22 Şubat 2007 01:00

kleopatra aslında çirkinmiş...


İSKİ’den, ya da İETT’den, bilemediniz TCDD’den 40’lı yaşlarında emekli olan, daha sonra da bir süre seyyar satıcılık yapmaya karar veren, ama sonra “Başlarım lan seyyarına, meyyarına! Böyle iş mi olur anasını satayım! Bırakıyorum seyyar satıcılığı. Bu yaştan sonra zabıtadan mı kaçalım, mal mı satalım!” diyerek, kendini parka bahçeye veren, üç kuruş emekli maaşıyla geçinmeye çalışan ve torun torbayla oyalanan 50’li yaşlarındaki amca ile gizemli genç Tophane parkındaki bir bankta oturmuş sohbet ediyordu. Amca istasyondan ağır ağır yola çıkan bir kara tren gibi söze başladı:
- Yaa! Bak Klopatra da yamuk çıktı, gördün mü?
Gizemli genç umarsızca:
- Yamuk mu?
- Yamuk ya! Nasıl bilirsin sen Klopatra’yı?
- İyidir, hoştur; güzel hatundur...
- Değilmiş işte! Geçen gazetede gördüm, biber gibi burnu, pırasa gibi saçları, brokoli gibi kulakları varmış aslında Klopatra’nın...
- Brokoli mi?
- Evet, brokoli! Bir görsen acayip çirkin bir surat... Tarih yalan söylemiş bize! Kandırılmışız yani senin anlayacağın!
- Resmi tarihe hiç inanmadım ki ben zaten! Bu yüzden kandırılmış saymıyorum kendimi...
- Nasıl yani?
- Şimdi bu Klopatra Mısır kraliçesi değil mi? Mısır hükümeti Klopatra için “Şöyle çirkindi, böyle maymun suratlıydı, beş para etmezdi” diyecek değil ya! Tabi ki de “Bir içim suydu, sütle banyo yapardı, şöyle şekerdi, böyle süperdi” diyecek. Hükümet kendi kraliçesini kötüleyip, devletin karizmasını yerle bir etmek ister mi?
- Doğru aslında...
- Tarih hep böyle yazılmıştır. Bugün de böyle yazılıyor... Misal Tayyip külhanbey gibi, Kasımpaşa yiğidosu gibi takılıyor ya, ileride gazetelerde şöyle bir haber çıkacak: Tayyip Aslında Tırsakmış!
- Neye binaen?
- Misal günlüğü ele geçecek tamam mı... Günlüğüne not almış bu “Amerikan başkanı Bush’u görünce dizlerim titriyor, çok korkuyorum ondan!” falan gibi... İşte o zaman gerçekler su yüzüne çıkacak!
- Bush aslında faşistmiş! Ehi ehi!
- Bunu bilmek için tarihe gereksinimimiz yok! Onun faşist olduğunu yedi düvel biliyor zaten!
- Mmmm... Ecevit aslında “beyazoğlan”mış!
- Hah! Bak bu iyiydi!
- Uğur Dündar aslında tırt bir haberciymiş! Tatlı sularda takılıyormuş, derinlerle işi olmuyormuş. Halkın gözünü boyuyormuş!
- Güzeeeel...
- Atilla Koç aslında gözlerini dinlendiriyormuş!
- Evet, örnekler çoğaltılabilir...
M. Öner

Evrensel'i Takip Et