12 Ocak 2012 11:12

Suat abi?

2 Ocak’ta Radikal gazetesindeydi, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın röportajı. Gazete; röportajın konusunu ise, “Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, güvenlik güçlerinin protestocu gençlere karşı aşırı şiddet kullanımına karşı çıktı. Özgürlük-güvenlik dengesinin iyi k

Paylaş
Fırat Turgut

Genç olmanın; kuralsız, özgür düşünmek olduğunu belirtiyor Kılıç. Arkasından da “Demokratik haklarımızı kullanmamızın sınırı başkalarının haklarını ihlal edinceye kadardır.” sözünü ekliyor. Yumurta atma, taş ve sopalarla saldırma gibi bir özgürlüğün olamayacağından bahsediyor. Elbette biz gençler Aydın Çubukçu’nun söylediği gibi; kimsenin kırmızı ışıkta geçme özgürlüğünün olmadığının farkınfayız. Lakin 14 yaşındaki bir çocuğu silah dipçiğiyle öldüresiye dövme özgürlüğü de olamaz. Taş atmayı tasvip etmeyiz biz gençler. Ancak Suat Kılıç’a Evrensel Basım Yayım’dan çıkmış olan ‘Ben Bir Taşım’ kitabını da tavsiye ederiz.

Dengeden söz ediyor Gençlik ve Spor Bakanımız. “Eylemin şiddeti artarsa, paralel olarak müdahale de artar” diyor. Peki sormak gerekir Sayın Bakanımıza. Başbakanın, YGS’deki şifre skandalına karşı alanlara çıkan binlerce liseliyi “Biz de karşınıza on bin genç dikeriz.” diye tehdit ettiği gibi mi? Ya da Uğur Kaymaz’a, Şerzan Kurt’a, Murat Elibol’a artan müdahale gibi mi?

“Hukuk sınırları içerisinde orta yolun bulunması lazım.” diyor Bakanımız. Slogan atabileceklerini söylüyor gençlerin. Ama ne yazık ki bunu söylediği esnada 19 ay tutuklu kalan Ferhat’la Berna gelmiyor aklına. “Bu hak, o organizasyonu yapanların, organizasyonları başarılı bir şekilde yapma hakkını engellememelidir.” diyor. Peki, gençlikten sorumlu Bakanımızın aklına slogan bile atmayan Cihan Kırmızıgül gelmiyor mu acaba?

Gençliğinde kitlesel eylemlerin içerisinde bulunduğunu söylüyor Bakan, “Polisle çatışmak aklımızın ucundan bile geçmezdi” diyor. Yahu biz gençler bile, işbirliği içerisinde olan iki grubun birbiriyle çatışmayacak kadar zeki olduğunu düşünüyoruz. Bunun somut örneğini de İstanbul Üniversitesi’ndeki saldırılardan görüyoruz zaten.

KELEPÇELENMİŞ HUKUK

“Demokratik tepkinin ifade biçiminin de demokrasiye ve hukuka paralellik göstermesi lazım.” diyor Bakan. Hangi hukuka sayın Bakan. 500’ü aşkın üniversite öğrencisini tutuklayan hukuka mı? Şemsiye, çizgi film cdsi, Deniz Gezmiş kartpostalı gibi eşyaları ‘kuvvetli suç delili’ sayan hukuka mı? Bunların yanında Deniz Feneri davasının sanıklarını 3 ay içerisinde tahliye eden hukuka mı? N.Ç davasının sanıklarını salıveren hukuka mı? Bütünüyle, kollarına kelepçe vurulmuş hukuka mı?

Protesto teknikleri öneren, “zekice bir slogan üretebilirler” diyen bakanımıza “Ampul Tayyip” sloganınına açılan davaları hatırlatmakta fayda var.

70’lerin gençliğini övüyor. O dönemin gençliğiyle bu dönemin gençliğini kıyaslanamayacağını belirtiyor. Geçen sene Ocak ayında yapılan Üniversite Konfransı’na göz atalım. Fikirsizdir dedikleri öğrenciler, bir fikirleri olduğunu kanıtlamak için Üniversite Konferansı düzenliyorlar, Cumhurbaşkanına, Başbakana, Bakanlara çağrı yapmalarına rağmen her nedense o gün devlet erkanları katılmıyorlar konferansa. Konferans salonunun dört tarafının polislerce ablukaya alınması da cabası.

MEVCUT ANAYASA

Gelgelelim Anayasaya. Mevcut Anayasada iki maddenin varolduğunu söylüyor.

A. Gençliğin korunması

Madde 58 – Devlet, istiklâl ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müsbet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılâpları doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır.

AKP Hükümeti döneminde 500’ü aşkın öğrencinin tutuklu olması, AKP’nin; ideolojik olarak zaten hazmedemediği gençliği potansiyel suçlu ve bölücü olarak gördüğünün bir göstergesi. Dolayısıyla bu madde; gençliğe karşı Hükümetin bir kozu halinde denebilir. Diğer maddeler* ise; sanki “laf olsun torba dolsun” diyerek hazırlanmış, varolandan uzak, tabiri caizse kıytırık birkaç laftan ibaret.

YENİ ANAYASA SÜRECİ

Yeni Anayasa sürecinin tartışıldığı bu dönemde gençliğin anayasada nasıl yer bulacağı da asıl tartışılması gereken konu. Bakan bununla ilgili bir rapordan söz etmiş ama onlarca sayfadan gençliğin yararına –ciddi anlamda- bir şey çıkmayacaksa raporun yırtılıp çöp kovasına atılması daha hayırlı olur. Yok eğer gençliğin demokratik taleplerinin yer bulduğu bir Anayasa ise söz konusu, eylemci gençlerin de Suat Abi’si olabilir sayın Bakanımız.

Üniversiteler; parasız, bilimsel, darbe ürünü olan YÖK’süz, polissiz, özerk bir hale gelecekse, keza liselerde parasız eğitim, sınavsız-şifresiz üniversite olacaksa ve kılık kıyafet baskısına son verilecekse, meslek liselilerle ilgili “meslek eğitimi gören öğrenci, aday çırak ve çırağa yaşına uygun asgari ücretin %30′undan aşağı ücret ödenemez.” ifadesi torba yasayla birlikte değişip mevcut durumdan daha geri bir düzenleme yapılarak “asgari ücretin net tutarının %30′u” ifadesi öğrenci ve çırakların çıkarlarına göre değişecekse, gençliğin Suat Abisi olmaya hak kazanır.

Anadil olmadan, tüm gençlere parasız eğitim iş güvencesi olmadan, YÖK dağıtılmadan, özerk üniversite olmadan, eğitimin içeriği bilimsel olmadan, zorunlu din dersi kaldırılmadan, her kademe ve düzeyde gençlere söz hakkı tanınmadan, Anayasa üniversite ve liselerde, sanayi sitelerinde tüm gençliğin katılımıyla belirlenmeden demokratik olabilir mi? Gerçekten gençliği temsil edebilir mi?

Bu liste daha da uzatılabilir. Ancak gençliğin her alanda faydalanabileceği, demokratik hak ve taleplerini rahatça ifade edebilmeyi sağlayacak bir Anayasa olmayacaksa, eğer biz gençleri cep harçlığı için kaçakçılıktan ölüme sürükleyecekse Anayasa, Bakanımıza da abi diyemeyiz. Tıpkı Uludere’de ölen gençlerin bir daha diyemeyeceği gibi…

*Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır. Devlet, her yaştaki Türk vatandaşların beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır, sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder.

ÖNCEKİ HABER

Ötekinin dansı... Zenne

SONRAKİ HABER

Hakim olmadan hükmedeceğiz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...