12 Şubat 2009 00:00
Müzik hayatta bir duruş
2003 yılında kurulan rock müzik grubu Ehl-i Keyf ile ilk albümleri Yeraltından Notalar ve ilerideki çalışmaları hakkında konuştuk. Albümlerini ücretsiz olarak dağıtan ve dinleyiciye internet sitesi üzerinden ulaştıran grup, yürüdüğümüz yolda bize destek veren, inanan bir sürü insan var, aslında Ehl-i Keyf beş kişi değil, onların tümü diyor.
Nasıl bir araya toplandınız ve müzik yapmaya karar verdiniz? Grubun geçmişini kısaca anlatabilir misiniz?
Gürkan Akgün: Biz 2003 yılında toplandık. Bir stüdyoda birlikte müzik yapalım, sevdiğimiz şarkıları çalalım şeklinde çalışmaya başladık. Bu sürede çeşitli konserler verdik, bar programları oldu. Grup içerisinde değişiklikler oldu ve 2005 yılından itibaren de artık kendi şarkılarımızı çalmaya, kendi bestelerimizi yapmaya karar verdik.
Yaptığınız müziği hangi çerçeve içinde değerlendiriyorsunuz? Müziğinizi yaparken neleri anlatmak istiyorsunuz?
Gürkan Akgün: Şimdi Ehl-i Keyfin sözlerine baktığımız zaman ya da bestelerini değerlendirdiğimiz zaman aslında bir rocknroll duruş var. Bu hayatın gidişatına karşı, bu hayatta olan bitenlere karşı bir duyarlılık Hem kişisel ve sokakta yaşayan diğer tüm toplumsal ilişkiler anlamında Bir sıkıntı var aslında, bir dert var. Bu farklı şarkılarda farklı farklı ifade edilmeye çalışılıyor. Bu sözler, bu besteler bizim de içerisinde yaşadığımız, hepimizin içerisinde olduğu birebir bu yaşamın içerisinden gelen sözler. O nedenle biz bestelerde yalnızca müziğe, yalnızca söze değil bir bütünlüğe dikkat ediyoruz.
Ali Fuat Başman: Albümde yer alan Aynı Oyunlar ile Köle isimli iki parça benim. Benim parçalarımda da Gürkanın dediği gibi gündelik yaşamımızdan etkilendiğimiz şeyler var. İşte özel ilişkilerimiz var, işte yaşadığımız sıkıntılar var. Bunların bütünü şarkı sözlerimizin ve melodilerimizin alt yapısını kuran şeyler.
Albümünüzü bedava dağıtmak size neler kazandırdı? Size bir artısı oldu mu?
Ali Fuat Başman: Biz, stüdyoya girişimizden başlayan aşamadan beri Bizim bir albümümüz olacaksa bunu biz ücretsiz dağıtacağız ve ulaşabildiği kadar insana ulaşacak diye düşünüyorduk. Türkiyede yapımcı şirketler daha fazla haklar istiyor ya da bir şeyi yapıyorlarsa bu daha çok popüler müziğe yakın şeyler oluyor. Biz de popüler müziğin dışında farklı tarzda bir şey yapmaya çalıştığımız için kendimizi ifade edebildiğimiz tarzda bunu insanlara ulaştırmaya çalıştık.
Akif Burak Atlar: Sonuçta bir ürün ortaya koyduk ve bu ürünü insanlarla karşılıksız paylaşıyor olmak bize gerçekten büyük haz veriyor. Eğer biz işi bu güne kadar var olduğu şekliyle yapmak isteseydik yine kayıt, mix ve mastering aşamalarına kadar oluşan bütün maliyeti, o bütün zorlukları kendimiz aşmamız gerekecekti. Müzik endüstrisi belli formüller üzerine mekanizmalarını kurmuş durumda. Eğer bizim yaptığımız gibi genel anlamda formülüne uymayan bir şey yapıyorsanız albüm için müzik şirketleri tarafından kabul edilmeniz aslında çok zor. Bu bize her şeyden önce albümümüzü bandrollü bir şekilde ve tamamen kendi inisiyatifimizle istediğimiz formatta yayınlama hakkını tanıdı. Biz albümün dijital haklarından da feragat ettiğimiz için albümün internette dolanımı da yasadışı bir nitelik kazanmadı.
Gürkan Akgün: Albümü bedava dağıtmak bize müziğimizde seçtiğimiz notalardan, albümümüzü internette paylaşabilmeye kadar bir sürü özgürlük alanı açıyor. Ama bunun yanında bir sürü zorluk da getiriyor tabii. İşin dağıtımından albüm kapağına, albümün tanıtılmasına bir sürü prosedürle biz uğraşıyoruz. Yani bu bir noktada iyi bir şey çünkü albümün tümüne üretirken hakim oluyorsun ama bir noktada da çok zaman veriyorsun. Tüm bu işlerde bizim de yürüdüğümüz bu yolda bize destek veren, inanan bir sürü insanın bir dayanışması var. Aslında Ehl-i Keyf denen grup beş kişi değil, onların tümü. O şekilde albüm çıkıyor. Belki önümüzdeki süreçte başka gruplar başka yöntemler çıkaracak çünkü müzik sektörü bir sürü sektör gibi dönüşüme uğruyor.
Biraz kimlerden, hangi düşüncelerden etkilendiğinizden bahseder misiniz?
Gürkan Akgün: Şu zamana kadar başımızdan geçen olaylardan okuduğumuz kitaplara, yaşadığımız ilişkilere, biten aşklara kadar bir sürü şeyler bunları etkiliyor, etkilemeye de devam edecek. Albümde Yeraltından Notalar isminden dolayı Dostoyevskiye atıf var. Müzikal anlamda etkilendiğimiz isimler çeşitleniyor ama biraz daha yetmişlerin, seksenlerin müziğinden beslendiğimiz söylenebilir.
Akif Burak Atlar: Ben müzikle ilgilenmeye başladığım zaman şimdiki paylaşım ortamı yoktu. Şimdi internetten birçok yeni grup keşfedebiliyorsunuz. Birçok müzik kanalı, radyo istasyonu var. Bu anlamda tabii ki zamanın popüler gruplarının, dolayısıyla yetmişlerin, seksenlerin popüler gruplarının üzerimde çok büyük etkisi vardır ama ben özellikle Bob Dylanı uzun bir süre çok yakın takip ettim. Çok incelemeye çalıştım. O yüzden Bob Dylanın altını çizmek isterim.
Ali Fuat Başman: Ben teknik açıdan bir şeyler söyleyeyim. Genelde son zamanda çıkan rock albümlerine baktığınız zaman gitar tonlarında olsun, klavye altyapıları çok efektli, çok sesli, çok melodili. Benim şahsi fikrim bunlar dinleyeni yoran, vokalin geri planda olduğu, müziğin daha ön planda olduğu, gitara elli tane pedal dizip ondan çok farklı tonlarda şeyler çıkartan bir tarz. Ama bizim müziğimiz biraz daha saf distortion tabanlı, overdrive tabanlı bir düzenleme tarzında. Biz sonuçta müzik yapmaya başladığımızdan beri kendimizi geliştiriyoruz. Grup kendini geliştirdikçe bizim soundumuz diyebileceğimiz bir şey kesinlikle oturacaktır.
Sizin dinleyicilerinizle buluşmalarınız, konserleriniz nasıl geçiyor? Bundan sonraki konser planlarınız nelerdir?
Arda Uyar: İlk konserler tabii ki amatörceydi. Albümle beraber olay ivme kazandı. Seyirciye ulaşmak, büyük sahnelerin tozunu yutmak çok keyifliydi. En güzel konseriniz hangisiydi diye soracak olursan kendi adıma bu en son yaptığımız Mimar Sinan Üniversitesi konseri diyebilirim. Kalabalık bir kere çok aktifti. Zaten üniversitelerinde yıllardır Ehl-i Keyf sahne alıyor.
Akif Burak Atlar: Sırada tarihi kesinleşen iki tane konserimiz var. 25 Şubat Çarşamba akşamı Beyoğlu Studio Liveda sahne alacağız. 12 Mart Perşembe günü de Ankara Manhattanda sahne alıyoruz. Geçtiğimiz aylarda Bursa, Bodrum gibi yerlerde de çaldık. Yine bahara doğru İzmir, Ankara, Eskişehir, Antalya hattında da küçük bir turne planlıyoruz.
Gürkan Akgün: Çek Git isimli şarkımızın klibi gösterime girecek. Yeni parçalar üretmeye başladık, onları da yeni konserlerimizde çalıyoruz. Önümüzdeki dönemde de istikrarlı bir şekilde şarkılarımızı üretip, albümlerimizi çıkarıp paylaşmaya devam edeceğiz. Ehli Keyfin nereye geleceğini, nasıl bir şekilde devam edeceğini o süreç gösterecektir.
Uğur Halil / Karakullukcu
Evrensel'i Takip Et