17 Şubat 2011 05:52

İsdemir’de aldatmaca

İsdemir’in özelleştirmesinin gündeme geldiği yıllar, aynı zamanda çalışanların da yoğun olarak özelleştirmeye karşı çıktığı yıllardı. Ülkenin her yerinde aynı anda olmasa da tek tek il ilçe ve işyerlerinde özelleştirme karşıtı gösteriler yapılmaktaydı. İsdemir’de daha özelleştirme çalışma

İsdemir’de aldatmaca
Paylaş
Halit Katkat


İsdemir’in özelleştirmesinin gündeme geldiği yıllar, aynı zamanda çalışanların da yoğun olarak özelleştirmeye karşı çıktığı yıllardı. Ülkenin her yerinde aynı anda olmasa da tek tek il ilçe ve işyerlerinde özelleştirme karşıtı gösteriler yapılmaktaydı. İsdemir’de daha özelleştirme çalışmaları öncesi yıllarda, özelleştirme karşıtı söylemleri önlemek için genel müdürler memurları toplantı salonuna toplayıp özelleştirmenin faziletlerinden bahsederek ikna etmeye çalışırlardı. Genel Müdürler kendilerinin devletin bir bürokratı olduğunu unuturlardı. Hatta memurlara sözleşmeli çalışma uygulaması başladığında, sözleşmeliler kadrolu çalışanlara göre neredeyse yüzde elli daha fazla maaş almalarına karşın, büyük bir çoğunluk sözleşmeye geçmek istemedi. Nedeni gayet basitti; iş güvencesi yoktu. Süreç içerisinde sözleşmelilere de 657 güvencesi getirildi ve büyük çoğunluğun sözleşmeye geçmesi sağlandı. Sözleşmeye geçmek istemeyenler bunun bir aldatmaca olduğunu, herkes sözleşmeye geçince bu güvencenin kaldırılacağını söylüyorlardı.
  İşte o dönemde işçi, memur tüm çalışanları özelleştirmeye razı edebilmek için bizzat Çelik-İş Sendikası yöneticileri tarafından Karabük örneği veriliyordu. Karabük’te de Çelik-İş sendikası yetkiliydi. Karabük Demir Çelik özelleştirilirken çalışanlara hisse dağıtılmıştı. Ancak Kardemir hisseleri borsaya çıkar çıkmaz işçiler ellerindeki hisselerin tamamını elden çıkarmışlardı; çünkü paraya ihtiyaçları vardı. Üstelik aynı yıl yapılan toplu sözleşmede bu fabrika sizin denilerek Kardemir işçilerine sıfır zam kabul ettirilmişti.
  2001 yılında İsdemir özelleştirilirken İsdemir çalışanlarını özelleştirmeye razı etmek için 08.02.2002 günü İsdemir’de çalışanlara İsdemir’in yüzde 11 bedelsiz hissesini rüşvet olarak verme cinliğini gösterdiler. Bu hisseler Çelik-İş yöneticilerinin kurduğu vakfa devredildi. Hak sahipleri ellerindeki hisseleri ancak İsdemir hisseleri borsaya girdiğinde paraya çevrilebilecekler. Bu uygulamanın ‘gururu’ Çelik-İş yöneticilerine aittir.
  2001 yılında  özelleştirilmesine karar verilen  İDÇ’nin  % 11 hissesi, kurulacak Vakıfla çalışanlara verilmesi kararlaştırılmış,  İDÇ’nin  Erdemir’e 2002 yılında devri sonrası kurulan vakfa  bu % 11 hisse de devredilmiş, vakıf da gerçek  hak sahiplerine değil  2002 yılında işe yeni girmiş yüzlerce hak etmeyenin  içinde bulunduğu 6701 çalışana  hisseyi dağıtmıştı. Daha sonra mahkeme kararları ve itirazlar sonucu bu sayı 10535 e çıkarılmıştır.
  Neresinden bakarsanız bakın tam anlamıyla çalışanlar için aldatmacadan başka bir şey değil.
   Hisselerin sadece 08.02. 2010 günü İsdemir’de çalışanlara verilmesi, örneğin 07.02. 2010 günü emekliye ayrılmış kişinin hak etmemesi tam bir hak ihlalidir. Yasalara ya da vakıf tüzüğüne böyle geçmiş olabilir. Ancak yirmi, yirmi beş yıl emeğiyle İsdemir’in var edilmesine ve bu günkü değeri kazanmasına katkıda bulunmuş işçi ve memurların hiçbir pay alamamış olması adil değildir. Kamu vicdanını yaralayan ve açıkça hisseleri dağıtma yetkisine sahip sendika yöneticileri, bu hak gaspına imza atarak, çalışanların emeklerini işverene peşkeş çekmişlerdir.
  Halkın vergisi ve orada çalışan emekçilerin emeği ile kurulmuş olan İsdemir’in halka sorulmadan özel şirketlere satılması tam anlamıyla hak gaspıdır. Ancak kendi içerisinde adil ve daha tutarlı olunacaksa o güne kadar İsdemir’de çalışmış ve işten şu veya bu nedenle ayrılmış emekçilere hizmet süresi oranında pay verilmesi gerekirdi.
  Ancak öyle görünüyor ki bu pay dağıtımında yetkili olan İsdemir Çalışanları Yardımlaşma Sandığı Vakfı bu haliyle bile hak sahiplerine paylarını ödeme niyeti yok.
 Zaten ismi üzerinde çalışanlar vakfı olduğu için emekliler, vakfın yönetiminde ve kararlarında söz sahibi değiller. Çalışan işçiler sendika hangi yönü gösterirse o yönde oy kullanmak zorundalar, aksi halde işinden olurlar. Kısaca vakıfta sendika yöneticilerinin kararları geçerli… Zaten Vakıf tüzüğüne göre her yıl genel kurul yapması gerekirken kurulduğu 2002 yılından bu güne hiçbir genel kurul kararını hissedarlara bildirmediği gibi hiçbir bilgilendirme de yapmamış.
  Hak sahiplerinin birçok mahkeme kararı sonucu Vakıf, pay sahiplerine yüzde 11 pay sahibi olduklarını bildirir bir senet dağıtmış. Ancak bu ne zaman paraya çevrilecek belli değil. İsdemir Borsaya girince deniyor, borsaya ne zaman girecek belli değil.
  İşçilerin haklarını savunmak için kurulmuş olan bir işçi sendikasının işçilerin hak gaspına aracı olması aldatmanın da ötesinde bir anlam ifade etmektedir.

ÖNCEKİ HABER

Tiksindiğim mesleğim ve eski umutlarım

SONRAKİ HABER

Mahkemeye giderken dayak yedik

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...