Esenyurt halkı soruyor: Çocuklarımızı savaş için mi büyütüyoruz?

Eren ERGİNE
Funda SANCARBARLAS
İstanbul

İstanbul’un Esenyurt ilçesinin Kıraç semtinde yaşayan vatandaşlar yaşanan çatışmalı ortamdan ve son süreçte artan saldırılardan şikayet ediyor. Yaşananlardan Hükümeti sorumlu tutan Kıraç halkı, haklı olarak şu soruyu soruyor: “Çocuklarımızı savaşa göndermek için mi büyütüyoruz?”

Kıraç’ta uzun yıllardır esnaflık yapan Saddam Yıldırım’ın dükkanı HDP bürosunun alt katında bulunuyor. Haliyle atılan taşlar Yıldırım’ın dükkanına da isabet ediyor. Bunun sorumlusunun Hükümetin politikaları olduğunu belirten Yıldırım, “Bir an önce barış sürecine dönülmeli, huzur içinde yaşamalıyız” diyor.

Dükkanı taşlananlardan biri de Diyadin Atilla. “Dükkanın adının Doğu Kebap olması ve HDP’nin yakınında yer alması taşlanma sebebimiz” diyor. Saldırı anında dükkanda olduğunu belirten Atilla “Canımızı zor kurtardık” diyor.

Cizre’de yaşananları hatırlatan Atilla, “Medya güllük gülistanlık bir Türkiye tablosu çiziyor. Sanki çatışmalarda insanlar hayatını kaybetmiyor. Cizre’de anneler ölmüş çocuklarını buzdolaplarına koymuyor. Öyle haberler yapıyorlar ki farklı bir tablo çıkıyor” dedi.

Mahalle halkından Lokman Salman şoförlük yapıyor. Kendini AKP’li olarak tanıtıyor. “Kürt, Türk aynı yerde yaşıyoruz, aynı mahallede oturup aynı fabrikada aynı işi yapıyoruz” diyen Salman çatışmalı süreci ise “Dış güçlerin organizasyonu” şeklinde yorumluyor.

İnşaat İşçisi Cengiz Karahan ise “Çocuklarımızı savaşa göndermek için mi büyütüyoruz” diye soruyor. Bir yandan asker ve polis ölümlerine tepki gösteren Karahan diğer yandan da HDP binalarının taşlanmasının yanlış olduğunu belirtiyor. Çatışma sürecinde ısrar edenlere seslenen Karahan “Halkı savaşa mı sokmak istiyorlar” diyerek tepkisini ortaya koyuyor.

Semt pazarında gazetemize konuşan Aynur Tunç, “Savaşın nedeni Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’dur” diyor. 7 Haziran’dan sonra çatışmaların başladığını belirten Tunç “AKP 400 milletvekili çıkarabilseydi Suruç’ta gençler, Iğdır’da polisler ölmezdi” diyor.

(Fotoğraflar: Haşim Doğu)