15 Mayıs 2016 06:08

‘Kimse kiralayamaz bizi’

Meclisten geçirilen özel istidam bürolarının, yani ‘kiralık işçilik’ diye bilinen yasanın sahadaki yansımaları ne olacak? Yakup Aslandoğan yazdı.

Paylaş

Yakup ASLANDOĞAN

Sen öyle zannet!

Geçenlerde özel istihdam büroları yasa teklifinin TBMM’den geçmesi halinde işçilerin kiralanarak köle muamelesi göreceğini anlatmaya çalıştığım bir işçi kardeşimden başlıktaki yanıtı almıştım. Evet, yasa kuruldan alelacele geçirildi. İşçileri emekçileri iyi günler beklemiyor.

Son yıllarda, özellikle işçilerin hareketli olduğu günlerde bizlere en çok sorulan sorular, “Abi tazminatımızı bi hesaplasak, işten atarlarsa ne kadar para alırız, işsizlik paramız ne kadar olur, sendikalı olunca ne kazanırız, haklarımız ilerler mi?” oluyor genellikle. 

Evrensel’de yeterince işlenen yanları değil ama mevzuyu tersten işçi ve emekçilere onlar değil de biz sorsak, yanıtları ne olurdu acaba?

Örneğin, Kayseri’desiniz; bir mobilya fabrikasındasınız ve 8-10 aylık bir işçisiniz. Evinize ekmek götürüyorsunuz, helalinden yani. Ve geçirilen yasaya uygun bir şekilde patron, “Ben devreden çıkayım ve işçiyle muhatap olacak başka bir aracı koyayım” dedi. Ve bu “aracı”, yine çıkarılan yasaya uygun olarak işyerindeki işin yoğunluğu azaldığında, bittiğinde ya da canı istediğinde dedi ki; “Kardeş seni diğer caddedeki işyerine göndereceğiz, kiralayacağız.” Kalakaldın mı? Yoksa hâlâ “Yok lan böyle şey olur mu” diyorsun.

Canın burnuna geldi ve seni esas patron işten çıkardı zannettin ya da öyle görmek istiyorsun. “Aç bir işe iade davası” diye düşündün. Mahkemeye gittin. Mahkeme duvar. Neden? Çünkü evet çünkü “Sen o ana firmanın değil kiralamacı (simsar) şirketin elemanısın” dedi. Ayrıca dava açamamanın diğer bir nedeni de çalıştığın sürenin işe iade davası açmanı gerektirecek süreyi doldurmaması. Sürekli kiralanma durumun bu süreyi bir işyerinde dolduramama ihtimalini doğuracak zira. Yani şirket esasen böylece kârına kâr katarak zengin olacak.

‘HAYDEE SENDİKALAŞALIM!’

İşyerinde sorun var. Sen ve diğer işçiler “sendikalaşalım” dediniz (bu kadar kolay olmuyor ama öyle farz edelim. Greve çıktınız. Yine şirketle çalışan “kiralamacı” geldi ve istenen sayıda kiralık işçi verdi ve grevi kırdı. “Yok, daha neler” diyorsun amma; maalesef böyle olacak, yasaya göre! Bir de bizi “kiralık, kadrolu” diye de birbirimize kışkırtırsa bak sen şenliğe!

Yetmedi. Patronlar akıllı vesselam! Bu “kiralamacılar” eliyle en fazla 8 ay çalıştırılacaksın. Ben demiyorum. Yasada öyle yazmışlar. Koca koca sendikalar da okudular bu maddeleri ama Hükümetin karşısında eridiler. Yani bu süre kadar çalışmak neye yol verecek? 1 yılını doldurmadın ya, yukarıda işçilerin en çok sorduklarından dediğimiz kıdem hakkını da kazanamamış olacaksın maalesef. Hatta 7 bin 200 primi tamamlamak (emeklilik) bu yüzden hayal olacak galiba!

Bir de unutmadan söyleyelim; sürekli kiralanmak, köle misali oradan oraya gitmek, aile ve sosyal yaşamını da alt üst edebilir. Pazarları çoluk çocuk kahvaltı... Pek mümkün değildi zaten. İyiden iyiye bitebilir.

“Yeter be! Felaket tellalı mısın kardeşim” diyorsunuz. Değilim. Ama durum, gerçek bu. Yasada öyle! 

PEKİ, AMA HER ŞEY BİTTİ Mİ? 

Öyle düşünmüyorum? Her olumsuz görünen şey kendi içinde ilerleme potansiyelini de biriktirir elbet. İşçi sınıfımızın tarihi tecrübeleri hep olumsuzluklar, yenilgilerle malul değil. 

En olumsuz durumda bile yaratıcı birlikler, sorunların çözümü için örgütlenmeler ve ayağa kalkışlar ülkemiz ve dünyada var. Daha yakın zamanda Fransa ve Almanya işçi sınıfı bu ve benzer sorunlara karşı topyekûn ayağa kalktı ve mücadelesini devam ettirmekte kararlı.

Ülkemizde Renault işçilerinin mücadele deneyimlerinde olduğu gibi işçilerin kendi öz örgütlenmeleri olan işyeri işçi birliklerini kurduğu, işlettiği birçok durumda başarılı izler bırakabiliyorlar. Yasaları işçi lehine değiştirtebiliyorlar. Sendikal bürokrasiye okkalısından bir tokat atabiliyorlar. Bazen sarssalar da henüz yıkmak için tecrübe sorunu da yaşamıyor değiller.

Evet, kiralama devri, esnek ve güvencesiz çalışma zaten bir biçimiyle yaşanırken şimdi yasallaştı. Ve kendisinden beklentiye girmiş olan milyonlarca işçi ve emekçi; sermayenin hükümetine de elbet okkalısından bir güzellik düşünecek, o günler de gelecek. “Yardımcısı” ve kendisi var oldukça.

Zor günler aşılmak içindir. Köleliği yasal kılıfla getirenlere bir çift laf etme hakkımız olur elbet. Kendileri bilir!

ÖNCEKİ HABER

İşçi sağlığını sadece kendisi koruyabilir

SONRAKİ HABER

Modern kölelik dönemi başlıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...