05 Mart 2016 11:06

İşçi kadınların bir akşam sohbeti

Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği olarak, 8 Mart öncesinde, derneğimize üye olan fakat çalışma saatlerinden ötürü bir araya gelemeyen işçi kadınları, bir akşam dernekte buluşturmaya karar veriyoruz.

Paylaş

Yasemin AKPINAR

Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği olarak, 8 Mart öncesinde, derneğimize üye olan fakat çalışma saatlerinden ötürü bir araya gelemeyen işçi kadınları, bir akşam dernekte buluşturmaya karar veriyoruz. Sadece panellerde ya da eğitimlerde karşılaşan ama konuşamayan bu işçi kadınlar, yanyana geldiklerinde birbirlerine ilk olarak neyi soracaklarını görmek, 8 Mart yaklaşırken taleplerini onlardan dinlemek istiyoruz.
Dernekte işçi kadınlarla bir araya gelmiş, sıcak çaylarımızı içiyorken, kapıdan içeri tekstil fabrikasında çalışan bir kadın arkadaş giriyor. Ceketini çıkartıyor ve tişört giydiğini görüyoruz. Şubat ayında olduğumuz için şaşırarak bakıyoruz. Fabrika çok sıcak olduğu için kısa kollu giyindiklerini söylüyor. Metal işçisi kadın arkadaş “Oo ne güzel, biz donuyoruz. Kat kat giyiniyoruz ama yine de üşüyoruz. Ellerimiz her gün suyun içinde” diyor ellerini göstererek ve ekliyor; “Eldiven veriyorlar ama bir ay içerisinde yırtılırsa değiştirmiyorlar eskisini bantlayıp sana geri iade ediyorlar.”
İlk olarak birbirlerini tanımak istiyorlar. “Nerede çalışyorsun?”, “Evli misin?” soruları ile başlıyor sohbet. Not aldığımı gören işçi kadınlar gerçek isimlerini yazmamı istemiyorlar. “Fabrikada birileri okursa işten atabilirler, bu yüzden sorun yaşamak istemiyoruz” diyorlar. 
 

UCUZ YEMEK GRUBU!
Hepsi Tuzla Organize Sanayi Bölgesi’nde çalışıyor. Fabrikaları birbirine yakın hatta ikisi aynı yemekhanede yemek yiyor. Ama birbirleri ile hiç karşılaşmamışlar. Yemeklerin güzel olduğunu söyleyen Rojbin, yirmili yaşlarında genç ve heyecanlı bir işçi kadın. İki aydır sendikalı bir metal fabrikasında çalışıyor, daha öncesinde tekstilde çalışmış. 
Selma, fabrikanın içinde kendi yemekhaneleri olduğunu, ortak yemekhanede yiyen diğer işçilerin yediklerinin ucuz yemek grubu olduğunu söyleyince Rojbin şaşırıyor,  “Yemekler güzel ama” diyor. Selma, 10 yıldır o bölgede, sendikalı çalışan bir tekstil işçisisi. Fabrikada çoğu işçinin halen sendikalı olmadığını, sendikaya rağmen işçilerin işten çıkarılma tehlikesi ile karşı karşıya olduklarını anlatıyor.
Metal işçisi Dilek de çalıştığı fabrikadan yemekhanenin önündeki kuyruğu gördüğünde çok üzüldüğünü dile getiriyor. 
Yurtdışına üretim yapan bir Amerikan firmasında çalışan Ilgın, genç bir anne, eşinden ayrılmış ve iki çocuğu ile tek başına yaşam mücadelesi veriyor. Çocuklarının babaannesinde kaldığını biraz daha çalışıp ev tutunca çocuklarını yanına almak istediğini söylüyor. Eşinin nafaka olarak 150 TL verdiğini söyleyen Ilgın, “Şu an 1300 lira ve devamsızlık primleri ile maaşım 1500 liraya denk geliyor. Bir gün devamsızlık yaparsam 250 lira kesiyorlar maaşımdan” diyor. Rojbin “Bizde devamsızlık primi hiç yok” diye araya giriyor gülerek.
İşyerinde yaşadıkları sorunlarla ilgili karşılıklı sorular soruyorlar birbirlerine. Ilgın, müdür ve erkek işçilerin, kadın işçiler ile ilişkilerinden rahatsız olduğunu söylüyor. Müdürün, kadın işçilerin yanından geçerken omuzuna ya da başörtüsüne dokunduğunu, yanaklarını sıktığını, canım cicim şeklinde konuştuğunu, kadınların ise bunu taciz olarak görmedikleri için herhangi bir rahatsızlık duymadıklarını anlatıyor. Erkek işçilerin ağızlarının çok bozuk olduğunu, sürekli hakaret ederek konuştuklarını belirten Ilgın, “Müdüre şikayet ettiğimizde, bunlar değişmez ama konuşurum, diyerek olayın üstünü kapatıyor” diyor. 
 

ÜCRET FARKI 
Rojbin, diğer kadın işçilere kadın ve erkek işçiler arasında ücret farkı olup olmadığını soruyor. Kendi çalıştığı fabrikada ustabaşlarının hep erkek olduğunu, bazı fabrikalarda aynı bölümde çalıştığı halde kadınların daha düşük ücret aldığını aktarıyor. Ilgın, fabrikasında böyle bir uygulama olmadığını performans primi olduğunu ama sadece eski işçilerin yararlandığını söylüyor. “Benim çalıştığım fabrika da ustabaşı yok, herkes eşit, sadece müdür var” diyen Ilgın, işçilerin genellikle birbirlerinin ücretini bilmediğini, ücretlerin kıdeme göre, adamına göre değiştiğini, performans primini de kimi işçilerin her ay aldığını ama bunu da kimseye söylemediklerini anlatıyor. Ilgın, şimdiye kadar bir kere performans primi almış.
Sohbet bitip ayrılma zamanı geldiğinde, yanyana gelip konuşma fırsatı bulduklarında sadece kendilerinin yaşadığını sandıkları sıkıntıları tüm kadınların yaşadığını fark eden kadınlar, 8 Mart yaklaşırken ortak talepleri olan eşitsizliğe, tacize, şiddete karşı daha çok mücadele edeceklerini, sendikanın olduğu fabrikalarda kadınlar olarak daha çok söz sahibi olmak için dayanışmayı büyüteceklerini söylüyorlar.

 

ÖNCEKİ HABER

Hatay'daki Cilvegözü Sınır Kapısı kapatıldı

SONRAKİ HABER

Okul sıralarında bir hayalet dolaşıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...