22 Nisan 2007 00:00

tiraj artınca baskılar yoğunlaştı

1990’lı yılların başında, İstanbul merkezli haftalık bir gazete olarak yayınını sürdüren Azadiya Welat, 2004 yılında merkezini, yayın yaptığı dilin konuşulduğu Diyarbakır’a taşıdı.

Paylaş

1990’lı yılların başında, İstanbul merkezli haftalık bir gazete olarak yayınını sürdüren Azadiya Welat, 2004 yılında merkezini, yayın yaptığı dilin konuşulduğu Diyarbakır’a taşıdı. Gazete merkezinin Diyarbakır’a alınmasıyla “günlük bir Kürtçe gazete çıkarma” tartışmaları da yoğunlaştı ve 2006 yılının 15 Ağustos’unda Azadiya Welat, “Roj ji welat hil tê” (güneş ülkeden yükseliyor) sloganıyla Diyarbakır’da günlük yayın yapmaya başladı.
Daha önce Diyarbakır Kürt Dil Kursu tarafından kullanılan dört katlı binanın ikinci katında çıkarılmaya başlanan ve haftalık tirajı 4-5 binde seyreden Azadiya Welat, günlük olarak çıkmaya başladıktan sonra birçok çevre tarafından coşkuyla karşılandı ve Kürtçenin sahiplenilmesi ve okunması konusunda büyük bir sinerji yarattı. Bu sinerjiyi de arkasına alan Azadiya Welat, kısa sürede tirajını 10 bine kadar çıkardı.
Günlük olarak yayınlanmaya başladıktan sonra üzerindeki baskılar da artmaya başlayan gazetenin, şimdiye kadar çıkan hemen bütün sayıları hakkında dava ve soruşturmalar açıldı. 22 Mart’ta bir ay süresince yayını durdurulan Azadiya Welat’ın dağıtımı da Merkez Dağıtım şirketi tarafından engellendi.
Azadiya Welat’ın boşluğunda çıkarılan Dengê Welat gazetesi ise bayi satışları olmaksızın kısa sürede 10 bin tirajını yakaladı. DİHA ajansının yanı sıra, Kürt internet siteleri ile İran ve Suriye’deki gönüllü muhabirlerinin geçtiği haberlerle beslenen Azadiya Welat, Kürtlerin yaşadığı dört ülkeden de haberler yayınlıyor.
Dünün okuru, bugünün editörü
22 Nisan’da (bugün) yeniden yayına başlayacak olan Azadiya Welat editörlerinden Maşallah Dekak, muhabirlikten büro yöneticiliğine; dağıtımcılıktan editörlüğe kadar Kürt basını içinde 10 yıldır çeşitli görevler almış. Bugün Azadiya Welat’ın muhabir ve editörlüğünü yapanların, dünün Azadiya Welat okuru olduğunu ve Kürtçe okuma yazmayı, Azadiya Welat okuyarak öğrendiklerine dikkat çekiyor.
Kürt gazeteciliğinin birçok zorlu dönemden geçtiğini anımsatan Dekak, sistemin yanı sıra Kürtlerin de kendi içinde Kütçeyi ve Kürt basınını ötekileştirdiğini belirterek şunları söylüyor. “Kürtçe hakim dil tarafından, ‘cahil, köylü dili’ olarak aşağılanır. Kürtçe ile çağdaşlaşmanın olamayacağı ileri sürülür. Bunlar dışarıdan yapılan bir ötekileştirmeydi. Kendi içimizde Kürtçe yazan, Kürtçe çizen, okuyan, habercilik yapan insanlar Kürt yayıncılığı içerisinde ama Türkçe yayın yapanlar tarafından da hor görülüyordu. Biz haber kaynaklarımıza gittiğimizde bize sordukları ilk soru şu: ‘Türkçe mi yayınlayacaksınız, yoksa Kürtçe mi?’ Sanki Kürtçe yayınladığımız zaman onların prestiji düşecek, kimse okumayacak, herkes onları farklı bir gözle görecekmiş gibi bir durum yaşanıyordu. Bu tutum bizi çok zorladı.”
Günlük bir Kürtçe gazete çıkarırken en çok karşılaştıkları sorunun haberleri Türkçeden Kürtçeye çevirmek zorunda kalmaları olduğunu söyleyen Dekak “Birçok basın açıklaması, yapılan etkinlikler, Kürt illerinde yapılmasına rağmen Türkçe kullanıldığı için biz o açıklamaları tekrar Kürtçeye çevirip gazetede yayınlıyoruz. Bu da beraberinde Kürt gazeteciliğinde bir çeviri dilini geliştiriyor. Sadece DİHA’ya aboneyiz DİHA’da Kürtçe servisi olmasına rağmen gittiği birçok haber Türkçe olduğu için Kürtçeye çevirmek zorunda kalıyor. Bu şöyle bir zorluk getiriyor: Haberi Türkçe not almak zorunda kalıyorsun. Aldığın notu Kürtçeye çevirmek zorundasın. Kürtçede şöyle bir sıkıntı var. Örneğin siz bir ekonomi haberini çevirdiğinizde, Kürtçesi olmayan kelimelerle karşılaşıyorsunuz. Siz de yeni terimler üretmek zorunda kalıyorsunuz. Kürtçe bir ekonomi haberi yazdığınızda Kürt Enstitüsü tarafından çıkarılan sözlükleri önünüze alıp, oradan bakarak Kürtçede olmayan o terimleri bulma arayışına giriyorsunuz. Bu bizim haber akışımızı, haber hızımızı oldukça kısıtlıyor diyebilirim.”
Türkiye’deki haftalık ve günlük Kürtçe bir gazeteyi yaparken, aynı zamanda haber tekniklerini, kalıplarını, haber fiillerini, bir bütün olarak gazeteciliği sıfırdan inşa etmek zorunda kaldıklarını ifade eden Maşallah Dekak, 15 yıl içerisinde her gün farklı bir şey öğrendiklerini anlatıyor: “Her gün hanemize bir artı ekledi. Kürt gazeteciliğine kendi tecrübelerimizi aktarmak için broşürler hazırladık, kitaplar bastık. Kürtçedeki haber kalıpları kaç tanedir, çeviri nasıl yapılır? 5N 1K’yı Kürtçeye çevirdik. 3S 3K yaptık.. Çi, çima, çawa, ki, kenge, kudere… Şu an habercilikte kullanılan terimlerin Kürtçeye çevrilmesi çalışması yapıyoruz. Bir sürü şey elde ettik. Ama bunca yıla rağmen hâlâ her gün her yeni öğrendiğimiz bir kavramı, yeni bir kalıbı not ediyoruz. Sonra haftalık toplantılar alıyoruz, dil çalışmaları yapıyoruz. Bu terimleri haberde nerede kullanabiliriz diye tartışıyoruz. Tecrübelerimizi bir tarafa kaydedip yeni nesillere aktarmak.”
‘Bütün sayılara dava açıldı’
Çok kısıtlı bir editör ve çalışan kadrosu ile Azadiya Welat’ı çıkardıklarına vurgu yapan gazetenin sahibi ve editörü Vedat Kurşun ise Kürtçe eğitim dili olmadığı için, Kürtçe bir gazete çıkarmanın başlı başına bir zorluk olduğunu söylüyor.
“Azadiya Welat gazetesinin günlük olarak çıkması, Kürt dilini tanımayanlara bir cevaptı” diyen Kurşun, günlüğe geçip tirajın artması ile birlikte, ceza ve soruşturmaların çoğalmaya başladığını söylüyor. 2007 yılındaki bütün sayılara dava açıldığına dikkat çeken Kurşun, “Bir yandan bu davalarla, bir yandan da merkez dağıtımın engellemesiyle karşılaşıyoruz. Gazetenin sahibi olarak hakkımda 11 dava açıldı. Ama 30-40 civarında da soruşturma açılmış durumda. Savcı bize diyor ki ‘Benim elimden gelen bir şey yok. Bir yandan İçişleri Bakanlığı, diğer yandan Adalet Bakanlığı talimat veriyor. 3 davanın kimlerin isteğiyle açıldığını ise söyleyemedi. Biz, bu davaların kimlerin isteğiyle açıldığını biliyoruz!
Mehmet Aslanoğlu
ÖNCEKİ HABER

ötekileştirme 30 yıl önce başladı

SONRAKİ HABER

bir gazeteyi çok görüyorlar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...