09 Temmuz 2007 00:00
KONUM
Kürt dili ve kültürü üzerindeki baskıcı, yasakçı uygulamalar devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Batman Belediyesi tarafından yaptırılan Kîne Em Parkının açılışında Şıvan Perwerin söylediği Kîne Em parçasını çaldıkları için Batman Belediyesinin kültür müdürü ve bir belediye personeli tutuklandı
Kürt dili ve kültürü üzerindeki baskıcı, yasakçı uygulamalar devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Batman Belediyesi tarafından yaptırılan Kîne Em Parkının açılışında Şıvan Perwerin söylediği Kîne Em parçasını çaldıkları için Batman Belediyesinin kültür müdürü ve bir belediye personeli tutuklandı. Aslında belediye, parka modern Kürt edebiyatının öncülerinden sosyalist şair Cegerxwinin adını vermek istemiş ama bu istek, Türkçede X ve W bulunmadığı gerekçesiyle engellenmişti. Daha önce defalarca yazılıp söylendi; bu yasakçı uygulamaların akılla, mantıkla izah edilebilecek bir tarafı yok! Batmandaki tutuklamadan birkaç gün önce Mardin Mazıdağında 9 yaşındaki Mizgin Baran, düğün konvoyunda yer alan bir araçtan sarı, kırmızı, yeşil puşi salladığı için Terörle Mücadele Şubesine bağlı polisler tarafından gözaltına alınarak üç saat sorgulandı. Bu olaylar, ülkede ve bölgede yaşanan bunca değişim ve gelişmeye rağmen ülke egemenlerinin Kürt dili ve kültürü önündeki engellerin kaldırılması, Kürt sorununun çözümü konusunda aynı noktada; yok sayma ve ezme noktasında bulunduklarını göstermektedir.
Cegerxwinin Kîne Em şiiri, Ortadoğuda varlığı yok sayılan bir halkın; Kürt halkının isyan çığlığıdır. Bu şiir, Şıvan Perwerin tüyleri ürperten yorumuyla, 1980lerin başından bugüne Kürt halkının varoluş mücadelesinin sembollerinden biri haline gelmiş, halka mal olmuştur. Bu bakımdan, Kîne Em parçasına getirilen yasak ve yapılan tutuklamaların sembolik bir anlamı da bulunmaktadır. Ordunun ilanla özel savaşçı aradığı, bölgede kentlerin güvenlikli bölge adı altında ablukaya alındığı, gazeteci ve yazarlara Genelkurmay tarafından komando eğitim merkezinde brifingler verildiği ve dört bir koldan sürdürülen operasyonlarla özel savaşın çok boyutlu olarak gündeme getirildiği bir dönemden geçiyoruz. Egemenlerin birbirleriyle mücadele halinde olan iki cephesi, Kürt sorunu, Kürt halkının barış ve demokrasi talepleri söz konusu olunca bu taleplere karşı baskı ve şiddet politikalarına sarılma konusunda birleşmektedir. Kîne Eme getirilen yasak, Kürt halkının bu coğrafyada kendi dili ve kültürüyle diğer halklarla birlikte yaşama isteğine, bu gerici güçler tarafından verilmiş bir yanıttır. Seçimlere iki haftadan az bir süre kalmışken, parti liderleri tarafından meydanlarda idam, operasyonlar, Bin Umut Adayları, sınır ötesi harekat gibi konular üzerinden yapılan polemikler, başa kim gelirse gelsin egemenlerin yöneliminin değişmeyeceğini göstermektedir.
Egemenlerin ülkeyi felakete sürükleyecek; halklar için daha fazla ölüm, açlık, yoksulluk getirecek politik yönelimleri karşısında, halkların barışçıl demokratik temelde birlikte yaşama iradesini ortaya koyacak dinamiklerin açığa çıkartılması önem kazanmaktadır. Bin Umut Adaylarının, gerici güçler arasındaki mücadelenin arenası olan parlamentoya girmesi, bu dinamiklerin bir mücadele odağı olarak şekillenmesi yönünde atılmış önemli bir adım olacaktır. Bin Umut Adayları, türkülerimizi söylememizi engelleyenlerin karşısında söyleyecek sözü olanların Meclisteki sesi olacaktır!
* Biz Kimiz?
Çetin Diyar