18 Eylül 2015 00:53

Ölülerimizle baş başa günler, geceler geçirdik

Paylaş

Fırat TOPAL
Haci BİŞKİN
Cizre

Cizre’de 21 kişinin yaşamını yitirdiği polis saldırıları ve ablukası sırasında hayatı zindan eden sokağa çıkma yasağı, sadece yaşayanlara değil, ölülere de uygulandı. Polislerce katledilen, ya da abluka nedeniyle hastaneye götürülemediği için can verenler günlerce ne morga taşınabildi ne de toprağa verilebildi. Halk ölülerini dondurucularda sakladı, buzlarla ovarak bozulmasın diye çabaladı. Cenazesini çaresiz dışarı çıkaranlar ise polis ateş açmasın diye ellerinde beyaz bayraklarla yürüdü. Günlerce yakınlarının ölüleriyle yaşayan acılı aileler o günleri Evrensel’e anlattı.

BİZE YAŞATTIKLARI İNSANLIK DIŞIYDI

Keskin nişancıların açtığı ateş sonucu yaşamını yitiren 18 yaşındaki Osman Çağlı’nın ablası Xoxêy Çağlı, “Kardeşim vurulunca onu hastaneye götürmek istedik ancak izin verilmedi. Eve zor götürdük. O sırada üzerimize ateş açıldı. Evde kardeşimin cenazesini bekletmek zorunda kaldık. Tam 8 gün boyunca cenazeyle birlikte yaşadık. Kardeşimin cesedi kokmaya başladı. Biz dayanamıyorduk bu duruma ancak sokağa da çıkamıyorduk. Ancak sokağa çıkma yasağı kalkınca cenazemizi defnedebildik” dedi. Kendilerine yaşatılanın insanlık dışı olduğunu söyleyen Çağlı, “Su bile yoktu, izin vermediler ki cenazemizi yıkayalım. Savaş boyunca bize ölülerimizle yaşamayı reva gördüler” dedi.

ERDOĞAN’IN BUNLARI YAPMAYA HAKKI YOK

Bu vahşetin tekrarlanmaması için barış ortamının sağlanmasını istediğini söyleyen Çağlı, “Biz artık kimsenin ölmesini istemiyoruz. Bizim canımızı yaktılar. Artık anneleri ağlatmasınlar, nereye kadar anneleri ağlatacaklar? Bütün sokakları yasakladılar, tanklarla bize saldırdılar. Erdoğan’ın hakkı yok buna, biz barış istiyoruz” diye konuştu.

BABAM SU DEPOSUNU TAMİR EDECEKTİ

Nur Mahallesi’ndeki evinde keskin nişancılar tarafından öldürülen Eşref Edin’in kızı Rahmet Edin de günlerce babasının cenazesiyle evde baş başa kaldıklarını söylüyor. Hem bomba ve silah sesleri hem de babasının ölü bedeniyle aynı odada bulunmanın dayanılmaz olduğunu söyleyen Edin, cenazeyi hastane morguna kaldırmak istedikleri sırada kendilerine ateş açıldığını anlattı. Edin o günleri şu sözlerle anlattı; “Keskin nişancı polisler evlerin damındaki su depolarını patlatıyordu. Babam da suyu kurtarmak için çatıya, depoyu onarmaya çıktı. Babamın vurulduğunu gördük. Hemen yanına çıktık. Yağmur gibi kurşun yağıyordu.”

HASTANEYE GÖTÜRÜRKEN POLİSLER ATEŞ AÇTI

Kurşunlar nedeniyle babasının yanına gidemediklerini anlatan Edin, şöyle devam ediyor; “Babam önce yaralıydı. Hemen ambulansı aradık ama gelmediler. Polisi aradık, ‘Hastaneye yaralı götüreceğiz, aracın plakası bu’ dedik. Ama mahallenin başına geldiğimizde aracı görür görmez ateş açmaya başladılar. Geri dönmek zorunda kaldık. Babam bu sırada can verdi. Evde günlerce babamın cenazesini buzla ovuyordum. Bu çok acı.” Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tepki gösteren Edin, “Erdoğan ölen siviller için terörist diyor. Allah onların da yüreğini yaksın. Onlar bizi babasız bıraktı” dedi.

SU YOKTU OĞLUMU YIKAYAYIM

19 yaşındaki Sait Çağdavul’un annesi Gurbet Çağdavul da oğlu vurulduktan sonra günlerce cenazeyi bekletmek zorunda kaldıklarını anlatıyor. “Sadece evlere taşınabildi cenazeler. Biz de oğlumuzu bu şekilde taşıdık” dedi. Cizre Kaymakamı ve bazı yetkililerin gençlerin PKK tarafından öldürüldüğünü söylediğini hatırlatan Anne Gurbet Çağdavul, “PKK öldürmedi. PKK’nin panzerleri, zırhlı araçları yok. Bizim burada evlatlarımızı vuranlar o araçlardakilerdi. O polislerdi. Biz canlı tanığız. Gerçek ortada” dedi.

Polis ablukası altında çok zor günler geçirdiğini anlatan Çağdavul sözlerini şöyle sürdürdü; “Evimde yemek bile yok, komşularımda kalıyorum, oğlumu öldürdüler, evimizi taradılar. Evden kaçtık, küçük çocuklarımın ayakkabılarını, elbiselerini bile alamadım. Evimizden hiçbir şey kalmadı. 4 gün camide, sokakta kaldım. 3 gün oğlumun cenazesi camideydi. Ambulansı aradık, polisler izin vermediler gelmesine. Oğlumun cenazesi kokuyordu. 2 saat daha ambulans gelmeseydi halkla beraber oğlumun cenazesini caminin avlusuna gömecektik. Su yoktu oğlumun ellerini, yüzünü yıkayayım. Bir bez bile yoktu oğlumun yüzünü temizleyeyim, su yoktu içeyim.”

HER GÜN OĞLUMUN KATİLİNİ ARAYACAĞIM

Kendilerine yaşatılan vahşeti asla unutamayacaklarını söyleyen Çağdavul, “Ben her gün oğlumun katilini arayacağım. Bu zulmü kabul etmiyoruz. Gözlerini açsınlar. Bunu yapan Erdoğan’dır. Saraylarından utansınlar, paraları onlara yetsin. Oğluma PKK’li diyorlar, oğlumun kimliğini herkese gösterdim. Burada öldürülen herkes sivildir. Bizim evlatlarımızın hepsinin kimliği, kim olduğu belli” diye konuştu.

SELMAN'I 3 GÜN SONRA GÖMDÜM

10 Yaşındaki Selman Ağar da keskin nişancılar tarafından öldürülenlerden biriydi. Annesiyle konuşuyoruz. “Oğlum evin önündeydi. Evden kafamızı dışarı çıkaramıyorduk. Bir anda vuruldu oğlum. Hastaneye götürmeye çalıştık ama izin vermediler. Üç gün oğlumu defnedemedik. Hava da kuş uçsa vuruyorlardı. Çıkamadık. Üç gün sonra gömdük oğlumu.”

ÖNCEKİ HABER

Bir harita neden kanar?

SONRAKİ HABER

Cizre barışta ısrarcı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa