24 Nisan 2016 01:19

SeraPool işçisi Filiz Alaoğlu

Sevgili Dostcam işçileri
Bundan aylar önce bizler de tıpkı sizler gibi yapılan baskılara, kötü çalışma koşullarına ve haksızlıklara karşı mücadele etmek için bir araya gelen ve bu mücadeleyi hâlâ sürdüren SeraPool işçileriyiz. İşçileriyiz diyorum çünkü; ben değil biz demeyi, ben değil biz olmayı öğrendim bu direnişte. Yakın geçmişte sizlerin de sendikal nedenlerden dolayı işlerinize son verildiğini biliyor, ayrı şehirlerde olsak da mücadelenizi yürekten destekliyoruz. Bizler SeraPool işçileri olarak hâlâ işlerimize geri dönmemiş olabiliriz. Fakat asgari ücret dışında kaybettiğimiz bir şey olmamıştır. Hatta onu da kaybetmedik. Çünkü başka yerlerde de zaten o ücrete çalışabiliyoruz.
Bizler daha iyisini elde etmek adına kabuğumuzdan çıkmak konusunda korkular yaşadığımız için hep en aza ve en kötüye bağımlı hale getirilmiş kişiler olduk bugüne kadar. Ne zaman ki birliğimizle bir şeyleri değiştirebileceğimize inandık, işte o zaman kabuklarımızdan sıyrıldık ve patronun baskılarına karşı mücadele etmeye başladık. Gördük ki kazanmak ancak mücadele ile, işçi sınıfının mücadelesi ve birlik olması ile elde ediliyor. Sizler belki işlerinizden oldunuz  ve zaten var olan maddi sıkıntılarınızın üzerine bir yenisi daha eklendi. Hatta belki de içinizde “keşke” diyenler bile vardır. Biliyoruz çünkü bu mektubu yazan ve bu mücadelede belki de en zor dönemlerden geçen kişiler olarak korkular yaşadık. “Ne olacak, nasıl olacak” diye tereddüt ettiğimiz zamanlar oldu fakat asla vazgeçmedik. Her konuda birbirimizle iletişim içersinde olduk, endişelerimizi sıkıntılarımızı maddi manevi her konuda koşullar ne olursa olsun kendi aramızda halletmeye çalıştık. İşçi sınıfı olmak bunu gerektiriyordu çünkü.
Biliyor musunuz bizler fabrika önünde 8 ay süren mücadelenin sonunda gerçek dostluklar arkadaşlıklar kazandık. Fabrikada çalıştığımız sırada, daha doğrusu ön yargılarımızın esiri olduğumuz zamanlarda, (ki bu patronların en işine gelen şeylerin başında gelir) şu alevi, şu Sünni, şu A partili, şu B partili dediğimiz kişilerle aileden öte ahbaplıklar kurduk. Şu an belki farklı fabrikalarda çalışıyor olabiliriz fakat birliğimiz ve mücadelemiz Alevi’siyle, Sünni’siyle, Arap’ıyla, Kürt’üyle, Türk’üyle ilk günden çok daha güçlü bir şekilde devam ediyor. Her zaman bir araya geliyor, fikir alışverişlerimizle mücadelemize güç katıyoruz. Direnişe çıkmamızın üzerinden yaklaşık 11 ay geçti. Bizler artık belli bir mücadeleden geçmiş işçiler olarak işçi sınıfının mücadelesinin simgesi olan 1 Mayıs’ı bayram havasında kutlamak adına yeniden bir araya gelmeyi planladığımız şu günlerde sizlere diyeceğimiz şudur ki korkmayın, yılmayın ve bu onurlu mücadelenizden asla vazgeçmeyin! Bilin ki bu mücadelemiz bundan sonra yaşayacağımız güzel günlerin tek habercisidir. Kaybetmekten korkmayın, bir şeyi kazanmanız için bazı şeyleri kaybetmeyi göze almalısınız. Ve unutmayın ki kaybettiğinizde değil vazgeçtiğinizde yenilirsiniz!

Evrensel'i Takip Et