08 Ekim 2015 15:13

Şiirleri ne söylüyorsa onu yaşadı

Büyük Şair Sennur Sezer’in anma törenine katılan yazarlar, şairler, sanatçılar, sendikacılar, işçiler ve sevenleri Evrensel’e Sennur Sezer’i anlattı.

Paylaş

Büyük Şair Sennur Sezer’in anma törenine katılan yazarlar, şairler, sanatçılar, sendikacılar, işçiler ve sevenleri Evrensel’e Sennur Sezer’i anlattı. 

İŞÇİ SINIFINDAN HİÇ KOPMADI

EMEP GYK Üyesi Sabri Topçu: Sennur Abla’yı ben 1994 yılında tanıdım. Tanıdığım süreç EMEK Partisinin kuruluş süreciydi. O süreçten bu güne kadar gerçekten işçi sınıfına, sosyalizme bağlılığı devam eden çok ender insanlardan birisiydi. Bütün yaşamı boyunca işçi sınıfı mücadelesinde, grevler, direnişler; yaşı ne olursa olsun ona bakmadan hep oralarda oldu. İşçi panellerinde, söyleşilerde birlikte olduk. Onun için Türkiye’de yaşayan sanatçılar açısından çok örnek bir insandır. Yılmadan, usanmadan gerçekten o bağlılığını yaşamının sonuna kadar sürdürdü. Sennur Abla’yı çok ender, az rastlanan insanlardan birisi olarak tanıyorum.

BARIŞ MÜCADELESİNİ İŞÇİLERE TAŞIYIN DERDİ

Türkiye Barış Meclisi Sözcüsü Hakan Tahmaz: Sennur Abla’yı Evrensel Gazetesi ilk çıktığından beri tanıyorum. Barış Meclisinin kurulduğu ilk yıllar, yani 2007 yılında tanıdım. Kurucularımızdan biri de Sennur Abla’ydı. Son 1 yıla kadar da hemen hemen katılabileceği her türlü etkinliğe katılıyordu. Bize hep şunu anlatırdı, biz biliyorsunuz daha çok Taksim çevresinde basın açıklamaları yapardık. Sennur Abla, bunlardan çıkılması, mahallelere ve fabrikalara gidilmesini anlatırdı. Bizim geldiğimiz gelenek, sahip olduğumuz kültür açısından, sendikal mücadele, emek hareketi açısından da duyarlılığımızı bildiği için de sürekli ‘Bu böyle olmaz, buralara gidelim’ diye anlatıyordu. O açıdan yazarlığı, şairliği, duyarlılığının ötesinde aslında bugünkü Türkiye’deki barış mücadelesinin etkisizliğine, zayıflığına ve boşluğuna sürekli işaret etmesi benim için çok daha kıymetli onun şiirlerinin, edebiyatının yanında. Bu duyarlılık, bizim yazar çizer tayfamızda çok sınırlı insanda vardır. Bunun için Sennur Abla’nın özel bir yeri vardır. 

EDEBİYATIMIZDA PARMAK İZİ OLDU

Evrensel Basım Yayın Genel Yayın Yönetmeni Cavit Nacitarhan: Sennur Sezer edebiyatımızda, bu topraklarda parmak izi olmuş bir yazardır. Hem üretkenliğiyle hem yazarlığıyla. Sosyalist bir yazardır aynı zamanda. Böyle bir insanı uğurlamak bizim için ağır. 

Biraz erken kaybettik kendisini. Edebiyat dünyamızın başı sağ olsun. Sanatçı Pınar Aydınlar: Kabullenmesi çok zor. Emekçilerin mücadelesi, sınıf kavgası var olduğu sürece Sennur Abla bu mücadelenin içinde yaşayacaktır. Biz Sennur Ablayla işçi direnişlerinde birlikteydik. Özellikle kadın işçi direnişlerinde. Çok güzel paylaşımlarımız oldu. Mücadelede insanları bedenen kaybedebilir ama aslolan kavgada yaşatabilmektir. Onun çok güzel bir sözü var ya “Ağrımasa bilir miydim, yüreğimin yerini.” Bizim şuanda yüreğimiz çok ağrıyor.

BİZE ÇOK ŞEY ÖĞRETTİ

Yazar Suna Aras: Çok üzgünüz. Aslında Sennur’un kuşağı bize çok şey öğretti. Gerçekçi edebiyatın, şiirin seslerinden biriydi. O kuşak ayrıldıkça çok şey kaybediyor edebiyat. İnsan hakları savunucusuydu, önce insandı. Şiirlerinde emekçinin yanında duruşuyla, tarzıyla... Şiiri gibi yaşadı aslında; şiirleri ne söylüyorsa onu yaşadı. Onun için çok şey kaybettiğimizi düşünüyorum, çok üzülüyorum. 

Yazar Anais Martin: Elim, kolum, kanadım kırılmış vaziyetteyim. O benim Sennur Ablamdı, Adnan Özyalçıner de Adnan Ağabeyimdi. Onlar edebiyat dünyasının ayrılmaz, dünya güzeli insanlarıydılar. Müthiş bir çiftti onlar. Sürekli üreten, emeğe müthiş değer veren insanlar, sanat emekçileriydi onlar. Adnan Ağabeyime buradan başsağlığı diliyorum, işi zor. Şiirleriyle, yazılarıyla gençliğimiz geçti. Hayat Televizyonu için program yaptığı son konuklarından biriyim ben. İyi ki konuğu olmuşum, iyi ki o programı yapmışım. Başımız sağ olsun. 

ŞİİRLERİ VAR, ONLARLA DEVAM EDECEĞİZ

Yazar Nalan Çelik: İzmir Kitap Fuarında Gülsüm Cengiz’in çıkardığı kadınlarla ilgili bir kitap vardı. İkisi beraberdi Sennur Sezer ile. Orada o iki kadının konuşmaları, o kadar güzel, o kadar kucaklayıcıydı ki... Öyle güzel bir kadındı ki her bulunduğu ortamda o sıcaklığı, o rahatlığı bize geçen ve her durumu kucaklayan, ‘Ben şiirin tanrıçasıyım’ diyen bir kadındı. Onun için onun olduğu hiçbir etkinliği kaçırmadım. Çok büyük bir kayıp. Ölüm, çaresizliğimiz. Ama şiirleri var, onlarla devam edeceğiz.

Fotoğrafçı Kadir İncesu: Ne kadar büyük bir kayıp olduğunu söylemeye bilmem gerek var mı?.. Sadece şiirleriyle, yapıtlarıyla, yazılarıyla değil, yaşamıyla da pek çok kesime örnek olmuş birisi. Kendisi geldiği kesimlerin, işçi kesimlerinin hep yanında olmuş, her eylemde, her yürüyüşte, mitingde, 1 Mayıslarda işçilerle birlikte kol kola, omuz omuza, yürek yüreğe olmuş bir insandı, şairlikten, yazarlıktan önce. Sağlam bir aydındı. İşçinin, emekçinin, emeğin yanında olan bir aydındı. 

BİR ANNE GİBİYDİ

Birgün Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Aydın: Öncelikle Evrensel gazetesinin, Hayat Televizyonunun , EMEK Partisinin başı sağ olsun. Türkiye önemli bir aydın, entelektüel şairini, yazarını kaybetti. Özellikle Türkiye’de aydın olmak, işçiden, emekçiden yana olmak çok ender özelliklerden birisi. Sennur Ablamız da o ender insanlardan birisiydi. Onu unutmayacağımızı bir kez daha burada söyleyip mücadelesini devam ettireceğimizi söylüyoruz. Türkiye’nin demokrasiden ve eşitlikten yana bütün güçlerinin tekrar başı sağ olsun. 

Şair Küçük İskender: Sennur Abla benim ailemin de içinde gibi hissettiğim bir insandı. Çünkü ailece de görüşüyorlardı yıllar önce babamla. Sennur Abla benim için her şeyden önce bir şair, bir emekçi, bir devrimci kimliğinin ötesinde bir anne gibiydi. 15 gün kadar önce Bursa’da barış günü için birlikteydik. Yine bizim kulağımızı çekti, yine bizi güldürdü, yine bize unuttuğumuz, ya da bilmediğimiz şeyleri anlattı. Bütün yol boyunca o bütün hayatına yayılan öğretmenliğini de gösterdi. Ben gerçekten büyük bir devrimcinin, büyük bir emekçinin, büyük bir şairin kayıp olduğunu düşünüyorum. 

SINIFIN ABLASIYDI

Cam Keramik-iş Genel Başkanı Birol Sarıkaş: İşçi sınıfı çok önemli bir değerini kaybetti. Şair ve yazar olmanın ötesinde sınıfın ablasıydı o. Her türlü sınıf mücadelesini küçük büyük demeden destekler ve yanında yer alırdı. İşçi sınıfı mücadelesinde yaşatacak Sennur Ablasını. 

ZATEN İŞÇİ SINIFININ İÇERİSİNDENDİ

Akademisyen Özgür Müftüoğlu: Sennur Sezer Türkiye’de işçi sınıfıyla organik bir bağ içerisinde bulunan ender edebiyatçılardan biridir. Genellikle işçi sınıfının sorunlarını gündemine taşıyan edebiyatçılar olmuştur. Ama bunların birçoğu daha aydın konumunda olarak, daha dışarıdan bakarak işçi sınıfını edebiyatlarına konu etmişlerdir. Fakat Sennur Sezer zaten işçi sınıfının içerisinden gelen birisidir ve her zaman orada kalmıştır. En son zamanlarına kadar bütün işçi eylemlerinde, bütün mitinglerde işçi sınıfıyla yan yana, el ele bulunmuştur ve bunu da şiire, hikayelerine, öykülerine yansıtmıştır. Türkiye’de aydınlar, edebiyatçılar işçi sınıfı hareketinin yükseldiği dönemlerde işçi sınıfı ile birlikte olurken, işçi sınıfı hareketinin daha zayıfladığı dönemlerde uzak durmayı tercih etmişlerdir. Ama Sennur Sezer her zaman, en zor zamanlarda dahi doğrudan işçi sınıfı içerisinde olmuş, onun temel sorunlarını son derece güzel bir şekilde dile getirmiş, kağıda dökmüştür. Dolayısıyla çok büyük bir kayıp. İçinde bulunduğumuz dönem içerisinde çok ihtiyaç var Sennur Sezer’e ve onun gibi edebiyatçılara. Yerini doldurmak gerçekten çok zor olacaktır. İşçi sınıfı için büyük bir kayıp olmuştur. 

Gıda İş Genel Sekreteri Seyit Aslan: Sennur Abla çok açık ki kendi hayatını bütünüyle işçi sınıfına ve onun mücadelesine adamış yazar, şairdir. Örgütlü mücadeleyi hiçbir dönem bırakmamış, en ağır koşullarda bile örgütlü mücadeleden yana olmuş. EMEK Partisinin kuruluşu da dahil olmak üzere, 12 Eylül mücadelesi de dahil olmak üzere hepsinin içinde yer almıştır. Çok erken kaybettik. Türkiye işçi sınıfının ve sendikal hareketin bütün grevlerinde, direnişlerinde, kadın işçilerin mücadelesinde ve örgütlenmesinde hep Adnan Ağabey’le kol kola ve ön saflardaydılar. Her gittiği direnişte mutlaka işçilerin mücadele etme ve kararlılığının azmini yeniden onlara enerjiyle taşıyan ve oradan ayrıldığında işçilerin bir bilinç sıçraması yaşadığı bir etkisi vardı. İşçilerle sohbet eden, konuşan, onların duygularını anlayan, işçilerin yanlış anladığı bir meseleyi yeniden ve tekrardan onun anlayacağı, kavrayacağı bir şekilde anlatan bir yapısı vardı. Hepimiz açısından büyük bir kayıp. 

KİTAPLARDA DEĞİL DİRENİŞ YERLERİNDE TANIDIK

DİSK Gıda-iş Marmara Bölge Temsilcisi İbrahim Kızılyer: Biz şair ve yazarları hep kitaplardaki resimlerinden görürdük. Ama Sennur ablayı direniş yerlerimizde gördük, tanıdık.  Direnişimize geldi, “Kırk ayaklı karınca”yı okudu, işçilerle dertleşti, işçilere farklı duygular aşıladı. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde Divan direnişine geldi. Süren bütün direnişlerimizde sürekli yer aldı. İşçi sınıfımızın başı sağ olsun, çok üzgünüz. 

DÜNYADAN ÇABUK UZAKLAŞTI

SODEV Başkan Vekili Ferihan Karasu: Sennur hoca, dik duruşlu ve çok yönlü bir insandı. Sennur hoca gibi değerler az yetişiyor. Güzel insanlar atlarına binip gidiyorlar.

ŞAİR TAVRINI ORTAYA KOYDU

Şair Hakkı Zariç: Sennur Ablanın o kahkahası, “Evladım” diye seslenmesi hala kulaklarımızda canlanıyor. Sevecen bir insandı, hayata karşı duruşuyla, insanlığı ve şiirleriyle. Çok yönlü bir insandı, edebiyattan sanata, karikatürden müziğe, resimden heykele kadar, her alanda sorup, bilgi alabileceğimiz, her alanda sizin eksiğinizi kapatan bir insandı. Dolayısıyla boşluğu doldurulacak gibi değil. Sennur Sezer’in bir diğer özelliği de, örgütlü olması. Örgütlü bir hareketin içinde yer almanın ayrıntılarını da ondan öğrendik. Bir şairin örgütlü olması gerektiğini Sennur Sezer açık bir şekilde ortaya koydu. Çocuklar, kadınlar, azınlıklar ve Türkiye’de yaşayan öteki uluslar için, bir şairin nasıl bir tavır alması gerektiğini Sennur Sezer ortaya koydu. Onun bıraktığı bu boşluğu bir biçimde doldurmaya çalışacağız, şair olarak görevimizi bu diye düşünüyorum. 

SENNUR SEZER İÇİN MESAJLAR...

Tüm Köy-Sen Onursal Başkanı Şevki Konur: Şiiri, yazısı, bilgisi, emek, direnç, barışla dolu Sennur Sezer emeğin, halkların olduğu kadar aynı zamanda üretici köylünün de yoldaşıdır. Acımız da kaybımız da büyüktür. Türkiye emekçileri, halkları, kadınlarınınları ve köylüleri güzel günler görünceye kadar biliyoruz ki Senur Sezer bizimledir.

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanları Emine Ayna ve Kamuran Yüksek: Ülkemizin emektar edebiyatçısı, emekçilerin ablası Sennur Sezer’in ani vefatı edebiyat dünyası ve emekçiler adına büyük bir kayıptır. Sennur Sezer, emekçi kişiliği, toplumsal sorunlara duyarlığı ve vicdanıyla edebiyat dünyasına örnek olmuş, boşluğu asla doldurulamayacak bir şahsiyetti. Kendisini hep sevgi ve özlemle ve anacağız. Başta ailesi ve Evrensel Gazetesi olmak üzere tüm sevenlerine sabır ve metanet diliyoruz. Başımız sağolsun.

Taner Timur: Değerli yazar, dost ve yoldaş Sennur Sezer’in kaybı beni derinden üzdü. Başta sevgili Adnan olmak üzere tüm yakınlarına, Evrensel camiasına ve bütün emekçi dostlarına baş sağlığı dilerim. Işıklar içinde yatsın..

Üstün Akmen:  Sennur Sezer benim 60 yıllık dostumdu. Sennur, sanatçı-öznenin vazgeçilmez rolünü hiç yadsımadan yaşadı. Davanın yeti ve emeğiyle kişi yapılması, Sennur Sezer’in davaya baş koymasıyla daha bir somutlaştı. Tüm çalışmaları dünyalaştı.

Dünyadan çabuk uzaklaştı, ama bir gerçek var ki, uzaklaşırken kapsamlı bir yaratılmışlık bıraktı.

ÖNCEKİ HABER

Avukata sosyal medya soruşturması

SONRAKİ HABER

Çapa’da bir kapı...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...