25 Şubat 2016 00:59

DİHA Muhabiri Cihan Ölmez: Cizre’de gazeteciler şans eseri yaşıyor

Paylaş

Beyar ÖZALP
Şırnak

Cizre’de sokağa çıkma yasağı devam ederken, iki ayı aşan yasak boyunca ilçede bulunan gazeteciler yaşamlarını tehlikeye atarak olup biteni kamuoyuna aktarmaya çalışıyor. Cizre’de görev yapan gazetecilerden DİHA Muhabiri Cihan Ölmez ilçede haber yaparken yaşadıklarını, zorlukları gazetemize anlattı. Kendisi de Cizreli olan Ölmez ve yerle bir edilen memleketinden haber yaparken neler hissettiğini de anlattı.  

Öncelikle bir gazetecinin haber yapabilmek için sahip olması gereken teknik argüman ve araçlardan yoksun olarak çalıştıklarını söyleyen Ölmez, “Elektrik, telefon şebekeleri ve internet hatlarının kesik olduğu bir bölgede haber yapmaya çalışıyoruz” dedi. Ölmez “Mahallelerde birçok sokak top atışları ve keskin nişancıların hedefi oldu. Biz o sokaklarda hareket edebilmek için zorlandık. Çoğu zaman kurşunlardan şans eseri kurtulduk. Bize o sokaklarda yol gösteren vatandaşlar yaralandı. Biz bunların hepsine  şahit olduk. bize rehberlik eden insanlar da yaralandıktan sonra artık hareket etmeme kararı aldık” dedi.

REFİK YARALANDI RUHAT ÖLDÜ

Gazetecinin temel görevinin olay yerinde olup, yaşananları aktarmak olduğunu söyleyen Ölmez, haber takibi yaparlarken, şans eseri hayatta kaldıklarını belirtiyor. Ölmez, “Burada Refik (imc TV kameramanı) herkesin gözü önünde asker tarafından vuruldu ve yaralandı. İki kişi ise öldü. Biz orada şans eseri kurtulduk. Bir diğer gazeteci arkadaşımız Ruhat Aktaş, bize yardım etmek istediği esnada açılan ateş sonucu kolundan kurşun yedi. Hafif bir sıyrıktı, ancak daha sonra birinci bodrumda yakılarak katledildi” dedi.

GAZETECİLER İÇİN SURİYE VE CİZRE AYNI

Çalışma koşulları zor olan gazetecilerin, asker ve polis tarafından baskı altına alındığını söyleyen Ölmez, ilçede görev yapan hemen hemen bütün gazetecilerin gözaltına alındığı ya da GBT sorgusundan geçirildiğini ve haber yapmamaları konusunda tehdit edildiklerini ifade etti. Asker ve polisin kendilerine hukuk prosedürlerini uygulamak yerine silahlı militanlarmış gibi davrandığını belirten Ölmez, “Bir gazeteci Suriye’de, Afganistan’da nasıl çalışıyorsa  Cizre’de de aynı şartlar altında çalışıyoruz. Yani Suriye’de bir gazetecinin çalışma koşulları neyse Cizre’de de aynıdır. Suriye’de terörist güçler nedeniyle gazeteciler risk altında ama burada vatandaşı olduğumuz ülkenin güvenlik güçleri yüzünden çalışma koşullarımız zorlaşıyor, çalışmamıza izin verilmiyor” şeklinde konuştu.

ÖLENLERİN ÇOĞU ARKADAŞIM, KOMŞUM...

Cihan Ölmez sadece Cizre’de görev yapan bir gazeteci değil aynı zamanda Cizreli. Ölmez kendi memleketinde yaşadığı, doğup, büyüdü bir yerde çatışma altında haber yapmanın da çok zor olduğunu söylüyor. Hem haksızlıklara uğrayıp hem de bunları dünyaya duyurmaya çalıştığını söyleyen Ölmez, geçtiğimiz günlerde doğup büyüdüğü ve çatışmalardan dolayı bütün evlerin enkaza döndüğü Yafes Mahallesi’ne gitti. Mahalleye gittiğinde orada annelerle karşılaşan Ölmez, “Annelere sarılıp birlikte ağladık. Çünkü hepsi benim komşularım, top mermileriyle benim de onların da evleri yıkıldı. Hayatını kaybedenlerin çoğunu tanıyorum. Çocukluk arkadaşlarım ve komşularım” dedi.

BU YIKILAN EVLERDE ANILARIM VAR

Evlerin enkaz halini görünce boğazının düğümlendiğini belirten Ölmez, “Hangi yıkılmış eve baksam o evde oturan insanlarla anılarım aklıma geldi. Mahallemden çok ölen oldu. Ölen insanların evlerinin önünden geçerken çok kötü etkileniyorsun. Kendi mahallende, kendi sokağından geçerken yıkılan evin fotoğrafını çekmek gerçekten çok zor. Deklanşöre bastığım an gözyaşları döktüm ama yine de çektim. Duygusal olarak çok zor anlar yaşadım” dedi. Cizre’de görev yapan gazetecilerin psikolojik travma yaşadığını da belirten Ölmez, ilçe halkının verdiği destekle ayakta durmaya ve haber yapmaya devam ettiklerini söyledi.

SADECE VALİLİK AÇIKLAMASINI HABER YAPANLAR SAVAŞA HİZMET ETTİ

DİHA Muhabiri Cihan Ölmez, ilçede yaşanan yüzlerce ölüm ve olayın ardından medyanın hükümeti eleştirmemesine tepki göstererek, “3 aylık Miray bebeği, 9 yaşındaki çocuğu, 18 yaşındaki genci, 70 yaşındaki dedeyi öldüren devlete tek eleştiri getirmeyip, sadece Valilik ve Genelkurmay açıklamalarını haberleştirdiler. Tek tük halk ile görüştüler onu da keserek yayımladılar” dedi. Geçtiğimiz günlerde Ertuğrul Özkök’ün “Bu haberi asker yazmış” sözleri ile ’90’lı yıllarda bölgede görev yapan askerlerin “Köyleri biz yakıp, PKK yaptı dedik. Gazeteler de bu dediklerimizi yazdılar” şeklindeki itiraflarını hatırlatan Ölmez, “Bundan 10 yıl sonra yine birileri çıkıp burada olanları itiraf edecek” dedi. Söz konusu Kürtler ve Kürt mücadelesi olduğunda farklı görüşteki basın kuruluşları ve siyasi partilerin de tek bir dil altında toplandığını ve bu dilin de Genelkurmayın dili olduğunu söyleyen Ölmez, “Burada insanların zorla göç ettirildiğini yazmayan gazeteci, fotoğraf makinesi ile bu savaşa hizmet etmiş, savaşın tarafı olmuştur” dedi.

HABER NÖBETİ OMUZLARDAKİ YÜKÜ HAFİFLETTİ, DEVAM ETMELİ

Batıdan gelen gazetecilerin bölgede çalışan gazeteciler ile dayanışmak için başlattığı Haber Nöbeti’nin umut verici olduğunu söyleyen Ölmez, “Dayanışma için gelen arkadaşlarımız, tecrübeleri ve ’90’lı yılları yaşamış olmalarından dolayı biz genç gazetecilere göre olaylara daha hakimler ve bizlere de yol gösterecektir” diyor. Bu girişimin geç kalmış da olsa gerçeklerin halka ulaşması için umut verici bir gelişme olduğunu söyleyen Ölmez, “Bir aydır bölge burada çalışıyorlar ve şahit olduklarını her gün yazılarında dile getiriyorlar. Haber Nöbeti’ne gelenlerin yaşananları görüp yansıtmaları bizlerin omuzlarındaki yükü hafifletiyor” dedi. Bölgede görev yapan genç gazetecilerin başına bir şey geldiğinde sahipsiz olmadıklarını göstermesi bakımından da Hbaer Nöbeti’nin kendilerini sevindirdiğini belirten Ölmez, bu nöbetin süreklilik kazanmasını istediğini söyledi.

ÖNCEKİ HABER

MHP'li Ferhat Tüle, Lazkiye'nin kuzeyindeki çatışmada hayatını kaybetti

SONRAKİ HABER

Kiralık işçilik tasarısı komisyondan geçti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...