12 Şubat 2008 00:00
Birleşirsek bizi yıkamazlar
GÜNÜN YAZILARI
Karşıyaka Belediyesinde kadrolu işçiler, belediyenin kurduğu taşeron şirketin işçileri ve başka taşeron şirketlerinin işçileri bir arada çalışıyorlar. İş güvencesinden yoksun ve her an işten atılırım korkusu ile çalışan işçiler, AKP Hükümetinin çıkardığı yeni yasalar ile işçileri köle haline getirdiğine dikkat çekiyor. Sosyal güvenlikle ilgili yasanın saldırı anlamına geldiğini dile getiren işçiler, birleşip ortak mücadele vermeleri gerektiğini söylüyorlar
KENT A.Şde kadrolu çalışan Şevket Özdemir, Taşeronluk uygulamasında amaç işi ucuza yaptırmaktır. Bu da köle niyetine çalıştırmaktır. Taşeron işçiler örgütsüzdür. Örgütsüz toplum köledir derken çözümün işçi sendikaları, partiler, demokratik kitle örgütleri ve memur sendikalarının yani emekten yana olan tüm güçlerin birlikte ortak mücadele etmesinde olduğunu dile getiriyor.
Kent A.Şde çalışan aynı zamanda Genel-İş 5 Nolu Şubesi İşyeri Temsilcisi Fahrettin Söylemez, SSGSS ile çalışanların yaşam haklarının ellerinden alındığını belirterek Türkiye gibi yaşam ortalamasının 65 yıl olduğu bir ülkede emeklilik yaşının 60 olarak belirlendiği, emeklilik için prim ödeme gün sayısının 9 bin iş günü olarak belirlendiği, taşeronların girmediği hiçbir işyerinin kalmadığı bir AKP Hükümeti süreci yaşıyoruz. Tüm bu saldırılar karşısında demokratik kitle örgütleri, sendikalar, emekten yana siyasi partiler bu süreci ciddi olarak sahiplenemediler. 30 Yıldır alanlarda Genel grev - genel direniş sloganını atıyoruz. Artık tüm emek güçleri ve sendikalar başta Türk-İş olmak üzere konfederasyonlara baskı yapmalı. Türkiye işçi sınıfı 15-16 Haziran direnişlerini yaşamış bir sınıftır. TARİŞ Direnişi, maden işçilerinin direnişi gibi birçok destan yazmış, bir geçmişimiz var. Bu değerlerimize sahip çıkmak zorundayız. Genel grev-genel direnişi örgütlemeliyiz.
Öldüren yasa
Taşeron işçisi Hıdır Karataş ise durumunu şu sözlerle özetliyor; Taşeron şirketin ihalesi sonuçlanıncaya kadar geçici olarak Kent A.Şdeyiz. İhale sonuçlanınca o şirkette çalışacağız. Maaş ve sigorta dışında bir şey yok. Taşeron işçilerin de iş güvencesi olmalı, sendikalı olmaları gerekir. Genel Sağlık Sigortası ile milleti aldatıyorlar. SSKlıysam ve kendi paramla tedavi olacaksam bu yasa öldüren yasa dır. Karataş, emekliliğin de zaten imkansız hale getirildiğini belirtiyor.
İbrahim Honca da Bugün Türkiye ikiye bölündü: birinci sınıf vatandaş, ikinci sınıf vatandaş. Güneydoğuda bedel ödemiş insanlar 1 kilo pirinç uğruna Tayyipe oy verdiler. Geçen gün çocuğumu ameliyat ettirdim. 100 YTL para aldılar. 200 de istese verecem. Ama cebinde 10 lirası bile olmayan var, o ne yapacak? Bütün emekçileri tek bir çatı altında toplanmaya davet ediyorum. Birleşirsek bizi yıkamazlar diyor.
İşçi sınıfının SSGSSden bir beklentisinin olmadığını dile getiren Bülent Ermeş de Sümerbankın, TEKELin, Şeker Fabrikalarının ve kamuya ait işyerlerinin satılmasında sendikaların çıkıp da meydanlarda doğru düzgün bir eylem ve etkinlik yaptıklarını görmedik. Eskiden Hakkaride yapılan bir eylemde İzmirde de şalter iniyordu. Şu an türbana takılıyoruz derken türban konusunu hak ve özgürlükler olarak Anayasaya koyan hükümetin sendikal hak ve özgürlükleri de Anayasaya koymasını istiyor. (İzmir/EVRENSEL)
İş güvencesi istiyorlar
Hasan Gündüz (KENT A.Ş.): Sağlıkla ilgili yasanın çalışanlara veya topluma getirisi yoktur, götürüsü vardır. Bunlara karşı sendikaların yapması gerekenler vardır ama yapılmamaktadır. İşyerimizde 3-4 tip çalışan vardır. Bu çalışanları böl, parçala, yönet taktiğidir ve hükümetin de işine geliyor. Saldırı tüm çalışanlaradır. Tepedeki insanların tabandaki insanları harekete geçirmesi gerekiyor.
Hüseyin Genç (Taşeron işçi): İşimiz güvencesi istiyoruz. Şu anda çıkarsalar hiçbir sosyal hakkımız yok. 640 YTL alıyoruz. 400-450 kişiyiz. Sendikalı arkadaşlarla aramızda çok fark var. Üç ayda bir ikramiye hakları, sosyal hakları, yıllık izinleri var. Bizim hiçbir şeyimiz yok.
Hüseyin Söylemez (Taşeron işçi): Bizim işe gelmemiz iki dudak arasında. İki ayda bir girdi çıktı yapılıyor. İş güvencemiz olsun istiyoruz en büyük şikayetimiz bu. 800 kişi çalışıyoruz. 400ü kadrolu. Haklarımızı savunamıyoruz. Ben 45 yaşındayım. Yol, yemek hiçbir şeyimiz yok. İşsiz kalma korkusu var.
Adem Gümüş: (Taşeron işçi): Ben de 7 yıldır çalışıyorum. Sorunlar aynı, girdi çıktı yaptırılıyor. Biz hep beraber olursak belki o şekilde
Uğur Akgün (Taşeron işçi): 2 yıldır çalışıyorum. Taşeron firma olarak biz ne kadar da istesek kadro çok zor diyorlar. Ben de gittim görüştüm başkan yardımcısıyla zor ödüyoruz gibi söylentiler oldu. Kuru bir maaşımız var.
Ünal Gülay (Taşeron işçi): 4. yılım. Benim anlayamadığım sosyal demokrat bir belediyenin bize sahip çıkmaması. Geçen yıl 4-5 defa ihale yapıldı. Gir-çık bir şey anladığımız yok. Belediyenin çalışmalarını beğeniyoruz ama bize de ufak bir güvence vermesini istiyoruz. Taşeronun bütün işçilerini örgütleyeceksin ki sendika gelsin çok zor. Çoluk çocuk evde açlıktan ölüyor.
Bekir Koçak Veli Gürhan - Dilek Türtat
Evrensel'i Takip Et