25 Ocak 2007 01:00

ÖZGÜRLÜKLER


Habermas, demokratik hukuk devletlerinin, farklıkları “dahil edici” politikalar izlemelerini önerir. Birlikte yaşamanın en önemli şartlarından birisidir bu. Avrupa Konseyi Şartı, daha 1950’de, 3. maddesinde, Konsey üyesi ülkelerin hukukun üstünlüğü ilkesine dayandıklarını hüküm altına alır. İnsan hakları ve özgürlükleri, hukukun üstünlüğü ilkesine dayalı olarak korunacak ve öylelikle yurttaşlar, haklar ve özgürlüklerden yararlanmış olacaklardır. Şartı imzalayan ülkeler, imzalarıyla bunu garanti etmekteydiler yurttaşlarına. Bir ülkede hukukun üstünlüğü ilkesinin geçerli olması demek, o ülkenin demokratik hukuk devleti olduğunu gösterir. Türkiye’de olmayan şey, tam da budur. Türkiye bir türlü demokratik hukuk devleti olamadı.
Kanun devleti olduğunda kuşku yok. Bu ise bir şey ifade etmiyor. Kanun devleti olmayan devlet mi var yeryüzünde?
Geçenlerde Susurluk’ta kazaen cezalandırılanlardan birisinin adı Kıbrıs’ta bir cinayete karıştı ve tutuklandı. Susurluk düzeni hemen devreye girdi. Serbest bırakıldı ve Türkiye’ye gönderildi. Bir üst geçide bile Türkiye’nin karar verdiği bir düzen vardı orada. Üst geçide müdahale edenler, kendi elleriyle Susurlukçuyu Türkiye’ye getirdiler. Ceza Kanunu’na göre, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları dünyanın neresinde olursa olsun suç işlerlerse, haklarında suç nedeniyle soruşturma yapılırsa, bu durum Türkiye’nin adli makamlarını da ilgilendirir ve işin esasına bakılır. Türkiye’de var mı Susurluk zihniyetine dokunabilecek bir savcı? Ayrıca var mı savcıların yasal güvenceleri? Olmadığını anlamış bulunuyoruz, Van Savcısı Ferhat Sarıkaya’dan beri?
Hrantı, o güzel insanı, yiğit insan hakları savunucusu gazeteciyi, öldürdüler.
Benim de dostumdu…
“Devlet dersinde” (Ece Ayhan) öldürüldüğünü düşünüyorum.
Türkiye toplumu, O’na, “Hepimiz Ermeni’yiz, Hepimiz Hrant’ız!” diye sahip çıktı. Asıl önemli olan da budur.
Devletin tavrı mı? Hangi devletin? Devleti kim temsil ediyor Türkiye’de? Hükümet mi? Genelkurmay Başkanı mı? Cumhurbaşkanı mı? Devlet kim Türkiye’de? Halkın iradesi, devlet katında, hâlâ ne kadar hüküm ifade ediyor?
Cinayetin aydınlatılmasında şartlara bakmak lazım. Türkiye’de soruşturma ve kovuşturma makamları hangi siyasal cinayeti aydınlatmış ki, Hrant’ın gerçek katillerini bulsun? Yok böyle bir şey. Siyasal cinayetlerin neredeyse tümünde devletin aktif ya da pasif sorumluluğu var.
Türkiye demokratik hukuk devleti olmadan, bu tür siyasal cinayetleri önlemenin ve işlendiğinde de faillerini bulmanın, adil olarak yargılayıp cezalarını infaz ettirmenin mümkünatı bulunmamaktadır. Susurluk’a, Şemdinli’ye bakın? Soruşturmacı makamların karşılarına ‘iyi çocuklar’ çıkarsa ne olacak? Bakın tosuncuklar çıktığında bile İstanbul Emniyeti’nin yaptığı gibi, hemen korumacı ve yön saptırmacı söylemler devreye giriyor. Bunlar, emniyetin dilinde “milliyetçi duygu”, silahlı kuvvetlerin dilinde “milli heves”tir. Olay böyle nitelenince herkes anlar ki, bu kişiler korunacaklardır, korunması gereken kişilerdir. Örgüt de yoktur. Örgüt dediğin zaten solcuların işidir (!?)
Bence soruyu kendimize soralım. Biz inanıyor muyuz, Trabzon Emniyeti’nin Trabzon’daki bu tür örgütlenmelerden haberi olmadığına? Bilmediğine. Biz inanıyor muyuz, Trabzon’daki MİT yetkililerinin duymadığına, görmediğine? Biz inanıyor muyuz, Jandarmanın uyuduğuna, JİTEM’in bir yerlere kayıt düşmediğine? Onun için, emniyete, MİT’e, jandarmaya, bu kurumların başındakilerine, çeşitli kademelerindeki görevli ve yetkililerine bakmak lazım. Ne yapmaktaydılar rahip cinayeti karşısında; Hrant katledilmeden önce ve sonra ne yapmaktalar? Bir de vali beye bakmak lazım. Ne yapmakta ve ne düşünmektedir?
Demokratik hukuk devleti, hukukun üstünlüğü ilkesine dayanır.
Bağımsız ve tarafsız yargı temeldir. Hukukun üstünlüğü ilkesi, ideolojik ya da siyasallaşmış yargıyı reddeder. Devletin yüksek çıkarları (!?) için, yurttaşların insan hakları ve temel özgürlüklerini yadsıyan anlayışları reddeder. Türkiye’nin politik ve bürokratik kadroları (özellikle güvenlik ve yargı bürokrasisi), henüz hukukun üstünlüğü ilkesini içselleştirmiş değil. Sorun da büyük ölçüde buradan kaynaklanmaktadır.
Hüsnü Öndül

Evrensel'i Takip Et