29 Ağustos 2008 00:00

Silahsız çözüm arayışları da hedefe konuldu


Orgeneral İlker Başbuğ’un Kara Kuvvetleri Komutanlığı görevini Orgeneral Işık Koşaner’e devrettiği törende yapılan konuşmaların eksenini “terörle mücadele” politikaları belirlerken, yapılan vurgularda, silahsız ve demokratik çözüm arayışları da hedefe konuldu. Güvenlik güçlerinin, görevlerini daha etkin yapabilmek için yasal desteğe ihtiyaç duyduklarını belirten Orgeneral Koşaner, “legal alanda ortaya çıkan silahsız teröristlere yönelik olarak tedbirler alınması gerekliliği” vurgusuyla Kürt sorununu tamamen bir “güvenlik” sorununa indirgedi.
Başbuğ: ‘Örgüte katılım engellenmeli’
Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nı Orgeneral Işık Koşaner’e devreden Orgeneral İlker Başbuğ, yaptığı konuşmada, “terörle mücadelenin ana hedefinin terör örgütü ve destekleyicilerinin başarı umutlarının yok edilmesi olduğunu” savundu. Terörle mücadeleyi, “Devlet tarafından ve topyekün şekilde esas itibariyle güvenlik, ekonomi, sosyo-kültürel, eğitim ve sağlık dahil psikolojik harekat ve uluslararası alanda birbirleriyle paralel ve koordineli olarak yürütülen faaliyetler” olarak tanımlayan Başbuğ, şu vurguyu öne çıkardı: “O halde yapılması gereken örgüte çeşitli nedenlerle katılanların örgüte neden katıldıklarının tespitiyle buna karşı gerekli tedbirlerin alınmasıdır.”
Güvenlik kuvvetlerinin asıl hedefinin, “terör eylemlerini kabul edilebilir bir seviyeye getirmek olduğunu” belirten Başbuğ, “İcra edilen operasyonlar neticesinde bölücü terör örgütü daha önce de bir kaç defa yaşandığı gibi yine bir kırılma noktasına doğru yol almaktadır” görüşünü dile getirdi.
Koşaner: Silahsız teröristlere yönelik tedbir alınmalı
Kara Kuvvetleri Karargahında düzenlenen bir törenle Orgeneral İlker Başbuğ Kara Kuvvetleri Komutanlığı görevini Orgeneral Işık Koşaner’e teslim etti. Orgeneral Koşaner, devir-teslim töreninde yaptığı konuşmada, TSK’nın ulus-devlet, üniter laik devletin korunmasında her zaman taraf olduğunu ve olmaya devam edeceğini söyledi.
Koşaner şöyle devam etti: “Bireysel kalmak ve ulus devlet yapısına zarar vermemek kaydıyla, kültürel zenginliklerin yaşanması için yapılan düzenlemeler, daha fazla demokrasi söylemleriyle toplumsal talepler haline getirilip siyasal alana götürülmeye çalışılmamalı. Kutuplaşma ve ayrılaşmaya meydan verilmemeli ve ülke güvenliği tehlikeye atılmamalıdır. Teröre karşı yürütülen mücadelede ana hedef, örgüte ve destekçilerine terörle hedeflerine ulaşamayacaklarını göstererek başarı umutlarının yok edilmesidir.”
“Türkiye, bu mücadeleyi Irak’ın kuzeyinde tedbirler alınmasını da sağlayacak girişimlerle kendisi yürütmek ve sonuçlandırmak durumundadır” diyen Orgeneral Koşaner, güvenlik güçlerinin, görevlerini daha etkin yapabilmek için yasal desteğe ihtiyaç duyduklarını savundu. Bu sözler yeni OHAL yasalarını akla getirirken Orgeneral Koşaner’in, “legal alanda ortaya çıkan silahsız teröristlere ve ayrılıkçılığa destek verenlere yönelik olarak tedbirler alınması gerekliliği” vurgusu da, demokratik, silahsız çözüm arayışlarının da hedefe konulduğu biçiminde yorumlandı.
Demokrasi ve insan haklarına kuşkulu yaklaşım
Türkiye’nin jeopolitik ve jeostratejik bakımdan küresel güç dengesinin önemli ve kilit bir ülkesi konumunda olduğunu ve bu özelliği ile küreselleştirilecek model ülke olarak uluslararası arenada rol üstlenmeye zorlandığını ifade eden yeni Kara Kuvvetleri Komutanı, şöyle devam etti: “Bu kapsamda etnik kimlikçilik, cemaatçilik, kültürel farklılık gibi alt kimlikleri ön plana çıkaran girişimlerle ulus devlet yapısı dağıtılmaya çalışılmaktadır. Küresel güçler tarafından kurgulanan ve ülke içi medya, bazı akademik ve sermaye çevreleri ile sivil toplum örgütleri içine yuvalanan post-modern bir tabakanın oluşturduğu propaganda ve etki ağı; ulusal birlik, ulusal değerler ve güvenlik parametrelerinin zayıflatılması ve çözülmesi yönündeki gayretlerini sürdürmektedirler.” (HABER MERKEZİ)

Evrensel'i Takip Et