gençlerin iş bulamamasına mı yanayım. Diğer yandan emeklinin de geçinemeyip çalışmasına mı?” diye sordu.

'İŞÇİLER PAZARDA KİRALANIP GÖTÜRÜLÜYOR'

Diyarbakırlı Vefa Kan, 7 yaşından beri inşaatlarda çalıştığını anlatıyor. Kayseri Amele Pazarı olarak geçen sokaklarda iş ararken rastladığımız Kan, günlük çalışan inşaat işlerinden olduğunu ifade ederek şunları dile getirdi: “Bir işçi lazım olunca gidiyoruz. Kayseri’de çoğunluğu Kürt olan inşaat işçileri, bu pazarda kiralanıp çalışmaya götürülüyor. Günlük götürüldükleri için işçilerin sabit bir geliri ve sigortası olmuyor. Ve ücretler de işverene göre değişiyor.
İnşaatlarda birçok kazaya şahit olduğu açıklayan Kan, meslek hastalıklarının yanında, yüksekten düşenlerin ve uzuvlarını kaybedenlerin olduğunu söyledi. “Her an iş kazasıyla karşılaşma riskimiz oldukça fazla” diyen Kan, bir de güvencesiz çalıştıkları için hastanelerde birçok zorluk çektiklerini ifade etti.
Çalıştığı birçok yerde iş güvenliğinin işçilerin dikkatine bırakıldığını belirten Kan “Ne kadar dikkat etsek de ekonomik kaygılarla metrelerce yüksekte çalışmak kolay olmuyor. Bu nedenledir ki inşaat sektöründe birçok iş kazası duyuyoruz.” diyerek inşaat işçisinin çalışma koşullarını anlattı.
Vefa Kan yaşadıkları tehlikenin inşaat sahasının büyüklüğüne ya da küçüklüğüne göre değişmediğini vurgulayarak şöyle devam etti: “Hiçbir güvenlik önlemi alınmamış küçük bir inşaatta kazaların yaşandığını görürken koskoca şantiyelerde de birçok kazaya şahit oluyoruz. Torunlar inşaatı hatırlayalım. Zaten iş güvenliği tedbirleri sadece göstermelik tabelalarda kalıyor. İşçinin herhangi bir şekilde yaralanması, düşmesi, uzuvlarını kaybetmesi hatta ölmesi dahi işverenin umurunda değil. Onun tek bir gayesi var para kazanmak ve işinin yürümesi. Dolayısıyla bir taraftan para hırsı altında ezilen inşaat işçisi diğer taraftan da ekonomik kaygılarla ve geçim derdiyle boğuşarak çalışıyor. Bunun sonucunda kazaların yaşanması kaçınılmaz oluyor.”

ÖNCEKİ HABER

Bilgen: AKP’nin krizle yönetme tarzının önüne geçmeliyiz

SONRAKİ HABER

Elektrik şirketleri istedi, AKP değiştirdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...