30 Eylül 2015 12:52

Meslek lisesi gelecek meselesi

Ülkemizde gelişmiş meslek lisesi eylemlerine baktığımızda sihirli cümlenin, “talepler etrafında mücadele” olduğunu görüyoruz. Ablukanın parçalanmasının tek yolu bu! ‘Staj sömürüsüne son, eşit işe eşit ücret, patronların ve temsilcilerin not verme yetkisine hayır, stajyerlere örgütlenme ve toplusözleşme hakkı’ gibi birçok talep daha detaylı şekilde formüle edilebilir.

Paylaş

Mehmet POLAT
Kayseri

Ülkemizde daha öncesinde sanayileşmenin adımları atılmış olmasına rağmen 1940’lı yıllarda meslek liseleri kurulmuştur. Meslek liselerinin kuruluş tarihine bağlı olarak Meslek Yüksek okulları ise 1950’li yıllarda gelişmiştir. Endüstri Meslek Liselerini dolaysız olarak patronlara ucuz iş gücü rezervi yapacak bir alan olarak görmüşler ve buna uygun inşa etmişlerdir. Ticaret Meslek Liseleri, Kimya Meslek Liseleri, Sağlık Meslek Liseleri ise zamanla devreye sokulmuş ve çok yönlü gelişen sermayenin ihtiyacına göre geliştirme planları yapılmıştır.
KOÇ’UN MESELESİ…
- Mesleki ve teknik eğitimin ülke ekonomisi için önemi konusunda toplumun her kesiminde farkındalık yaratmak,
- Okul-sanayi işbirliğinin tohumlarını atarak yetişmiş işgücünün önünü açmak,
- Ekonominin ihtiyaç duyduğu nitelikte teknik elemanların yetiştirilmesini teşvik etmek,
- Gençleri mesleki eğitime özendirmek…
Koç Holding, “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” projesini Milli Eğitim Bakanlığı işbirliğiyle ilan edeli dokuz yıl oldu. Projenin ilanından bu yana eğitim sisteminde değişimler yaşandı. Ancak yukarda sıraladığımız Koç Holding tarafından hazırlanan maddeler, hükümete eğitim sistemini nasıl değiştirmesi konusunda kılavuzluk etti diyebiliriz.
Mesleki alana gençlerin zayıf olan ilgisini arttırmak sadece Koç’un uğraşacağı meseleden çok kapitalist sistem için hayati bir önem taşıyordu. Kapitalizmin ihtiyaçlarına cevap verecek bir eğitim sistemi sorunu, her hükümet döneminde o dönemin patronlarıyla birlikte detaylı şekilde ele alınmıştır. Hep beraber kolları sıvamak gerekliydi bu dönemde de. Hatta 4+4+4 gibi birçok uygulamayla hükümetin delik deşik ettiği eğitim sisteminde patronların bu kaygısının ayak izlerine rastlayabiliriz.
ÖZENMİYORSA ZORLA OKUYACAK…
Patronlar, uzun yıllar boyunca yeterli sayıda öğrenci bulamadığı için Koç’un ağzıyla vurguladığı gibi ‘gençleri mesleki eğitime özendirmek’ istemiş o nedenle meslek liselerinin daha cazip görüntüsü için ‘Teknik Liseler’ ve ‘Anadolu Meslek Liseleri’ fikri ortaya atılmıştır. ‘Başarılı bir eğitim hayatı yaşarsan sen de üniversiteli olabilirsin ve bakarsın bu kötü hayattan kurtulursun’ propagandasını, endüstri liselerinin dışındaki meslek liselerinin dayanağı haline getirmiştir. Bu yöntemin yeterli olmaması nedeniyle ise liseye girmenin ilk adımı olan TEOG sınav sistemiyle öğrencilere ‘zorunlu tercih yapma özgürlüğü’ vermişlerdir. Para yoksa düdük çalamadığımız bir ülkede parası olmayan gençliği zorunlu olarak meslek liselerine mahkum ettiler.
SİZİN MEMLEKET MESELESİ DEDİĞİNİZ
Özendirme, düzenleme ve yapılandırma bağlamında TÜSİAD tarafından hazırlanan “Güçlü Ekonomi” raporuna kısaca göz atalım. “Geçiş programı içerisinde mesleki eğitimin işgücü piyasasına göre düzenlenmesi, şirketlerin istediği alanlarda istihdam garantili mesleki eğitim programlarının uygulanması, İşsizlik Sigortası Fonu’nun her yıl 200 milyon TL’sinin İş-Kur’ un meslek eğitimlerine ayrılması, Çıraklık Eğitim Merkezleri’nin modernleştirilmesi, meslek liseleri ve yüksek okullarının piyasayla birlikte çalışması” vb. talepler hükümetle birlikte yeniden ele alınması gereken “memleket meselesi” ilan edilmişti.
PATRONLARIN İŞTAHINA UYGUN ÖĞRENCİ…
Meslek lisesi öğrencileri, “ucuz işgücü” olarak kullanılmasının yanı sıra patronların iştahına uygun olarak da hazırlanmalıydı. İşçi sınıfının mücadelesinin tarihine bakıldığında grev, direniş dönemlerinde de meslek lisesi öğrencilerine, grev kırıcılığı misyonunun yüklendiğine de şahitlik etmişizdir örneğin ya da stajyerlere örgütlenme ve toplu sözleşme hakkı verilmemesiyle birlikte örgütsüzlüğe alıştırılmış nitelikte genç işçi kuşağının yetiştirildiğine de! Patronlar için doğru olan buydu: yılanın başı küçükken ezilmeliydi! İştahı konusunda söyleyecek söz bırakmayan patronlar için bu da yeterli değildi. İdeolojik, politik açından da eğitilmeli ve her konuda nitelikli hale getirilmeliydi.
BİR TAŞ ON KUŞU VURUYOR
Cemaatçi-tarikatçı-ırkçı örgütlenmelerinin liselerde kat ettiği mesafe bilinmez değil. Meslek liselerinin ise, esas olarak ‘Ülkü Ocakları’ tarafından kuşatıldığı ise neresinden bakılırsa bakılsın göze çarpıyor. Tesadüfe bakın ki nerdeyse her meslek lisesinin yanına bir ocak açılmış bulunmakta! ORS’ ye işçi taşıyan Polatlı Meslek Lisesi’nin kuşatılması ya da Renault, TOFAŞ’ a işçi rezervi yapan ve bizzat Koç’un masraflarını karşıladığı meslek liselerini öyle boşa bırakmak olmazdı!
Sendika mı denilecek, örneğin milliyetçilerin etkin olduğu Türk Metal’i seçmeliydi! Ne de olsa patronlara hizmet eden bir sendikaydı! Yakınlarında gözle görebilecekleri yerde olmalıydı mesela, OSB’ nin içine kurulmalıydı ki öğrenci OSB’ nin sisli havasına alışmalıydı! Arada ki mesafe her gün kısaltılmalıydı! Meslek lisesine yönelik uygulanan eğitim politikaları ve kampanyalarla patronlar bir taşla onlarca kuş vuruyor diyebiliriz!  
Sistemlerinin işleyişini güvence altına almanın, karlarına kar katmanın en iyi yolu kendi istedikleri işçi profilini tutturmaktı! Partileri, sendikaları, eğitim sistemleri patronların ihtiyacına cevap vermek için olmalı üstelik hepsinin gelirleri de işçilerin vergilerinden idare edilmeliydi!
NASIL BİR İŞÇİ SINIFINA İHTİYAÇ VAR?
Milliyetçi ya da muhafazakar taban olarak tanımlanan yoksul emekçi ailelerin çocukları büyük oranda meslek liselerinde okuyor. İşçi sınıfının geleceğini meslek liselerin oluşturduğunu gözeterek, devrimci gençlik çalışmasını, sağ-sol vb gibi önyargılardan uzak tutarak, esas olarak en az patronlar kadar “nasıl bir işçi sınıfına ihtiyaç var?” sorusuna cevap aramalıyız.
Bu soruya işçi sınıfı mücadelesinden yana cevap verebilmek için meslek liseleri içerisinde devrimci sınıf çalışmasının birikiminin yansıtılması tüm emek, demokrasi güçleri açısından kaçınılmaz bir görevdir!
Örneğin son dönemde bayrak şovları üzerinden kışkırtılan milliyetçi dalganın özellikle sanayi kentlerinde örgütlendiği nasıl açık bir gerçeklikse, bizler de kardeşliği örgütlemeliyiz! Türkiye’nin devi diyebileceğimiz fabrikaların nasıl kanalları haline geliyorsa meslek liseleri; sendikaların, sınıf mücadelesinin de kanalları haline gelmelidir!
MESLEK LİSELİNİN TEK ÇIKAR YOLU ÖRGÜTLENMEK
Ülkemizde gelişmiş meslek lisesi eylemlerine baktığımızda sihirli cümlenin, “talepler etrafında mücadele” olduğunu görüyoruz. Ablukanın parçalanmasının tek yolu bu! ‘Staj sömürüsüne son, eşit işe eşit ücret, patronların ve temsilcilerin not verme yetkisine hayır, stajyerlere örgütlenme ve toplusözleşme hakkı’ gibi birçok talep daha detaylı şekilde formüle edilebilir.
Son olarak nasıl ki patronların temsilcisi bir hükümet var ve patronlar onunla kol kola yürüyorsa, meslek liselilerin, genç işçilerin de kendi partisi var ve onun gençlik örgütü var! Bugün Türkiye’de gençliğe önderlik edecek devrimci bir işçi partisi olan Emek Partisi’nin var oluşu ve onun gençlik örgütü Emek Gençliği’nin gençlik mücadelesinin en büyük dayanağı haline getirilmesi ise tüm görevlerin en başında durmaktadır!
Kolları sıvamalıyız. Meslek liselerinde örgütlenmeli, geleceğin sınıf mücadelesinin taşlarını döşemeliyiz!


NİTELİKLİ İŞ GÜCÜ PİYASISININ İHTİYACI

Egemen sınıfın çok yönlü ihtiyaçları olduğu kadar bu ihtiyaçlar için çalışma yürütecek partilere de ihtiyacı büyük. Sermaye ‘nitelikli bir işgücü piyasası’ nın elinin altında hazırda bulunmasını her zaman için talep etmiştir. Bunun yöntemlerini geliştirmek için eğitim kurumlarına fikirler, dönem dönem ortak kampanyalar örgütlemeyi önermişler, “memleket meselesi” olarak ele almışlardır. Üretim süreçlerinde ortaya çıkan yeni gelişmeler gereği ‘işgücü piyasası’ nın da yeniden düzenlenmesi, aynı zamanda bunun kapitalistler için ‘en ucuza’ mal olması hedeflenmiştir ve hedeflenmektedir. Bu hedef için kullanılan çözümün en iyi yöntemi ise staj sisteminin şirketlerle birlikte geliştirilmesi olmuş ve diğer işçilerle eşit iş yapıyor olmasına rağmen daha ucuza çalıştırılan öğrenciler patronların ciddi ihtiyacını karşılamıştır.


İTİNAYLA ÖĞRENCİ TASARLANIR

Koç holding, “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” projesini gördüğünüz afişle ilan etmişti. Koç tarafından hazırlanan bu afişte, “okusam ne işe yarar?” sorusunun “ne” kelimesinin ve  “?” işaretinin silindiğini görüyoruz. Tasarladıkları afişte, nasıl bir gençlik istediklerinin de tasarlandığını söyleyebiliriz! Öğrenci sormamalı, “ne olacağım?” dememeliydi. Tam da bu profile uygun nitelikte meslek liseli yetiştirilmeliydi! İşe yaramalıydı o kadar!

ÖNCEKİ HABER

Savaş, öldürmediğini hiçleştirir

SONRAKİ HABER

Lafın ölümü açtığı iktidar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...