20 Eylül 2015 06:44

Kürtlerle savaşın yeni ayağı: Sosyal medya ve dezenformasyon

Sosyal medyada bilgi akışının azlığı ve karmaşasıyla fotoğraf kısa süre içerisinde yayılıyor. Ardından 'AK troller' dediğimiz, binlerce takipçiye sahip hesaplar devreye giriyor ve 'Bu fotoğraflar Cizre’den, Silopi’den değil' propagandası ile farklı bir gerçeklik yaratılıyor.

Paylaş

Faruk AYYILDIZ

Suruç katliamı, Ceylanpınar’da iki polisin öldürülmesi ve Kandil’in Türk savaş uçakları tarafından bombalanmasıyla başlayan çatışmalı süreç devam ediyor. Devlet ile PKK arasındaki “kontrollü savaş” ikinci ayı geride bırakırken Silopi, Varto ve Cizre gibi ilçelerde günlerce süren polis saldırıları ve çatışmalar yaşandı, yaşanıyor. Kürt Özgürlük Hareketi’nin %90 gibi bir oranın üzerinde örgütlü olduğu bu ilçelerde yaşanan devlet saldırıları ve çatışmalar çeşitli medya yayın organları ile sosyal medyada kendisine geniş yer buldu. Bu medya kapsanmasına dezenformasyon tartışmalarını ekleyerek yazıya devam edebiliriz. Ağustos’un ilk haftasında Silopi’de polislerin hendek kazılan bir mahalleye “baskın” girişimi olmuş, polisin açtığı ateş sonucu ilçede üç kişi yaşamını yitirmişti.(1)

İlçede yaşananlar kısa süre sonra “#SilopideKatliamVar” hashtagi ile Twitter’da TT listesinin başına yerleşmiş ve önemli bir görünürlük kazanmıştı. Ardından kaynağı belli olmayan ve Silopi’ye ait olduğu iddia edilen bir takım fotoğraflar dolaşıma girdi. Bunlar, önceki tarihlerde yaşanmış olaylardan ya da farklı ülkelerdeki toplumsal eylemlerden fotoğraflardı. İlk olarak nereden ve nasıl paylaşıldığı belirlenemeyen bu fotoğraflar kısa sürede yayılmış ve tartışma konusu olmuştu. Silopi’de sivil halka yönelik polis şiddetinin yaşanmadığını iddia eden AKP’li “troller” ve sosyal medya kullanıcıları, bu “yanlışlığı” fırsata çevirerek; #SilopiYalanları hashtagi açmış ve ciddi bir kafa karışıklığı yaratmışlardı. 1992 Cizre Newroz’unda ya da 6-8 Ekim Kobanê protestolarında çekilen fotoğrafları “Bunlar Cizre’den değil eski fotoğraflar” notuyla paylaşan AKP’li kullanıcılar, Silopi’deki ölümleri önemsizleştirmeye ve görünmez kılmaya çalışmışlardı. Tartışma Silopi ile bitmedi; Varto, ardından da Cizre için benzer durumlar yaşandı. Ağustos’un son haftasında Cizre’de yaşanan polis saldırısı sırasında Baran Çağlı isimli 7 yaşındaki bir çocuk yaşamını yitirdi. Baran’ın ölümünden polislerin sorumlu olduğu haberinin geçilmesinden kısa süre sonra Baran Çağlı’ya ait olmayan bir fotoğraf sosyal medyada yayılmaya başladı; birkaç yıl önce Irak’ta çekilen, yaşamını yitirmiş kanlar içerisindeki çocuğuna sarılmış bir annenin fotoğrafı. Yine nereden ve hangi amaçla yayıldığı belli olmayan bu fotoğraf kısa süre sonra AKP’li trollerin, gazetecilerin ve bazı diğer hesapların sosyal medyada Baran Çağlı’nın katlinde devleti aklamaya yönelik çabanın parçası oldu.(2) Fotoğraf Baran’a mı, başkasına mı ait tartışmaları, 7 yaşındaki bir çocuğun öldürülmüş olduğu gerçeğinin önüne geçirilmişti.

BUZLUKTAKİ NAAŞ CİZRE’DEN DEĞİL FİLİSTİN’DEN YALANI
Baran Çağlı’nın yanında bu yazıda atlamamamız gereken bir diğer örnek de Cizre’deki polis saldırılarının 2. gününde yaşamını yitiren 13 yaşındaki Cemile Çağırga. Cizre’deki polis kuşatması Cemile’nin ölümünden sonra 6 gün daha sürdü. Cemile’nin cenazesini defnetmeye “imkân” yoktu. Cenazenin kokmaması için ailesi, Cemile’nin cansız bedenini evdeki derin dondurucuya koymuştu. Kısa süre sonra bu acı, fotoğrafıyla beraber medyaya düştü. Bu durum sadece Kürtler ya da Kürt halkının dostlarında değil, farklı birçok kesim ve kişide büyük tepkiye, şaşkınlığa yol açmıştı. Polislere ve AKP’ye yönelik tepki Cemile’nin fotoğrafıyla yayılırken Twitter’a yeniden kaynağı belli olmayan bir fotoğraf düştü; Gazze’den. İsrail saldırılarında yaşamını yitiren Filistinli bir çocuğunun derin dondurucuya konmuş fotoğrafı, Cemile’nin fotoğrafı ile karıştırılarak servis edildi ve kısa süre sonra “Cizre’den diye paylaşılan fotoğraf aslında Gazze’den” kara dezenformasyonu başladı. Bu defa sadece AKP’li troller değil; yandaş medya da “Gazzeli çocuğun fotoğrafıyla propaganda yaptılar” şeklinde haberler geçti.(3) Ekşi sözlük dahil olmak üzere birçok platformda günlerce tartışıldı. Son olarak ekşi sözlükte üşenmeyen bir yazar AKP medyasını görseller ve tarihli haberlerle ifşa ettiği uzunca bir “entry” yazdı.(4)

DEZENFORMASYONUN OLUŞUMU VE İLERLEYİŞİ
Her şey ana akım medyanın iktidar baskısı ve Kürt sorunundaki devletçi tutumundan/refleksinden kaynaklı Kürt coğrafyasında yaşanan polis şiddetini ve gerçekleri saklamasıyla başlıyor. Ardından manipülasyon yapılacak olaylar hakkında kaynağı belirsiz olan ve genellikle farklı ülkelerden ya da önceki yıllardan fotoğraflar sosyal medyaya servis ediliyor. Sosyal medyada bilgi akışının azlığı ve karmaşasıyla fotoğraf kısa süre içerisinde yayılıyor. Ardından “AK troller” dediğimiz, binlerce takipçiye sahip hesaplar devreye giriyor ve “Bu fotoğraflar Cizre’den, Silopi’den değil” propagandası ile farklı bir gerçeklik yaratılıyor. Propaganda ile birlikte yaşanan olayın kendisinin ve etkilerinin gerçekliği ve olaya ilişkin görüntüler değersizleştiriliyor. Peki, bu fotoğrafları sadece AK troller mi paylaşıyor? Hayır. Yukarıda bahsettiğimiz üzere olayların yaşandığı ilçelerden gelen bilgi akışının kısıtlanması sonucu sosyal medyada oluşan karmaşa hâlinde birçok muhalif hesap/kişi AKP’lilerin kara propaganda için kullandığı fotoğrafları farkına varmadan, teyit etmeden “iyi niyetli”(5) şekilde paylaşma hatasına düşüyor. Bu fotoğraflar farklı ideolojik görüşler ile yorumlanarak paylaşıldığında ise içinden çıkılmaz, çarpık bir “bilgi ağı” oluşuyor.  İki aylık savaş sürecinde sayısız polis saldırısı, sivil cinayeti de bu şekilde sosyal medya ya da basın aracılığıyla “etkisiz hâle getirildi”. Peki bu tuzağa düşmemek için ne yapılabilir? Devletin havan toplarıyla saldırdığı mahallelerden “periscope” yayınlarının dahi yapıldığı bu günlerde, sosyal medyanın etkisini küçümsemeden, pratik şekilde paylaşılan fotoğrafları google-görseller bölümüne yükleyip eski olup olmadığını öğrenmek bir başlangıç olabilir. Belirtilen yanıltıcı fotoğrafları paylaşmanın hayati sonuçları olduğu bu kadar açıkken, birincil ya da güvenilir kaynak olduğuna dair en ufak tereddütte paylaşım yapmamak da yerinde olacaktır. Paylaşılan her yanlış görselin gerçekliğin üzerini örttüğünü unutmayarak bu örgütlü kötülüğe karşı daha sorumlu ve dikkatli hareket edilmesi gerekmektedir.

(1) http://www.evrensel.net/haber/257760/silopide-polis-halki-taradi-3-olu
(2) https://twitter.com/MucadeleTEROR/status/636931481009528832
(3) http://www.sabah.com.tr/gundem/2015/09/10/pkklilar-cizre-diye-gazzede-oldurulen-cocugu-kullandi
(4) https://eksisozluk.com/entry/54703846
(5) “İyi niyetli” olarak tanımladığımız bu kesim Kürt, demokrat ve solcuların bir kısmı. Paylaşılan onlarca fotoğraf arasından bir fotoğrafın yanlış olabileceğini düşünmeyen bu kesimler şüphesiz devlet şiddetinin yaşandığı bölgeye karşı duyarlılık oluşturma niyetiyle bu fotoğrafları paylaşıyor.

ÖNCEKİ HABER

Kara deliğe misketi yuvarlanan çocuklar

SONRAKİ HABER

Cizre ve demokratik özerklik

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...