21 Şubat 2016 00:53

Ücretler düşük, koşullar kötü Biskot işçisi Öz Gıda-İş’e tepkili

Paylaş

Uğur ZENGİN
İstanbul

Silivri’de kurulu çoğu kadın 700 işçinin çalıştığı, Ülker grubu tarafından satın alınan Biskot fabrikasındaki işçiler düşük ücretle, kötü koşullarda çalışıyor. İşçiler, sorunlarının çözülmesi için DİSK/Gıda-İş’e üye olarak fabrikada sendikalaşma çalışması yürütürken, patron ise işçilerin sendikalaştığını duyarak fabrikadaki işçileri servislerle Silivri’ye götürüp Öz Gıda-İş’e üye yaptırdı. Aradan 7 ay geçmesine rağmen sendikanın bir adım atmadığını ifade eden işçiler Öz Gıda-İş’e tepki gösteriyor. İşçiler, Gıda-İş’te örgütlenme çağrısı yapıyor.

ASGARİ ÜCRETİN ÜSTÜ GÖRÜLMEDİ

Biskot’ta işçilere yıllardır asgari ücretin üstünü göremeyince zam talebiyle fabrika müdürünün karşısına çıkmalarıyla, “Sizin muhatabınız ben değilim, Yıldız Holdinge gideceksiniz” denmesi bir olmuş. İşçilerin talebi ne olursa olsun verilen cevap aynı: “Benim yetkim yok.” İkramiye alamayan işçilerden biri fabrikaya borçlu çıktıklarını dahi anlatıyor: “1000 lira alacağım var ama 980 lira almışım diyorum. Muhasebeci öyle bir hesap kitap yapıyor ki beni borçlu çıkartıyor.”

‘SEN ŞÖYLE GEÇ, SEN ŞÖYLE GEÇ’

İşçilerin yaşadığı sorunlardan biri de yerlerinin değişmesi. Bir işçi şöyle anlatıyor: “Makinen belli değildir bu akşam hangi makinedeyim onu düşünüyorsun. Günde 5 kez yer değiştiren işçi olur.” Kendisini “Hamal gibi bir şey” olarak tanımlayan bir işçi, un çuvalıyla taşıdığı 40 kiloluk gofret hamurunu 1 metre yüksekliğe kaldırıyor. “İlk başladığımda sürekli belim ağrıyordu. Vücut artık ağırlığa alışkın” diyor. Ülker fabrikalarında çalışan pek çok işçide görülen bel fıtığı olma riski ise söz konusu işçide, “Sağlığım elimden gider” korkusundan çok, çalışamama korkusunu ortaya çıkarıyor: “Çalışmak zorundayım. Bel fıtığı olursam çalışamam.  Doktora gittim. ‘Çalışırken çok dikkatli çalış’ dedi. Şu anda bel fıtığı olmadım. Sadece disk kaydı. Bu da büyük bir işaret her an her şey olabilir.”

MAKİNE SADECE GOFRETİ KESMİYOR

Fabrikanın imalat bölümünde kesme makineleri bulunuyor. Kesme makineleri gofretin yanında işçinin parmağını bile kesiyor. Fabrikanın bu bölümünde çalışan bir işçi anlatıyor: “Fabrikada parmağı kopan çoktur. Makinenin kapağının switchi (emniyeti) bozukmuş. Elimi çekmeseydim elimi alıp götürecekti.” Fabrikada çokça yaşanan parmak kopmalarına yönelik ‘önlem’, parmaklar koptuktan sonra alınıyor: “Bir arkadaş kaza geçirdi. Onun çalıştığı makinede switch yoktu. Kapağı açıyor motor üstündeki şiddetli şekilde pervaneyi döndürüyor. Şef ‘Gel bunu temizle’ diyor. Adam kolunu sokup makineyi de hızlı hızlı temizlemeye çalışırken tek eliyle de yanlışlıkla düğmeye dokunuyor. 3 parmağı yok 2 parmağını zor kullanıyor. Gece kaza oluyor diğer akşam akşam switch takılıyor.” Günde 12 saat kadar çalışan işçilerin vücudu bu yorgunluğu kaldırmıyor. 

‘3 KERE GİDİP GEZDİM’

Çoğu Silivri’nin kırsalında yaşayan Biskot işçileri aileden gelen, süt, yoğurt, peynirle ‘idare’ ediyor. Bir Biskot işçisi anlatıyor: “Benim bir tarafım köy. Yoğurdu geliyor, sütü geliyor. Bir arkadaşa sordum. Sen nasıl idare ediyorsun? diye. ‘400 lira ev kirası veriyorum. 200 lira mutfak masrafı, 100 lira elektrik, su 50 lira... Yemiyorum, içmiyorum, gezmiyorum. Ben de 3 kere gidip gezdim. 1 kere Eminönü’ye gittim. 1 kere Beyazıt tarafına düğün alışverişine gittim.”

“Ben 4 kişilik bir aileyim. 1400 lira alıyorum” diyen bir işçi ise çocukların gezmek istediğini anlatıyor: “Çocuklar gezelim istiyor. Ben diyorum para yok. Çocuklar evden dışarı çıkmıyorlar. Çocuk bisiklet istiyor avutuyorum.En son o da vazgeçiyor.”

SENDİKALAŞMA KARARI

Yaşananlar fabrika içinde sendikalaşma fikrinin ortaya çıkmasına neden oluyor. Gıda iş kolunda bulunan sendikaları araştırmaya başladıklarını söyleyen işçiler, araştırmaları sonucu DİSK/Gıda-İş’te karar kılmış: “Hangi sendika olsun diye düşündük. Hak-İş patronun sendikasıymış. Bu sendikayı getirirsek bize faydası olmaz. Sonra DİSK’i araştırdık, görüştük. ‘Biz bu sendikayı getirirsek faydası olur mu’ dedik. ‘Sendikayla birlik olursanız faydanız olur. İşe gelme, gitme saatiniz belli olur. Herkes eşit zam alır’ dediler. Güvendik.”
İşçiler bu sohbetin ardından Gıda-İş’e tek bir soru daha soruyor: “Araştırdık, diğer sendikalar yarı yolda bırakıyormuş. ‘Biz, size gelsek bizi yarı yolda bırakır mısınız?’ diye sorduk. ‘Sonuna kadar arkanızdayız’ dediler. Biz de tamam dedik. Bize en yakın olan Gıda-İş.”

GIDA-İŞ’E KARŞI ÖZ GIDA-İŞ

Gıda-İş ile görüşmenin ardından içeride örgütlenme çalışması başlatmış işçiler. Önce tanıdıkları, güvendikleri arkadaşlarına gitseler de sendikaya üye olan işçi sayısı 150 olunca, sendikalaşma faaliyeti patron tarafından duyulmuş. İşçinin DİSK/Gıda-İş hamlesine karşı patron, Öz Gıda-İş hamlesi yapmış: “Bize üye olmayan arkadaşları arabalarla Silivri’ye götürüp Öz Gıda-İş’e üye yaptılar. İşten atmalarla tehdit ettiler.”

Fabrikada Öz Gıda-İş’in yetkiyi almasıyla temsilciyi atama yoluyla belirlemesi bir olmuş. 7 aydan uzun süredir fabrikada yetkili sendika olmasına, aynı işletmenin Karaman’da bulunan fabrikasında sözleşme imzalanmasına rağmen Biskot işçilerine yapılan herhangi bir açıklama ise yok. Hep oyalandıklarını ifade ediyorlar.

İşçiler, “İnsanlar bundan sonra DİSK’i deneyecekler diye düşünüyoruz” diyor.

KADINLAR DAHA ÖRGÜTLÜ

BİSKOT işçilerinin yüzde 70’i ise kadın. Kadınların çok daha örgütlü olduğunu aktaran bir erkek işçi şöyle konuştu: “Bir tane kadın arkadaşa getirdim sendikalaşma fikrini, anlattım. 1 hafta içinde o sadece 25 kadını örgütledi. Yıllardır örgütsüz bir fabrikada hem de.”

'SÖZLEŞME AÇIKLANSIN’

Ülker sermayesinin kendi sendikasını getirdiğini söyleyen Gıda-İş Genel Sekreteri Levent Gökçek ise amaçlarının sendikal rekabet olmadığını belirterek, “Önemli olan Biskot işçisinin talepleri. 7. ayın 10’undan beri Öz Gıda-İş’in yetkisi var. Sen niye masaya oturmuyorsun? Murat Ülker’in kendi önlerine sözleşme koymalarını bekliyorlar. Karaman’da sözleşme imzalandı. Karamanda imzalanan sözleşme burayı da etkileyecek. Ama onu bile açıklamadı. Öz Gıda-İş sözleşmeyi açıklasın” diyerek tepki gösterdi.

ÖNCEKİ HABER

Ücretleri ödenmeyen Termikel işçileri: Kalıcı çözümler için kıvılcımları birleştirmeliyiz

SONRAKİ HABER

Bugün Dünya Anadil Günü: Ana dilinde eğitim çocuğa avantaj sağlar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...